ABD’li tekellerin kârı kapitalizmin ikinci altın çağında
ABD’nin en büyük 500 şirketinin kâr marjı, yüzde 16’nın üzerine çıkarak yüzyılın en yüksek seviyesini gördü.
Fotoğraf: Pexels
ABD’de yavaşlayan fiyat enflasyonuna ve artan ücret zamlarına rağmen kurumsal kâr marjları rekor seviyede. ABD ekonomisinin tamamına bakıldığında, finans dışı sektör kâr marjları 21. yüzyıldaki en yüksek seviyesinde yani yüzde 16’nın üzerinde. Bu kâr marjı 1960’ların ortasındaki kapitalist büyümedeki ‘altın çağ’ rekor seviyelerinin çok da altında değil.
ABD’deki en büyük 500 şirketin net kâr marjlarına bakıldığında (Üretimin tüm birim maliyetleri düşüldükten sonraki değeri) aynı hikayeyi gösteriyor.
Kovid sonrası enflasyon sarmalının, birçok şirketin ürünlerinin fiyatlarını önemli ölçüde artırmasına olanak tanıdığını ve ücret artışlarının fiyat artışlarıyla eşleşmemesi nedeniyle kâr marjlarının keskin bir şekilde arttığını gösteren çok güçlü kanıtlar var. Enflasyon çoğu Amerikan hanesinin yaşam standartlarına zarar verdi, ancak ABD’li çok uluslu şirketlerin ve mega firmaların kâr marjlarını etkilemedi.
2019’un sonundan bu yana ABD’de fiyatlar yüzde 17 artış göstererek hem işçilik hem de işçilik dışı maliyetleri geride bıraktı. Sonuç: Kâr yüzde 41 arttı. Kârlar maliyetlerle aynı oranda yavaş artsaydı, bu yalnızca yüzde 12.5’lik kümülatif fiyat artışına ve ortalama yıllık enflasyon oranının kabaca yüzde 1 puan daha düşük olmasına yol açacaktı.
KÂR ENFLASYONU SİSTEMİK SEKTÖRLERDE YOĞUNLAŞTI
Ancak son araştırmalar, kurumsal kâr marjlarındaki artışın “Çoğunlukla yüksek kâr marjına sahip bir grup firmadan kaynaklandığını” doğruladı. Kâr odaklı enflasyona ilişkin artık iyi bilinen ‘Weber-Wasner tezi’, tedarik zinciri darboğazlarının bazı firmaları talebe yanıt veremez hale getirerek rekabeti kısıtladığını öne sürüyor. Bu da bazı firmaların marjlarını ve fiyatlarını artırmasına olanak sağladı. İngiltere Bankasının yaptığı bir araştırma, evet, kârların nominal olarak çok arttığını ortaya çıkardı. Ancak maliyetler de öyle. Çalışma, petrol, gaz ve madencilik dışında 2022 yılına kadar kâr marjlarının oldukça normal seyrettiği sonucuna vardı. IMF’nin avro bölgesini inceleyen bir başka araştırması da, “Mevcut sınırlı verilerin, fiyat artışlarında yaygın bir artışa işaret etmediği” sonucuna vardı. Kâr odaklı enflasyonun, az sayıda firmada ve maden endüstrileri, imalat, bilgi teknolojileri ve finans dahil olmak üzere az sayıda ‘sistemik’ sektörde oldukça yoğunlaştığı görülüyor.
GOLDMAN SACHS YÜKSEK KÂR MARJINDAN MEMNUN
Yine de Goldman Sachs ekonomistleri kâr marjlarının yüksek kalması ihtimalinden oldukça memnun. Ortalama ücretlerin şu anda fiyat artışlarından daha hızlı artmasına rağmen bunun kâr marjlarını etkilemeyeceğini, çünkü enflasyon yavaşladıkça faiz oranlarının da (nihayetinde) artacağını ve dolayısıyla borç ödeme maliyetinin, kârların herhangi bir şekilde kısılmasını telafi etmek için düşeceğini düşünüyorlar.
EN BÜYÜK 500 ABD ŞİRKETİNİN TEK YILLIK KÂR MARJI ŞİMDİ 5 YILA DENK
Nitekim, en büyük 500 ABD şirketinin kazançlarını izleyen bir şirket olan FactSet, 2024 yılının ilk çeyreği için net kâr marjının yüzde 11.5 olacağını, bunun da bir önceki çeyreğin yüzde 11.2 olan net kâr marjının üzerinde ve beş yıllık net kâr marjına eşit olacağını tahmin ediyor. Ortalama yüzde 11.5 olup, bilgi teknolojileri (yüzde 25.1’e karşılık yüzde 23.3) sektörünün öncülüğünde yedi sektörün 2024’ün ilk çeyreğinde beş yıllık ortalamalarının üzerinde net kâr marjı raporlaması bekleniyor.
ABD’Lİ ŞİRKETLERİN YÜZDE 50’Sİ ‘KENDİSİNİ’ YİYOR
Goldman Sachs, marjların yükselmeye devam etmesi, daha fazla yatırım üretilmesi ve istihdamın sürdürülmesi nedeniyle ABD ekonomisinin 2024 için iyi durumda olduğu sonucuna varıyor. Ancak teknoloji sektörü yüksek marjları ve kârlarıyla borsayı ayakta tutarken ve kârlarda geniş çaplı bir sıçrama izlenimi verirken, ABD kurumsal sektörünün geri kalanı sıkıntıda. Çoğu sektörde marjlar dar.
Ve en önemlisi burada bir tanım sorunu var. Kâr marjları kârla aynı şey değil. Kâr marjları, satılan birim başına fiyat ile birim başına maliyet arasındaki birim çıktı başına farktır. Ancak sermayenin kârlılığı, yatırılan sabit varlıkların (tesis, makine, teknoloji), ham maddelerin ve ücretlerin toplam maliyetine karşı toplam kârla ölçülmelidir. Bu açıdan bakıldığında, ABD’nin mega teknoloji ve sosyal medya şirketleri ile enerji şirketlerinin ‘muhteşem yedisi’ dışında, geri kalan ABD şirketleri sermayelerinde düşük kârlılık yaşıyor. Aslında, borsaya kayıtlı ABD firmalarının yüzde 50’sinin kârsız olduğu tahmin edilmektedir.
Ve ABD finans dışı sektör sermayesinin ortalama kâr oranını hesaplarsak, 2012’den bu yana genel bir düşüş olduğunu görüyoruz (benim tahminim 2023).
Kâr marjları yüksek olabilir ancak ABD’nin finans dışı sektör toplam kurumsal kârları 2023’ün son çeyreğinde düştü ve geçen yıla göre toplam kâr artışı neredeyse durma noktasına kadar yavaşladı.
Başka bir açıdan bakıldığında, en büyük 500 ABD şirketinin toplam kazançlarındaki (marjlar değil) artış da yavaşlıyor. FactSet, 2024’ün ilk çeyreğindeki kazançların 2023’teki neredeyse yüzde 6’dan yalnızca yüzde 3.3 artacağını tahmin ediyor.
TEMERRÜTLER ARTTI
S&P Global Ratings’e göre, enflasyonist baskılar ve yüksek faiz oranları dünyanın en riskli borçluları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, küresel mali krizden bu yana herhangi bir yıla kıyasla 2024’te neden daha fazla şirketin borçlarını ödeyemediğini açıklıyor. Derecelendirme kuruluşuna göre, bu yılın küresel kurumsal temerrüt sayısı 29 ile 2009’un aynı döneminde kaydedilen 36’dan bu yana yılbaşından bugüne en yüksek sayı oldu.
Goldmans, makroekonomik görünümün iyileşmesinden emin olmaya devam ediyor ve yılın ikinci yarısında faiz oranlarının düşerek temerrüt oranlarının istikrara kavuşacağını umuyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s bu konuda kendinden pek emin değil. Küresel spekülatif derecedeki temerrüt oranının 2024’te tarihi ortalamanın oldukça üzerinde artmaya devam etmesi bekleniyor.
DİĞER YANDA ZOMBİ ŞİRKETLER VAR
Ve zaten borç ödeme maliyetlerini kârlardan karşılayamayan ve bu nedenle yatırım yapamayan veya büyüyemeyen, ancak yaşayan ölüler gibi yoluna devam eden ‘zombileri’ de unutmayın. Çoğaldılar ve şimdiye kadar daha fazla borç alarak hayatta kaldılar; dolayısıyla yüksek borçlanma oranlarına karşı savunmasızlar.
Geleceğe baktığımızda, neredeyse tüm tahminlere göre, ABD’nin reel GSYİH’sinin geçen yılki yüzde 2.5’lik artışın ardından yavaşlaması bekleniyor. (Ve reel GSYİH’yi reel yurt içi brüt gelirle (GDI) karşılaştırdığımızda bu ölçüm hâlâ şüpheli.)
New York Fed Nowcast tahmini, henüz sona eren 2024’ün ilk çeyreği için yıllık yüzde 1.78 büyüme şeklinde. Atlanta Fed’in GSYİH şimdiki tahmini ise yüzde 2.2 büyüme civarında. Konsensüs tahminleri yüzde 2 yönünde. Bu, kurumsal gelir büyümesinin daha da yavaşlayabileceğini ve bunun da ilk çeyrekte kârlarda düşüşe yol açabileceğini gösteriyor.
Ve unutmayın, kapitalist bir ekonomide kârların yatırıma ve ardından istihdama yol açtığı artık iyice anlaşılmıştır. Kârın ön plana çıktığı yeri yatırım ve istihdam bir gecikmeyle takip ediyor.
Kârlılık pandemi öncesi seviyelere göre düşüyor ve toplam kâr artışı da yükselişi durdurdu. Zaten bunun yatırım büyümesi ve istihdam üzerinde etkisi var. Yükselen marjlar bunu göstermiyor.
Michael Roberts blogdan çeviren: Hikmet Ali