20 Mart 2024 10:39

Editörümüz Nasuhbeyoğlu: Çocuklar okula aç giderken kaynak MESEM’e aktarılıyor

Evrensel gazetesi editörlerinden Vural Nasuhbeyoğlu, Eğitim Sen İstanbul 1 Nolu Şubeyle buluştu. Etkinlikte, MESEM başta olmak üzere eğitim alanındaki sorunlar tartışıldı.

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Paylaş

Eğitim Sen İstanbul 1 Nolu Şube, MESEM uygulamasına ilişkin Evrensel’in sağlık ve eğitim editörü Vural Nasuhbeyoğlu ile buluştu. Eğitimcilerin katıldığı etkinlikte Nasuhbeyoğlu, MESEM projesine ilişkin çeşitli örnekleri ve önemli noktaları anlattı, eğitimin piyasaya açılmasına dikkat çekti.

MESEM TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK HALİNE GELDİ

2012’de çıkarılan kanunla 4 yıllık mesleki eğitimin çıraklık kapsamına alındığını anlatan Nasuhbeyoğlu, “Ülkede çok ciddi bir yoksulluk var, emekli maaşı 10 bin lira. Yoksulluğa mahkum edilen bir kesimin rızasını alarak sanayi sitesi dediğimiz yerlerde -Ankara’da OSTİM, İstanbul’da İMES gibi- çocuklar küçük yaşta kullanılıyor” dedi.

MESEM’in en önemli üç noktasının çocuk işçiliği, örgün eğitimin önüne geçilmesi ve patronlara kaynak aktarımı olduğunu vurgulayan Nasuhbeyoğlu, yasaya göre yalnızca meslek lisesi öğrencilerinin değil, ortaokulu bitirmiş her öğrencinin MESEM’e kaydolabildiğini anlattı, sayıya ilişkin ise MEB’in net verilerinin olmadığını söyledi. Sadece öğrencilerin değil, işçilerin de bu MESEM’e kaydedilebildiğini ifade eden Nasuhbeyoğlu, 300 bine yakın çırak 890 bine yakınsa işçi kaydı olduğunu ifade etti. Yaş sınırının kaldırılmasıyla uygulamaya akın olduğunu ifade eden Nasuhbeyoğlu, bu şekilde maaşın neredeyse yarısının devlet tarafından ödendiğini bu nedenle de patronlardan büyük rağbet görüldüğünü anlattı. Büyük işletmelerin henüz büyük oranda uygulamaya girmediğini anlatan Nasuhbeyoğlu, “Biz gündeme getirilene kadar MESEM çok konuşulmuyordu. MESEM kapsamında 8 çocuğun hayatını kaybetmesiyle gündeme girdi” diye konuştu.

İŞ KAZALARI YAŞANIRKEN İŞ YERLERİ DENETLENMİYOR

Nasuhbeyoğlu, 9-10-11. sınıf öğrencilerinin MESEM’e kaydolabildiğini, sigorta vs. gibi giderleri devletin ödediğini söyledi. Özellikle eğitimin niteliksizleşmesiyle çocukların çift taraftan kuşatılmış yoksullukla başa çıkmaya çalıştığını ifade eden Nasuhbeyoğlu, “Siz eğitimle sınıf atlayabilirdiniz. Ama bugünkü sistem bunu tamamen yok etmiş durumda. Yaptığımız röportajlarda çocuklar ‘Ben çalışıyorum para kazanıyorum, yaşıtlarım okulda boş boş defter kitapla uğraşıyorlar’ diyor örneğin” dedi.

Çocukların sadece 1 gün okula gittiğini, cumartesi ve tatillerde de çalıştırıldığını, hafif işlerde, 7 saat ve altında çalışmak zorunda olmalarına rağmen bunların fiiliyatta olmadığını anlatan Nasuhbeyoğlu “MEB kadrosunda İSG uzmanı yok, iş yeri hekimi var. MEB bir yandan bu işi bilmiyor, bir yandan da işi eğitimcilerin, sizlerin üzerine yükleniyor. Eğitimcilerin bunu kabul etmemesi gerekir. Eğitim okulda olur, eğitim öldüğü yerde sizin mesleğinizin itibarı da ölür” ifadelerini kullandı.

