Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Topluluğu kuruldu!
Sosyolojiye ilgi duyan tüm arkadaşlarımıza ulaşabilecek ve akademik süreçlerde karşılaştığımız usulsüzlüklere karşı duruş sergileyebileceğimiz bir topluluğun ihtiyacını hissettik.
Barış
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Topluluğu (BÜSOT)
Bizler okul yönetimlerince yapay sağ-sol kavgaları yaratılan ortamlarda eğitimimize devam ederken, aynı okul yönetimleri tarafından gittikçe dozu arttırılan milliyetçi, hukuksuz, ırkçı ve sağcı politikalara karşı duruşlar sergileyebilmemize imkân verecek alanlara olan ihtiyacımız da çoğaldı. Tam da bu tartışmalar ışığında Sosyoloji Bölümü öğrencileri olarak birlikteliğimizi çoğaltmak; yalnızca Sosyoloji öğrencilerine değil sosyolojiye ilgi duyan, kesişimsel tartışmalar, okumalar yürütmek isteyen sıra arkadaşlarımıza ulaşabilecek ve aynı zamanda akademik süreçlerde karşılaştığımız tüm usulsüzlüklere karşı kolektif bir duruş sergileyebileceğimiz bir topluluğun ihtiyacını hissettik. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Topluluğu’nu (BÜSOT) böyle doğdu.
KAMPÜSÜMÜZÜN GÜVENLİ ALAN ÖZELİĞİNİ YİTİRMEMESİ İÇİN
Gelinen süreçte, kampüsümüzü ve dersliklerimizi paylaştığımız birçok azınlık arkadaşımızın, iktidar eliyle okul içerisindeki alanları genişletilen gerici-ırkçı kulüp ve toplulukların etkinlikleri ve paylaşımlarıyla ile birlikte güvenli alanlarımızı kaybetme korkusu hissedilir düzeyde. İşte bu yüzden temellerini attığımız Sosyoloji Topluluğu gibi özgür tartışma imkânı sunan kulüplerin/toplulukların, kampüsümüz içerisinde görünürlüğünün artması bu noktada çok önemli.
Sosyoloji öğrencileri olarak alanların politikliğinin ve anlam-yaratıcı güçlerinin farkındayız. Alanlarımızın işgali, yalnızca kayyumla yakın ilişkide olan oluşumların yarattığı diskurla sınırlı değil. Güney Kampüs’teki köklü kulüp odalarının bahanelerle taşınması, Boğaziçi’nin kültürünü değiştirmek, yok etmek ve öğrencilerin bir araya gelmesini önlemek amacıyla atılan adımlardan sadece biri. Öğrencilerin kendi alanlarına saldırılara karşı topluluğumuzun amaçlarından biri de öğrencilerden arındırılmaya çalışılan kampüslerin bizim olduğunu kendimize hatırlatmaktır.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Topluluğu olarak ilk etkinliklerimizi planlarken, hükümet tarafından toplumun haber alması engellenen konularda uzman kişileri çağırarak paneller düzenlemek ve tartışma ortamı sağlayabilmek ana hedefimiz haline geldi.
ERMENEK’TEN İLİÇ’E: TÜRKİYE’NİN MADEN KARNESİ
Düzenleyeceğimiz ilk etkinlik için temamızı belirleme esnasında İliç’te meydana gelen maden faciasından sonra ana akım medya kanallarının bu felaketi “unutmaya yüz tutma” politikasına kurban etmesi üzerine, “Ermenek’ten İliç’e: Türkiye’nin Maden Karnesini” başlıklı bir panel organize ettik. Assist Prof. Sinan Erensü, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal ve Mekanda Adalet Derneğinden Hülya Çeşmeci’nin katılımı ile Türkiye’nin maden karnesi ile hükümetin çevre politikaları ve güncel Türkiye siyaseti hakkında nitelikli bir tartışma ortamı yarattık. Aynı zamanda etkinliğimizin diğer hedeflerinden biri olan, sıra arkadaşlarımız ile bir araya gelebilme düşüncesi konusunda da büyük bir ihtiyaç olduğunu kendi gözlerimizle görme fırsatına sahip olduk. Milliyetçilik başlığında planladığımız etkinliğimizin amacı ise yine etrafımızda gözlemlediğimiz aşırı-sağ söylemlerin ve eylemlerin tartışmaya açılmasını sağlamak. Böylece, öğrenciler olarak tepeden inme ve popülist diskurlar üzerinde yine öğrencilerin tartışmaları ve iradeleri ile yön vermiş, bunları kontrol etmiş ve anlamlandırmış oluyoruz. Ortak fikirlere sahip olduğumuz insanlarla tanışabilmek; yolsuzluklara, yanlışlıklara karşı tek başımıza mücadele etmediğimizi fark edebilmek adına BÜSOT’ta bir arada olabilmek hepimize iyi geldi.
Kampüs içerisinde karşılaştığımız tüm sorunlara, ayrıştırıcı her söyleme karşı kalbimizde oluşan öfkeyi doğru bir şekilde yönlendirebilmek ve bu süreçte yalnız olmadığımızı kavrayabilmek adına kolektif olarak tartışabileceğimiz, üretimde bulunabileceğimiz güvenli alanları her daim yaratacağız.