21 Mart 2024 12:48

Gazeteci Gök: Hakikat, Kemal Kurkut'un çıplak bedeni gibi apaçık ortada duracak

Gazeteci Abdurrahman Gök, 2017 Diyarbakır Newrozu'nda katledilen Kemal Kurkut'un vurulma anını ve sonrasında yaşanan cezasızlık politikasını anlattı.

Fotoğraf: Abdurrahman Gök

Paylaş

Diyarbakır'da 2017 Newrozu’nda alana giriş yapmak isteyen üniversite öğrencesi Kemal Kurkut (23), polis kurşunuyla katledildi. Kurkut’un katledilmesine ilişkin Diyarbakır Valiliği’nden yapılan ilk açıklama "canlı bombaydı" şeklinde oldu. Ancak gerçek, gazeteci Abdurrahman Gök’ün çektiği 8 karelik fotoğraf ile ortaya çıktı. Gazeteci Abdurrahman Gök, Kemal Kurkut'un vurulma anını ve sonrasında yaşanan cezasızlık politikasını anlattı. Gök, cezasızlığa dikkat çekerek, "Hakikat sonsuza kadar Kemal'in çıplak bedeni gibi apaçık ortada durmaya devam edecek. Hiç kimsenin gücü bu hakikati karartmaya, değiştirmeye yetemeyecek" dedi.

Abdurrahman Gök, Kemal Kurkut’un katledilmesinin yıldönümünde, o gün yaşananları ve sonraki yargı sürecini bir kez daha anlattı.

Gök’ün X hesabındaki paylaşımları şöyle:
 
"Kemal 21 Mart 2017’de Diyarbakır'da Newroz alanının girişinde öldürüldü. Dört erkek kardeşin en küçüğü olan Kemal, Malatya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisiydi. Newroz günü Malatya'dan Diyarbakır'a gelmiş, yüzbinlerle Newroz'u kutlamaktı tek amacı.
 
Ancak, onlarca vatandaş, gazeteci, polis, TOMA, farklı zırhlı araçların bulunduğu bir noktada, gördüğü psikolojik şiddet nedeniyle üstünü çıkarmış yarı çıplak vaziyetteyken, çelme takılarak bile etkisiz hale getirilebilecekken polis silahla yakın mesafeden Kemal'i vurarak öldürdü.
 
O anlara herkes gibi ben de tanık oldum, belki diğer gazetecilerden farklı olarak çektiğim fotoğraflarla inkar edilemez bir tanıklıktı benimkisi ve bunu fark eden polis fotoğraf makinama el koymak istedi ancak fotoğraf makinasında hafıza kartını bulamadı. 
Kendilerinden önce davranmış makinadan kartı çıkarmış ve saklamıştım. "Refleksle boş deklanşöre bastığımı" söyledim ve polisler çantamdaki diğer yedek hafıza kartlarımı kontrol edip içindeki tüm fotoğrafları silince fotoğraf çekmediğime ikna oldular sanırım. 
 
İkna olmuş olmalılar ki Emniyet Müdürlüğü Diyarbakır Valiliği'ne durumu bildirdikten sonra Valilik, "alana girmeye çalışan bir canlı bomba imha edildi" açıklaması yaptı. Ancak yayınladığım fotoğraflar valiliği yalanlayınca, "zaruri" bir soruşturma başlatıldı.
 
25 Mart 2017'de Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ndeki polis memuru Y.Ş. ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevliyken geçici olarak TEM Şube Kadrosu’nda görev yapan O.M. gözaltına alındı. Diyarbakır Valiliği bu iki polisin görevden uzaklaştırıldığını bildirdi. 
 
Her iki polis de doğru düzgün gözaltında tutulmadan serbest bırakıldı "Olası kastla öldürme suçundan" haklarında savcılıkça soruşturma başlatıldı. Soruşturma davaya dönüştü ve 2 Ekim 2017'de iddianame hazırlandı.

POLİS GÖREVİ BAŞINDAYKEN YARGILANIYORDU

Sanık polis O.M. hakkında, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi. Sanık polis Y.Ş. hakkında ise "Olası kastla öldürmek" suçlamasından müebbet hapis istemiyle dava açıldı. 14 Aralık 2017'de benim de tanık olarak dinlendiğim ilk duruşmada sanık Y.Ş. 3 ay sonra görevine iade edildiğini açıkladı. Yani müebbetle yargılanan polis görevi başındaydı ve görevli bir polis iken yargılanıyordu. Savcı sanığın tutuklanmasını talep etti mahkeme ise reddetti.
 
26 Nisan 2018'de Adli Tıp Kurumu'ndan istenen raporun gelmemesini ve delillerin tam olarak toplanmamış oluşunu gerekçe göstererek sanığın tutuklanması talebini yeniden reddetti mahkeme. Polis hala "Olası kastla öldürme" suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. Davanın 20 Aralık 2018 tarihli duruşmasında #KemalKurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği ve mermi çekirdeğinin gömlek nüvesinin balistik incelemeye uygun olmadığının belirtildiği ATK raporu dosyaya girdi. 
 
Mahkeme Ulusal Kriminal Büro’dan rapor istenmesine karar verdi. UKB’nin raporu 28 Şubat 2019'daki duruşmada dava dosyasına girdi. Görüntülerin saniye saniye incelendiği raporda ATK’nın aksine #KemalKurkut’un Y.Ş tarafından hedef alınarak doğrudan atışla vurulduğu tespiti yer aldı. Ancak mahkeme bu duruşmada UKB raporunun eksik görüş beyan edildiği gerekçesiyle ek rapor düzenlenmesi yönünde karar verdi. Çünkü UKB ATK'nin tersine doğrudan hedef gözetilerek #KemalKurkut'un öldürüldüğünü savunuyordu.
 
30 Mayıs 2019 tarihli duruşmada, UKB’nin hazırladığı ikinci rapor mahkemeye ulaştı. UKB bu raporda önceki raporunun aksine ATK'nin raporu doğrultusunda bir rapor hazırladı. Yeni raporda #KemalKurkut'un Y.Ş. tarafından doğrudan değil "yerden seken mermi" ile vurulduğunu iddia etti. Duruşma sonucunda ATK Genel Kurulu’ndan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesinin istenmesine karar verildi. 24 Ekim 2019 tarihli duruşmada sanık polisin tutuklu yargılanması yönündeki talepler yine reddedildi. ATK'den rapor gelmediği için duruşma ertelendi. 
 
14 Ocak 2020 tarihli duruşmada, mahkeme heyetinin raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesine yönelik ATK’den talep ettiği rapor mahkemeye sunuldu. ATK, #KemalKurkut’un “yerden seken mermiyle” öldürüldüğü yönündeki görüşünü tekrarladı. 16 Haziran 2020'de savcı, mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaasında, #KemalKurkut’un yerden seken merminin isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdiğini savunarak sanık polis Y.Ş'nin “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti.
 
22 Eylül 2020 tarihli duruşmada heyet değişikliği nedeniyle karar verilmek üzere dosyanın incelenmesine karar verildi. 17 Kasım 2020 tarihli karar duruşmasında, 12’nci celsede mahkeme, sanık polis Y.Ş. hakkında “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraat kararı verdi. #KemalKurkut

BERAATİNE KARAR VERİLDİ

Mahkeme #KemalKurkut'u öldürmekten yargılanan polis için "sanığın cezalandırılmasına yeter nitelikte her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden CMK'nın 223/2.e maddesi gereğince BERAATİNE" kararı verdi.
 
19 Aralık 2020’de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden davanın son durumuna ilişkin bilgi istedi. Bu bilgi sonucunda da #KemalKurkut’un katil zanlısı polis Y.Ş.’nin avukatlık ücretinin, İçişleri Bakanlığı tarafından ödenmesine karar verildi.

CİNAYETİN 'YASAL ÇERÇEVEDE' İŞLENDİĞİ İLERİ SÜRÜLDÜ

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi #KemalKurkut ailesinin, “hizmet kusuru” gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı hakkında açtığı davada verilen 256 bin TL maddi ve manevi tazminat kararını ailenin aleyhine bozdu.
 
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi Birinci Ceza Dairesi, bir adım daha ileri giderek cinayetin ilk saatlerinde verilen "hükmü" açıkladı. #KemalKurkut cinayetinde sanık polise herhangi bir suç yüklenemeyeceğini belirterek, cinayetin “yasal çerçevede” işlendiğini ileri sürdü. 

HAKKIMDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Tüm bunların yanı sıra, #KemalKurkut'un fotoğraflarını yayınladığım için 2 defa evim polis tarafından basıldı, hakkımda soruşturmalar başlatıldı, iddianame hazırlandı ve "örgüt üyeliği", "örgüt propagandası"ndan 27 yıla kadar hakkımda hapis cezası istendi. Cezaya gerekçe kılınan deliller işe yaramayınca, gizli tanık üretildi. Onun da verdiği bilgilerle ceza verilemeyeceği anlaşılınca, savcı bu kez dosyada unuttuklarını savundukları Kobanê, Şengal ve Rakka'da savaş muhabirliği yaptığım dönemlerde yayınladığım kimi haber fotoğrafları için suç duyurusunda bulundu ve hakkımda dava içinde dava açıldı.
 
Sonunda da "Örgüt Üyeliği"nden beraat, propagandadan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verildi ve hükmün geriye bırakılmamasına karar verdi. İstinaf üç ay gibi kısa bir sürede mahkemenin kararını onayladı. Dava şu an Yargıtay'da. Yaşadıklarım bununla da sınırlı kalmadı. 25 Nisan 2023 tarihinde bir kez daha evim basıldı. İki gün gözaltında kaldıktan sonra "örgüte üye olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildim. Hazırlanan iddianamede yalancı bir tanığın ifadesinin yanı sıra yayınladığım haberler, kitap tanıtım yazıları, gazeteci arkadaşlarımla yaptığım telefon görüşmelerin HTS kayıtları vardı sadece. Ve böylesi bir iddianameyle 225 gün tutuklu kaldıktan sonra Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci duruşmada yurt dışı yasağı verilerek tahliye edildim. Yargılama devam ediyor.

HAKİKAT KEMAL’İN ÇIPLAK BEDENİ

Sonuç olarak; Kemal'i öldürenler, öldürenleri aklayanlar, kamuoyuna yalan açıklamalarda bulunanlar ya yargılanmadı ya da beraat etti, failleri fotoğraf makinasıyla suç üstü yakalayan gazeteci yargılandı ve cezaya çarptırıldı ve hala yargı - polis baskısına maruz kalıyor. Ama hakikat sonsuza kadar Kemal'in çıplak bedeni gibi apaçık ortada durmaya devam edecek. Hiç kimsenin gücü bu hakikati karartmaya, değiştirmeye yetemeyecek. NEWROZA TE PÎROZ BE #KemalKurkut" (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır’da polis şiddeti iddiası ile ilgili soruşturma başlatıldı

SONRAKİ HABER

Almanya’da binlerce Bosch işçisi meydanlara çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa