Yıkım ve sanat
Vazifesi büyüktür sanatçının, çünkü sanatçı delemezse bulutu, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
Fotoğraf: Pixabay
Aydın GÖKKALE
Dokuz Eylül Üniversitesi
Yıkım birçok yerden gelebilir. Bu bazen kralın mutfak masrafları veya kilisenin, Tanrı’nın topraklarını fetih isteği. Bazense bir deprem veya veba salgını insanları gündelik yaşamından alır götürür. Yazarların kalemleri kırılır, ressamların fırçaları. Aralarında şanslı olan sanatçılar icra eder sanatlarını, bence de etmelidir. Zira sanatın mahsulü olan fikir böyle oluşur. Fikirlerin açmadığı toplumlar yıkıntıdan kurtulmaz.
Hiçbir yıkımın mimarı sanatçıyı hafife almaz, alanlarsa bedelini iktidarlarıyla öder. Kimi zaman sürgün edilir, balıkçı olur sanatçı, kimi zaman idam sehpasına çıkarılır. Çünkü insanların ruhunu besleyen sanatçıdır. Bulutlu zamanlarda bulutun arasında süzülen güneş ışığıdır sanat. Bulutu delense sanatçı.
Toplumu yeniden diriltme umuduyla eser verirler. Dirilen toplumlar yıkımdan kurtulmaya başlar. Karanlık çağlarını kapatıp aydınlanırlar. Avrupa, bugününü ışık süzmelerine borçlu. Işık bulamayan toplumlar karanlık çağda kabuslardan kabuslara uyanırlar. Kimi zaman ceplerindeki para bir günde çalınır, kimi zaman muhalif liderleri hapishanelerde öldürülür. Vazifesi büyüktür sanatçının, çünkü sanatçı delemezse bulutu, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?