28 Mart 2024 10:59

Hatay'da seçimin nabzı: Depremde etkilenenlerin tercihi değişim mi olacak?

Antakya’da kızını enkazdan çıkaran bir anne hem yerel hem merkezi yönetime öfkeliyken, Defne’nin dağlık kesimlerindeki depremden daha az etkilenen vatandaşlar CHP’yi destekleyeceklerini belirtiyor.

Fotoğraf: Evrensel 

İlin detaylı sonuçları için tıklayın...
Paylaş

Adnan KARATAŞ
Hatay

6 Şubat depremlerinde en ağır yarayı alan kentlerden birisi olan Hatay’da seçim yarışı hızla devam ediyor. Kentin her bir yanında seçim yarışına giren partilerin reklam afişleri göze çarpıyor. Ancak AKP’li adayın nerdeyse her 100 metrede bir tır dorselerini pankartlarla kaplatmış olmaları ve binalara kocaman pankartlar asmaları yıkılmış bir kentin, rantının kaymağını yemek için ne kadar hevesli olduğunu gösteriyor. Bu gösterişi takip eden diğer aday da CHP’li büyükşehir başkanı ve adayı olan Lütfü Savaş. Bu iki partinin de ortak özelliklerine baktığımızda kentteki yıkımın baş sorumluları. Kentte bir diğer parti ise özellikle Gökhan Zan üzerinden çok konuşulup tartışılan TİP oldu. TİP, popülist politikaları sonucu Hatay halkının çıkarlarını gözetmek yerine ünlü aday arayışına girdi ve yanlış aday tercihi ellerinde patlamış oldu. Sonuç olarak büyükşehir pusulasında yeri olan TİP, kendi adayına desteğini çekmiş ve partisine oy isteyemiyor.

Herkesin kendisinin çıkarını düşünerek gittiği bu seçimde, işçilerin örgütlenmesi ve birleşmesine odaklanan Emek Partisi, işçi ve emekçileri bu cenderede seçeneksiz bırakmamak için kenti halkla birlikte yönetmeye talip.

DEPREMDE ETKİLENENLERİN TERCİHİ DEĞİŞİM OLACAK

Emek Partisi seçim çalışmalarını işçi duraklarında, yoksul emekçi mahallerinde sürdürerek işçi ve emekçilerden oy isterken en büyük projesinin emekçilerin örgütlenmesi olduğunun altını çiziyor. Depremde yara almış kesim AKP ve CHP’ye tepkiliyken depremden zarar görmeden çıkmış olanlar ise halen mevcut partilerini savunuyor. Örnek verirsek, İskenderun Organize sanayi bölgesinde bulunan Ekinciler demir çelik fabrikasında çalışan, İskenderun’da yaşayan ile Dörtyol’da ikamet eden işçinin bakış açıları farklı. İskenderun’da ikamet eden işçi hem AKP hem de CHP’ye tepkili iken Dörtyol’daki işçi CHP’ye bu kadar tepki göstermiyor. Bu da depremdeki yıkımın etkisini göz önüne koyuyor. Aynı şekilde Antakya’da hamile kızını enkaz altından çıkaran bir anne gerek yerel gerek merkezi yönetime çok öfkeliyken, Defne’nin dağlık kesimlerinin eteklerinde yer alan depremden daha az etkilenen vatandaşlar AKP’nin kazanmaması için CHP’nin desteklenmesi gerektiğini savunuyor.

İŞ GÜVENCESİ OLMAYAN BELEDİYE İŞÇİLERİ KAYGILI

Belediye işçilerindeki duruma baktığımızda, büyükşehir belediyesinin çalışanları eğer yönetim değişirse işimizden oluruz, kaygısını taşımakta. İskenderun millet bahçesinde toplanan temizlik işçilerinin bir kısmı saat 05.45 civarında önce alanın mıntıkasını yapıyor ardından kentin dört bir yanına dağılıyor. Büyükşehir belediyesinde çalışan işçiler, tartışmalarda bu kaygılarından dolayı sessizliğini koruyor ama sabahın o saatinde kendilerini ziyarete gelen Emek Partisi Büyükşehir Belediye Başkan adayı Halil İmrek’i görünce o saatte kendilerini ziyaret etmiş olmalarına şaşırıyorlar. Bir işçi “zengin gelirse yönetime, daha az çalar” derken, kendini MHP’li olarak tanıtan bir vatandaş ise “Asıl yönetime gelen zengin, çalarak daha da zengin oluyor” diyor. Özel şirkette çalışan İskenderun belediye işçileri için durum böyleyken, büyükşehir belediye işçileri tersine daha sıcak karşılıyor. Hatta makine ikmal şantiyesindeki işçiler bir gün sonra adayın da şantiyeye gelmesini Emek Partisi üyelerinden talep ediyor.

KENTİ BİRLİKTE YÖNETMEK AMA NASIL?    

“Yerel seçimlerde herkes birlikte yöneteceğiz” diyor ama somut olarak nasıl birlikte yönetileceğine dair bir ibare yok. Emek Partisi’nin en büyük projesinin işçi ve emekçilerin örgütlenmesi olduğunu belirmiştik. Emek Partisi birlikte yönetelim çağrısını her sokağın bir temsilcisi ile mahalle temsilcilerinin oluşturulacağını, meslek odaları, işçi ve kamu sendikaları, kadın ve gençlik temsilcilerinden oluşan halk meclisi ile kenti birlikte yönetileceğini somut olarak ifade ediyor.


YAŞANABİLİR BİR KENT İÇİN ADAYIM

Dilek OMAKLILAR
Hatay

Yerel seçimlere sayılı günler kala adaylar da seçim çalışmalarını hızlandırıyor. Hatay ise seçim sürecinde sık sık gündeme gelen önemli kentlerden biri oldu. Büyükşehir belediye başkan aday isimleri bir yana belediye meclis üyesi adaylarında durum ne diye baktığımızda, bunca gündem arasında çalışmalar biraz gölgede kalıyor.

Oysa işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı İskenderun’da Murat Değirmenci, bir işçi olarak kentin yönetiminde emekçilerin söz hakkı olması için Emek Partisi’nden meclis üyesi adayı. Bu kentte doğup büyümüş Murat, “Patronlar kârlarına kâr katmak için adaylar. Oysa işçiler bu kenti daha iyi yönetebilir” diyor.

"SİYASET BANA MI KALMIŞ DİYE SORARDIM, AMA…"

Liseyi bitirdikten sonra çalışma hayatına başlayan Murat: “Babam İskenderun belediye emekçisi, annem ise çalışmıyor. 6 kardeşim var, ben en küçüğüyüm. Lise biter bitmez aileme ekonomik zorluk yaşatmamak için şantiyelerde çalışmaya başladım. Bu yaşıma kadar çalışmaktan başka bir şey yapamadım” diye anlatıyor.

37 yaşında olan Murat, 18 yaşından beri şantiyelerde kaynakçılık yapıyor. “Gençliğimi çalışmaktan anlamadım açıkçası. Siyasi mücadeleden de hep uzaktaydım. Bana mı kalmış siyaset diyordum. Ama özellikle pandemi ve deprem döneminde anladım ki patronlar, siyasiler bizim sırtımıza binmiş emeklerimizi sömürdükçe sömürmüş.  Ücretlerimizi de çalışma koşullarımız da belirleyen kravatlılar bizi açlığa mahkûm ediyor” diyerek siyasete yön vermesi gerekenlerin işçilerin olduğunu dile getirdi.

"ADAYLARIMIN HEMEN HEPSİ PATRON!"

“Bana neden Emek Partisi’nden aday olduğumu soruyorlar” diyen Murat ise bizim de sorduğumuz soruyu şöyle yanıtlıyor: “Depremde bizlere koşulsuz yardım eden Emek partisi vardı. O zaman anladım ki, işçiler seslerini işçilerin partisi ile duyurabilir. İşçi sınıfının partisi olan Emek Partisi’nde örgütlenmek gerektiğini bu süreçte daha da iyi anlamıştım. Emek Partisi ile adaylığı konuştuğumda hemen kabul ettim.  Hatta aday olduktan sonra rakiplerimin hemen hepsinin patron oluşu beni daha da kamçıladı açıkçası. Ben de ‘Üreten bizsek yöneten de biz olacağız’ şiarıyla mücadeleme devam edeceğim”

"BU KENTİN İHTİYACI EMEKÇİLERİN SÖZ HAKKININ OLMASI"

İşçi ve emekçilere birleşik mücadele çağrısı yapan Murat, “Birleşirsek kazanırız. Bu kentin ihtiyacı işçilerin, emekçilerin yönetimde söz hakkının olması. Patronlar kârlarına kâr katmak için siyasette. Oysa yaşadığımız şehirdeki ihalelerden belediyelerin işleyişine değin daha şeffaf, denetlenebilir bir yönetime ihtiyaç var. Herkes yönetmeye aday ama nasıl? Bizler ise yönetebilmeyi işçi ve emekçilerle birlikte yapmak için adayız” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Beyaz Saray: Netanyahu, Refah görüşmeleri için ABD'ye heyet göndermeyi kabul etti

SONRAKİ HABER

İklim taahhütlerine rağmen, petrol ve gaz şirketleri yatırımlarını 4 katına çıkarmayı planlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa