8 sene sonra gelen "pardon"
HDP Kırşehir İl eş Başkanı Demet Resuloğlu, 8 yıl sonra “Pardon” denilerek tahliye edildi. Resuloğlu ile tutukluluk sürecini ve yaşadıklarını Ramis Sağlam’a anlattı.

Demet Resuloğlu|Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Yakılan kitabevi için dayanışma

Kırşehir'deki Madımak: Gül Kitabevi'nin yakılmasına ilişkin yeni görüntüler yayınlandı
Ramis SAĞLAM
İzmir
Kırşehir’de 2015 yılının ekim ayında ırkçı bir grubun HDP Belediye Başkan Adayı Eşref Odabaşı’na ait Gül Kitabevi ve Kürtlere ait 46 dükkana dönük saldırının ardından HDP’ye dönük başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan dönemin HDP Kırşehir İl Eş Başkanı Demet Resuloğlu 8 yıllık tutukluluğun ardından Yargıtay’ın bozma kararı ile tahliye edildi.
Resuloğlu ile tutukluluk sürecini ve yaşadıklarını Ramis Sağlam’a anlattı.
Tek merkezden yönlendirilen ırkçı grupların HDP binalarına saldırmasının normalleştirme süreçlerinden biri 2015 Ekim ayında Kırşehir’de yaşandı. Kırşehir’in Madımak’ı olarak tanımlanan olaylar hala hafızalardaki yerini korumaya devam ediyor.
Kırşehir’de ırkçı bir grubun HDP İl binasını yakmaktan dönerken, HDP’den Belediye Başkan adayı Eşref Odabaşı’na ait 30 yıldır faaliyet gösteren Gül Kitabevi ile birlikte HDP’li olmayan fakat sadece Kürt olduğu için 5 dükkan yakılmış, 41 dükkanda yağmalanmıştı. Yakılan Gül Kitabevi’nin içinde olan Demet Resuloğlu için bir sürecinde başlangıcı olur. O gün yakılan Gül Kitabevi’nin içinde olan Resuloğlu, sonrasını “Bizi yakmaya çalışanlar, usulden yargılanıp beraat ettiler.” diye anlattı.
“KUMPAS DAVASI” BAŞLIYOR
“ Dağa eleman kazandırmak” ile suçlandığı davada tek kanıtın bir “itirafçının” ifadesi olduğunu belirten Resuloğlu, 2016 yılının 17 Aralık’ında HDP İl yöneticilerinin de içinde olduğu 22 kişiyle birlikte gözaltına alınıp tutuklandığında Demet Hanım 56 yaşındadır. Yıllar sürecek olan davayı Resuloğlu, “Kumpas” davası olduğunu söylüyor.
Dava sürecini konuşmadan önce Demet Resuloğlu’nun kim diye sorduğumda, “ Atadan dededen Kırşehirliyim. Dedem Şevki Aydoğan, Kırşehir’de Demokrat Partiden 1950-1955 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapmış. Dedemler, 1870 yılında Selanik’ten göç etmiş. Fakat ben kendimi ‘asimilasyona’ uğramış Trakya Ermeni’si olarak tanımlıyorum.” dedi.
TUTUKLAMA VE CEZAEVİ SÜRECİ
Uzun yıllar özel bir bankada çalıştıktan sonra bir şirketin yöneticisi olarak emekli olduktan sonra HDP’den siyasete giren Demet Hanım, Kırşehir HDP İl eş başkanı olduktan 2 yıl sonra 2016 yılında tutuklanmasıyla 8 yıllık cezaevi sürecide başlar. Uzun cezaevi sürecinin ilk durağı Kırşehir Cezaevi’dir. Adli suçlularla kalmak istemedikleri için önce hücreye oradan da Tarsus Cezaevi’ne gönderilir. Oradaki zorunlu konukluğu kısa sürer. Bir sonraki durağı Sincan Cezaevi’dir. Sincan’da kaldığı 5 yıllık süreçte kronik rahatsızlıkları başlar. “Pardon” denilip, 4 Mart 2024’te tahliye olmadan önce ki son cezaevi ise Şakran Cezaevi olur.