MESEM’le patronlara kaynak aktarıldığını, bir nesli tamamen çürütecek bir proje olduğunu anlatan Nasuhbeyoğlu, şu verileri paylaştı:

  • 10 saatten fazla çalışan çocukların oranı yüzde 65
  • Çocukların yüzde 32’si iş kazası geçirmiş
  • Çocukların yüzde 67’si iş yerinin denetlenmediğini söylüyor, görüştüğümüz çocuklar koordinatör öğretmenlerin denetime geldiğinde patronun odasına girip gittiğini söylüyor.

ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDERKEN KAYNAK MESEM’E

İş yerlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlendiğini ve bu işlerin bugüne kadar nasıl yapıldığını bildiklerini anlatan Nasuhbeyoğlu, “İMES ve OSTİM’de konuştuğumuz çocukların büyük kısmı iş kazalarında yaralanmış ancak 14 yaşındaki çocuğun hayatı kavraması zor, ustabaşı ya da patron rol modeli. Taciz, kötü muamele...” dedi. MEB’in strateji planında çıraklık pansiyonlarının gündeme getirildiğini hatırlatan Nasuhbeyoğlu,  “Çocukların tüm hayatını sanayiye taşımaya çalışıyorlar. Planladıkları şeyde çocuklar ergenliği, hayatlarının en önemli dilimini atlatırken başlarında bir öğretmen olmasına gerek olmayacak. Bakan geçtiğimiz günlerde müfredatta saatlerin düşürülmesini, pedagojik olarak olumsuz olduğunu ifade etti. Bakanın ağzından ilk defa pedagoji kelimesini duydum. Müfredat saatleri uzun ama çocukların hayatlarının sanayiye taşınması pedagojik açıdan kötü değil” diye konuştu.

‘MESEM’LER KAPATILMALI, BÜTÇE ÇOCUKLARA AYRILMALI’

İktidarın bu şekilde tüm eğitim sisteminin altına dinamit koyduğunu anlatan Nasuhbeyoğlu, “Bu yapılan sektörün yani sermayenin ihtiyaçlarına göre planlama yapılması ve eğitime de sektörün dahil olması. Bizim görüştüğümüz çocuklardan 15 yaşında bir çocuk ‘Kolumu kırdım, elimi dişliye sıkıştırdım, ayağıma ayna düştü hepsi benim suçum mu?​’ diyor. Çocuklara suçun yüklendiği belgeler imzalatılıyor. Eğitimin piyasaya açılması ve gericileştirilmesi ikisi de birbirinden bağımsız işler değil. Eğitimin tamamını çökertip kendi istediği gibi bir nesil yaratmak. Çocuklar okula aç giderken MESEM’e 68 milyar TL ayrılıyor ancak deprem bölgesinde okulların yeniden yapılması için sadece 36 milyar TL ayrılıyor” dedi.

İşçi sendikalarının bu konuyu önemsemesi gerektiğini anlatan, sendikaların büyük çoğunluğunun MESEM’i önemsediklerini ifade eden Nasuhbeyoğlu, “MESEM’lerin kapatılması gerekiyor. MESEM’ler kapatılsın elbette ama çocuklar sahiplenmek zorunda bırakılmış. Biz işçi gazetesi olduğumuz için bunları yakından takip edebiliyoruz. Bu bütçe bu şekilde patronlara kaynak aktarılarak kullanılmamalı. O nedenle MESEM’ler kapatılmalı ancak bu bütçe yine çocuklara ayrılmalı” diye konuştu. Etkinlik katkı ve sorularla sona erdi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Trabzon’da CHP otobüsüne taş attı, Valilik “sesten rahatsız olmuş” dedi

SONRAKİ HABER

Propaganda serbestliği ve seçim yasakları yarın başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa