19 Mart 2024 05:45

Gazeteci-Yazar Kemal Can: MHP değil, Erdoğan değişti

“Bahçeli-Erdoğan ittifakının sadece iki liderin çıkar buluşmasından ibaret olmayan, arkasında devletin, hakim güçlerin yer aldığı daha komplike bir koalisyonun ittifakından bahsedebiliriz.”

Kemal Can | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanına yeni yüzyılın kurtarıcı övgüleriyle yeniden adaylık desteğinde bulundu. “MHP AKP’ye muhtaç” yorumlarının aksine karşılıklı bir çıkar ilişkisine dikkat çeken Gazeteci-Yazar Kemal Can, değişenin MHP değil, Erdoğan ve tabanı olduğuna dikkat çekti. Can, Bahçeli’nin her zamanki gibi iktidarın sürekliliği açısından yine ön aldığını vurguladı.

Ankara’da düzenlenen 14. Olağan Büyük Kurultay ardından Devlet Bahçeli rakipsiz bir şekilde 11. defa genel başkan seçildi. Ancak Bahçeli’nin kendi parti kongresinde, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri” ilan etti, anayasaya rağmen yeniden aday olması çağrısında bulundu.

Gelişmeleri gazetemize değerlendiren Kemal Can, gelişmeleri “10 yıl önce çok temel bir değişiklikti bu; sadece MHP’nin yörünge değişikliği söz konusu değildi, iktidarın bileşimini değiştiren bir süreçti. Bence bu Bahçeli’nin fikir değiştirmesinden ibaret değil; iktidarın, Erdoğan iktidarının kimyasının değişmesi ile ilgili bir süreç. Bu hep genellikle Bahçeli’nin değişimi veya Bahçeli’nin AKP’ye veya Erdoğan’a koltuk değneği olması şeklinde yorumlandı. Ama aslında bu değişikliğin Bahçeli’nin fikir değiştirmesinden öte Erdoğan’ın iktidar tabanını değiştirmesi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Bahçeli-Erdoğan ittifakının sadece iki siyasi parti liderinin çıkar buluşmasından ibaret olmayan arkasında devletin, hakim güçlerin içinde yer aldığı daha komplike bir koalisyonun ittifakından bahsedebiliriz” diye değerlendirdi.

"TÜRK SAĞI DEFALARCA DENEDİ"

Bunun ideolojik açılımının çeşitli zamanlarda denenmiş milliyetçi, mukaddesatçı, büyük Türk sağı ideali olduğunu ifade eden Can, “Bunu ‘70’li yılların MC’lerinde (Milliyetçi Cephe hükümetleri), 12 Eylül’ün Türk-İslam sentezinde, ‘90’larda kutsal ittifak arayışında vs. görebiliriz. Dolayısıyla tarihsel kökleri olan bir çoğunluk ittifakı” dedi.

"CEMAATTEN SONRA KONSEPT DEĞİŞTİ"

Fakat aynı zamanda bunun ekonomik ve bürokratik bir ittifak halinde geliştiğine dikkat çeken Can, şöyle konuştu: “10 yıl önce ya da 2012’yi baz alırsak Erdoğan için cemaatle yürüttüğü, Avrupa Birliği perspektifine oturttuğu iktidar konsepti dayanıksız hale gelmişti. İç ve dış konjonktür bunu taşıyabilir durumda değildi. Ve cemaatin sürüklediği vesayet kavgası ile devlet içinde güç yaratma operasyonu da başka riskler içermeye başlamıştı. Erdoğan aslında doğrudan devletle mücadele etmek yerine devletle iktidar ortaklığını tercih etti. Bu iktidar ortaklığını sağlayan önemli aktör de Devlet Bahçeli idi. Dolayısıyla o tarihten itibaren bu temel ittifak bileşimini kabul eden ve ona uygun davranmayı hiç değiştirmeyen Erdoğan; Bahçeli’nin açısından çok faydalı bir pozisyona geldi. O tarihten sonra da referandumda, 15 Temmuz sonrasında ve bütün seçimlerde Bahçeli daha önce bir beka sorunu, bir milli güvenlik tehdidi olarak tarif ettiği Erdoğan’ı desteklemenin milliyetçiler açısından bir görev olduğunu söylemeye başladı. Şimdi de zaten Erdoğan’ın görev sürecinin tamamlanması ya da benzeri anayasal engeller konusunda sadece Bahçeli değil, çeşitli çevrelerde anayasal değişikliğinden tutun, bir takım başka araçlar kullanılarak, bu iktidarın süreklileşmesi konusunda seçimden sonra bir takım tartışmalar açılacağı anlaşılıyor. Bahçeli her şeyde olduğu gibi burada da ön alıyor. Aslında bu yeni bir şey de söylemiyor. Sizin de söylediğiniz gibi 10 yıllık bir hikaye aslında. Şimdi birden bire Bahçeli bunu neden söyledi diye bir şaşkınlık durum sayılamaz.”

MHP’DE VİTRİN YOK

Bahçeli’nin 11. kez genel başkan seçildiği, 43 yeni ismin parti yönetime girdiği kurultayı değerlendiren Can, “MHP’nin bir süredir vitrin diye bir meselesi yok. Zaten MHP diğer partilerle kıyaslandığında sözcüsü, kamuoyunda tanınan bilinen isimleri olan, medyada görünürlüğü yüksek bir parti değildi. Belki AKP’nin ilk döneminde, AKP’ye muhalefet ettiği dönemde biraz daha medya görünürlüğü artmış, bir takım isimler öne çıkmıştı. Onlardan bazıları şimdi zaten İyi Parti’de siyaset yapıyorlar. Başta Meral Akşener olmak üzere…” diye konuştu.

ADAYLIK VE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GİDEN YOL

Erdoğan “Bu son seçimim”  diye oy istemeye başlayınca iktidar sözcülerinden nasıl yeniden aday olabileceği konusunda açıklamalar geliyor. Anayasa’nın 116. maddesine göre “Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, TBMM genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” Ancak Meclisin bu kararı alabilmesi için en az 360 milletvekilinin oyu gerekiyor.

Cumhur İttifakının 323 milletvekili olması nedeniyle gözler önemli bir AKP’li isme “Cumhurbaşkanlığı sistemi kalıcı hale gelmiştir” dediğini yalanlamayan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve AKP’den ayrılanların kurduğu DEVA ve Gelecek Partisinde.

BAHÇELİ’NİN 4 ÇIKIŞI

17 Ağustos 2015: Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yapılan görüşmede koalisyon hükümeti teklifini kabul etmedi.

11 Ekim 2016: Parlamenter sistemden yana olduklarını ancak fiili durum yaratılan başkanlık sistemi için hukuki bir yol için referandum önerdi.

17 Nisan 2018: Erken seçim çağrısı yaptı, 3 Kasım 2019’da yapılması gereken genel seçimler 24 Haziran’a çekildi.

17 Mart 2023: “Bu son seçimim” diye oy isteyen Erdoğan’a “Ayrılamazsın! Türk milletini yalnız bırakamazsın. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Kuzey Kore’ye füze tepkisi

SONRAKİ HABER

AKP’li belediyeyle Hizmet-İş el ele verdi: İşçinin 1.1 milyon lirasını çaldılar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa