22 Mart 2024 07:59

Haldun Taner 109 yaşında | Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil

"...Nihayetinde yaz babam yaz, insanı insanla anlatan hikayelerle, tiyatro oyunlarıyla yirmi üç daktilo eskitir yazın hayatı boyunca Haldun Taner."

Haldun Taner 109 yaşında | Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil

Haldun Taner|Fotoğraf: AA Arşivi

Tarık ÖZYILDIRIM

“Aldık elimize kalemi yazdık durduk, yaz kış demedik, gece gündüz demedik, gözlemledik yazdık… Uyarmak için yazdık, öğretmek için yazdık, anlatmak için yazdık, güldürmek için yazdık, yüreklendirmek için yazdık.” Evet, Haldun Taner “Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil” eserinde yazma amacını böyle sıralar. Güldürüye cesareti bulaştıran hikayeler kaleme alır Taner. Nihayetinde yaz babam yaz, insanı insanla anlatan hikayelerle, tiyatro oyunlarıyla yirmi üç daktilo eskitir yazın hayatı boyunca Haldun Taner.

BİR ÖZGÜR KALEM

1940’lı yılların ortalarında eline kalemi alan Haldun Taner, ölene dek bu eşsiz kalemi bırakmaz. İstanbul’u, İstanbul’daki insanları gözlemler. Osman Giritli, onun bu gözlemci ruhu için “Taner, kişi astronomudur, teleskobunu çevirmiş, insanlara hem gülüyor hem üzülüyor hem bağışlıyor” der. Tahir Alangu da benzer sözlerle Taner’i anlatır: “Hicvettiği kişilerin yanında boynu bükük, kaderini yenemeyen, çevrenin kendilerine kabul ettirdiği yaşamdan sıyrılamayan insanları anlatmasını sever.” Behçet Necatigil’in deyimiyle kent insanını; mizah ve ironiyle hikayelerine yansıtır. Aldatılan, aldatan, sömüren, sömürülen, yozlaşan, yozlaştırılan insanları hikayelerinde kadrajına alır Taner.

İlk oyunu “Günün Adamı” da 1953’te ani bir kararla şehir tiyatrolarının repertuarından çıkartılır. Oyunda bir profesörün siyasete sokulmak istenmesi üzerinden partilerin ve çevresindekilerin menfaatleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilir. Oyun sahnelenecekken dönemin valisi ve aynı zamanda belediye başkanı, oyunda devlet büyüklerinin gocundurulacağı düşüncesiyle oyunun yasaklandığını belirtirken Haldun Taner’e de oyunlar değil sadece hikayeler yazmasını salık verir: “Kitabınızı aydınlar alır okur ama tiyatroyu aydın olmayanlar da seyreder, okuma yazma bilmeyenler de anlar.”

Bu yasaklamayla beraber ünü artan Taner, 1960 sonrası yönünü tiyatro oyunlarına çevirir. Keşanlı Ali Destanı, Vatan Kurtaran Şaban, Gözleri Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi gibi sosyal eleştiriler barındıran oyunlar kaleme alır.

EVREN ÇIKILMAZ BİR SOKAK DEĞİL

Haldun Taner, birçok hikayesinin harcına sosyal adaletsizliği ve sınıf çatışmasını katar. Çünkü Taner, okuyan ve eleştiren bir kitle yaratma peşindedir. 1953’te yayımlanan “Şişhaneye Yağmur Yağıyordu” kitabındaki “Konçinalar” hikayesiyle bir deste iskambil kağıdı üzerinden insanların toplumdaki sınıfsal farklılığını, sosyal adaletsizliğini gözler önüne serer. Desteyi oluşturan en önemli oyun kağıtları olarak adlandırılan aslar, papazlar, kızlar, jokerler üst tabakayı zenginleri, kralları, beyleri; 7, 8, 9, 10’lar orta tabaka insanını; konçinalar yani 2, 3, 4, 5, 6’lar ise toplumun alt tabakasını temsil etmektedir.

Taner, bir taraftan bu sosyal adaletsizliğin, sınıfsal eşitsizliğin yıkılması gerektiğini hikayede aktarırken diğer taraftan da altta kalan insanların çaresizliğini okuyucuya anlatır. Taner’in hikayenin bir yerinde dediği gibi konçinalar iskambillerin paryasıydı yani ayaktakımıydı. Varoluşlarının sebebi sadece öbür kağıtlara basamak olmak, onları üst mevkiye çıkarmaktı. Türk hikayeciliğinde insanın insanı sömürmesine en iyi örneklerden biridir Konçinalar. “Alt basamak olmasa üst basamak neye, kime öğünecek?​”

1967 Sovyet Yazarlar Kongresinin daveti üzerine Türkiye’yi temsilen Moskova’ya giden Taner, oradaki konuşmasında büyük yazarın tanımını şöyle yapar: “Rejimleri, ırkları, ulusları, mizaçları ne olursa olsun tümüyle daha insanca, daha adil sefaletten ve cahillikten, sosyal baskılardan kurtulmuş sevgi, umut ve kardeşlik içinde bir insanlıktan yana olan yazarlardır” (Zamanın Getirdiği Perspektifler).

Ve sözlerini evreni çıkmaz sokak, sömürülmeyi önüne geçilmez bir kader, savaşı durdurulamaz bir kural gösterenlere karşı gelinmesi gerekliliğiyle bitirir. Aslında Taner’in kongredeki bu sözleri, 71 yıllık yaşamının ve edebiyatının özetiydi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, bir süredir beklenen mesajı, DEM Parti İmralı heyeti aracılığıyla duyuruldu. Öcalan, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısı yaptı. Açıklamada Suriye’deki Kürtlerin siyasi ve askeri durumuyla ilgili bir ifade yer almadı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
1 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et