Yaşanırken acıyla yoğrulsa da yıllar sonra anlatırken komikleşen anılar konuşmanın hüznünü dağıtıyor. Demet Resuloğlu, tahliye olsa da hep geri de kalan cezaevindeki koşulları aktarmaya özen gösteriyor. Yargılamanın sürecinin ardından yerel mahkeme tarafından 12 yıl ceza alan Resuloğlu, Yargıtay’ın cezayı bozmasının ardından 7,5 yıl sonra “Pardon” denilerek davanın kalan tek tutuklu sanığı olarak tahliye edilir.
UZUN CEZAEVİ SÜRECİ BAŞLIYOR
Yaşadığı hak ihlallerini anlatan Demet Hanım sözlerini şöyle sürdürüyor, “İzolasyon, infaz yakmalar ihlallerin ilk sıralarında yaşanıyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun uygulaması çok önemli. Yasalar geriye dönük kişilerin aleyhine işletiliyor.” diye devam ediyor.
Yaşadığı anıları aktaran Resuloğlu, Dersim’den gönderilen şalvarın hikayesini şöyle anlatıyor, “Yanları çiçekli siyah bir şalvardı. Sadece siyah renk olduğu için bana verilmedi. Fakat farklı yöresel şalvarlara sorun çıkarmıyorlardı. Diğer bir anım ise bir çok mahkumun karşılaştığı hastane gidişlerinde oldu. Bir gün hastaneye gideceğim zaman bütün takılarımı çıkarmalarımı istediler. Bir tek boynundaki haç kaldı. ‘Onu da çıkar’ dediler, bende ‘O takı değil benim dini sembolüm’ dedim. ‘Türbanlı kadın mahkum hastaneye giderken türbanını çıkarttırıyor musunuz?” diye sordum.” diye yaşadıklarını anlattı.
İTİRAFÇI TANIMYOR HTS RAPORLARI ÇELİŞKİLİ
Yargıtay’ın bozma nedenini ise itirafçının önüne suçladığı kişilerin fotoğraflarının konmasına rağmen tanımaması olur. Bu süreci senaryo olarak tanımlayan Resuloğlu, “Yargıtay usulden cezayı bozarken, önemli bir noktayı, ‘yüzleştirmeyi yapmadınız’ dedi. Yargıtay’ın kararının ardından yapılan yüzleşme de itirafçı ‘Üzerinden 5 yıl geçti. Hiçbir şey hatırlamıyorum.’diyerek ifade verdi. Mahkeme Heyeti, ‘Toplantılara katıldı mı?’ türünden sorularla yönlendirme yaptı. İtirafçı tanımadığı, hatırlamadığı kişiler için “Tanıyorum.” türünde çelişkili ifadelerle yüzleşme tamamlandı. Yerel Mahkemenin kararında direnmesi sonucu, tekrar Yargıtay süreci başladı. Üç kişinin daha tahliyesiyle davada tek tutuklu ben kaldım.” dedi.
DÜĞMEYE BASILAN “KUMPAS DAVALARI”
HTS Raporlarında bir çok çelişkiler olduğunu söyleyen Resuloğlu, “Dağa götürmekle suçlandığım genç yargılanıp, tahliye oldu. Daha sonra çoluk çocuğa karıştı. Hatta ona benimle ilgili hiçbir şey sorulmamış. Telefon sinyallerindeki çelişkiler raporlara yansıdı. Kumpas Davası bir bütün olarak HDP’yi kapsıyordu. Özellikle ‘Barış Süreci’nin sona ermesinin ardından, yönelen saldırılar, tutuklamalar hepsi bütündü.” diye ekledi.
İddia edilen suçlamadan cezası onansaydı, cezaevindeki yattığı süreç yeterli olacakken, 8 yıl sonra tahliye olan Demet Hanım’ın dava Avukatı Mahkemede söylediği, “Müvekkillerim emniyette değil ama dava sürecinde Mahkemedeki hukuksuzluk sürecinde psikolojik işkence gördüler.” sözleri süreci özetlemeye yetiyor.
Evrensel'i Takip Et