18 Mart 2024 09:00

İktisadı anlamanın başka bir yolu

Sunumumuzu hazırlarken karşılaştığımız sonuçlardan birisi; iktidarların, iktisadî enstrümanlarıyla, yalnızca günün kurtarıldığı fakat krizlerin devam ettiği bir durum yaratmaları.

Paylaş

Sude KARKACI
İrem KAYA
ODTÜ İktisat Bölümü

Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi (TÜÖBİK); konu başlıklarının gerçek hayatla bağlantılılığı, iktisadın matematikten ibaret olmadığını ve aslında bir sosyal bilim olduğunu gösteren niteliği ve birçok üniversiteden öğrencilerin de katılımıyla çeşitli tartışmalara tanık olması açısından oldukça değerli. Bugün atanan rektörlerle ve öğrencilerin ortak alanlarının kısıtlanmasıyla birlikte, üniversitelerin gerçek özneleri olan öğrencilerin bir araya gelerek bu sorunları tartışabileceği hem akademik hem de amatör bir öğrenci kongresinin varlığı, bilim üretimi ve öğrencilerin iktisadi yaklaşımları için faydalı ve ilerletici bir yön taşıyor. Hepimiz, başka üniversitelerdeki, akademideki ve Türkiye ekonomisindeki problemleri bir şekilde öğreniyoruz; fakat TÜÖBİK gibi etkinliklerde bir araya gelmek, bu sorunları tartışmak ve çeşitli çözüm yolları aramak için bir önkoşul hâline geliyor. Kongrenin bir diğer olumlu yanı, günlük yoğunluklar arasında Türkiye’deki yoğun gündemi takip etmekte güçlük çeken veya etse bile güncel olayların ekonomi-politik bağlantılarını yorumlama ve anlamlandırma vaktini yaratamayan öğrenciler için perspektif sağlaması ve kolektif bir tartışma ortamı yaratması. TÜÖBİK’e sadece iktisat öğrencilerinin katılmadığını da göz önünde bulundurursak, konuların sade ve anlaşılır bir dille anlatılması, iktisadi ve politik taraflarının daha rahat anlaşılması açısından tüm öğrenciler için faydalı bir deneyim sağlıyor.

YARGILANMADAN, ÖZGÜRCE TARTIŞABİLECEĞİMİZ BİR ALAN

İktisat öğrencileri olarak afişlerini gördüğümüz çeşitli seminerlere çoğu zaman katılmak istesek de, çoğu zaman mevcut birikimimize uygun olup olmadığını bilemiyor ve gitmiyoruz. TÜÖBİK ise bağımsız inisiyatifleriyle, organizasyonundan sunumlarının hazırlanmasına kadar öğrenciler tarafından düzenlenmiş bir kongre olduğu için bizlere hem araştırma özgürlüğü hem de “akademik” bir yargılanma endişesi olmadan rahatça tartışabilme imkânı veriyor. Bu, akademinin şu anki sınırlayıcı ve sansürcü çerçevesinin dışına çıkabileceğimiz ve fikir üretimini, araştırmaları ve sunumları özgürce yapabileceğimiz anlamına geliyor.

Bu yılki TÜÖBİK’te biz de “Türkiye Büyümesinin Fedakarlıkları: Krizler ve Kırılganlık” başlıklı sunumumuzu yapacağız. Oldukça çeşitli ve geniş konu başlıkları arasından bu konuyu seçmemizin sebebi, Türkiye’nin yaklaşık elli yıldır, özünde değişmeyen fakat sürekli farklı cümlelerle ifade edilen iktisadi politikalarına ve bunun sonuçlarına değinmek. Türkiye ekonomisinin yakın tarihine baktığımızda görüyoruz ki iktidardaki figürler değişiyor ama Türkiye ekonomisinin kırılganlığı, “sürekli kriz” hâlinin altındaki politika hattı ve ülkenin sürüklendiği bataklık değişmiyor. Ekonomiyi sözde “bu bataklıktan çıkarmak için uygulanan politikaların” hizmet ettiği sınıf aynı olunca, kimi zaman pozitif etkileri olduğu düşünülen ekonomik gelişmeler bile bataklığın doğası gereği, çırpındıkça daha da batmamıza karşılık geliyor.

GÜNÜ KURTARMANIN ADI: POLİTİKA FAİZİ

Sunumumuzu hazırlarken karşılaştığımız sonuçlardan birisi; iktidarların, iktisadî enstrümanlarıyla, yalnızca günün kurtarıldığı fakat krizlerin devam ettiği bir durum yaratmaları.

Sunumumuzu hazırlarken karşılaştığımız ve öne çıkan sonuçlardan birisi; sıklıkla iktidarların, görünürde bir önceki iktidardan devraldıkları ekonomiyi “düzeltmeye” çalışırlarken asıl gerçekleşenin, kullandıkları iktisadî enstrümanlarıyla, ekonomideki diğer elemanları negatif etkileyerek dengeyi halkın yararına değiştirdikleri bir durumdan ziyade, yalnızca günün kurtarıldığı fakat krizlerin devam ettiği bir durum yaratmaları. Bu iddiayı güncel bir örnekle somutlaştırmak gerekirse mevcut faiz politikaları iyi bir örnek olacaktır. Mevcut iktidar tarafından yıllardır tek enstrümanmış gibi kullanılan ve halka da böyle lanse edilen politika faizi, dönem dönem yükseltiliyor veya düşürülüyor fakat Türkiye ekonomisi içinde bulunduğu bataklıktan bir türlü çıkamıyor.

Bu yazıda sunumumuzun içeriğine ve kongreye dair genel bir anlatıda bulunduk. Bunlara ek olarak ve bunlarla bağlantılı olarak tek adam iktidarının yıllardır konumunu korumasının sebepleri, döviz kurundaki dalgalanmalar ve beraberindeki krizleri, ülkedeki sermaye hareketleri ve etkileri ile Türkiye ekonomisinin yıllardır üzerinden atamadığı “kırılganlık”ın sebepleri ve etkilerini anlatacağız.

ÖNCEKİ HABER

Şişli Anadolu Lisesi'nde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

SONRAKİ HABER

Emek Gençliği 10. Konferansı'na gidiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa