‘Ramazan kolisine muhtaç eden iktidarın kendisi’
"Seçim atmosferinin mahallede eskisi gibi olmadığını söylüyor kadınlar. En çok ‘yoksulluğun biteceği’ vaadi veriliyormuş iktidar cenahı ve diğer sağ partiler tarafından."
Fotoğraf: Evrensel
Laçin BARIŞ
İstanbul
Küçükçekmece’de bulunan İkitelli OSB ve Mehmet Akif, dikiş-nakış atölyelerinin adım başı önümüze çıktığı, işçi ve emekçilerin yoğunlukta yaşadığı mahalleler olarak biliniyor.
Küçükçekmece Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği ise işçi ve emekçilerin yoğun olduğu tarafta, kadınların uzun zaman sonra birbirini bulduğu bir yuvaya dönüşmüş durumda. Bir iftar sofrasında yan yana geliyoruz işçi, emekçi, ev kadını ve emekli kadınlarla. Herkes evinde ne varsa yapıp getirmiş.
Bir yandan da sohbet dönüyor. Kurulan her cümle bugün Türkiye’de yaşayan her bir kadının hayatına iliklenebilir cinsten. En çok da yoksulluk.
‘ELİMİZ DE POŞETİMİZ DE BOŞ’
“Pazara giderken alışveriş arabalarını götürmeyeli bir yıl oldu. Ellerimiz poşetlerle, poşetler ürünlerle dolmuyor” diyor kadınlardan biri. Mahallede özellikle kadınların haftalık alışverişini yaptığı salı pazarı eskisi kadar kalabalık değilmiş. Taze sebze peşinde değil de akşamüstü ucuz sebze peşinde artık kadınlar.
Seçime günler kala kadınlarla sohbetimiz illa ki oraya gelip çatıyor. “Seçimlerden bıktık. Vaatlerden bıktık. Seçimler bizim için memleket meselelerini tartışmaya neden oluyor ama en çok aramızda kutuplaştırmayı arttırıyor” diyor kadınlardan biri.
AKP SEÇİM BÜROSUNA GİDENE ERZAK
Ekliyor diğeri: “Seçim zamanı komşu komşuya, işçi işçiye düşmanlaşıyor. Seçim geçince yine konuşabiliyoruz, aynı fikirde olmasak da yüz yüze bakabiliyoruz. Bu seçimde en çok yoksulluğumuzu kullandı iktidar. Mahallede AKP seçim bürosuna kamyonla ramazan kolileri geldi. Seçim bürosuna gidenler alabildi. Bizler AKP’nin kapsını çalmayız. Çalanlara da ‘Seni şu koliye muhtaç eden iktidarın kendisi’ demeyi de bırakmıyoruz.”
Kadınlar bugün ve dün arasındaki farkı konuşmaya devam ediyor. Kağıt, kalem çıkarıyor. İftar menüsü yazıyor. “Haftada bir gün yediğimiz en güzel menüyü kıstas alıyorum” diyor kadınlardan biri: “İki kilo balık, yeşillik, 4 ekmek ve gazlı içecek, dört kişi için yaklaşık 600 lira tutuyor. Bu bizim sadece bir gün tükettiğimiz yemek. Geçen sene aynı menü 350 tutuyordu.”
Seçim atmosferinin mahallede eskisi gibi olmadığını söylüyor kadınlar. En çok ‘yoksulluğun biteceği’ vaadi veriliyormuş iktidar cenahı ve diğer sağ partiler tarafından. “Yeniden Refah, AKP’den kopan seçmenin gittiği yer oldu. AKP’yi eleştirenleri şimdi Yeniden Refah Partisinde görüyoruz” diyor kadınlardan biri.
CAMİDE KUTUPLAŞMA ARTTI
Seçim atmosferi mahallede yeni dengeler de oluşturmuş, teravihe giden kadınlardan biri anlatıyor: “Teravihlere kendi inancım için gidiyorum. Ama camide tarikatların yaygın katılımı artık yok. Şimdi birbiri ile siyaseten karşı karşıya gelen tarikatlar, evlerini buluşma noktalarına çeviriyor. Benim gibi dindar ama siyaseten AKP’nin karşısında olan kesim açısından da benzeri bir şey var çünkü ibadetin ötesinde hakim siyasetin propagandası yapılıyor.”
‘MAHALLEDE ŞİDDET VE İSTİSMAR DİLLENDİRİLİYOR’
Son dönemde mahallede konuşulan konulardan biri de artan istismar ve şiddet vakaları. Kadınlar salı pazarında, sokakta daha önceleri çok dillendirilmeyen şiddet meselesinin artık daha konuşulur hale geldiğini anlatıyor: “Yoksulluk, evlerdeki huzursuzluğu artıyor. Kadın sabah akşam çalışsa da evde üstüne şiddete maruz kalıyor. Seçim vaatlerini peş peşe dizenler şiddeti nasıl bitireceğini anlatıyor mu?”
Kadınlardan biri, artan istismar vakalarına dikkat çekerek ekliyor: “Bu tür vakalarda fail ve devletin sorumluluğu göz ardı ediliyor. ‘İlgisiz anne’, ‘Çalıştığı için çocuğa bakamayan anne’ gibi şeyleri duyuyoruz. Bugün kadınlar çalışmadan nasıl geçinecek? Eskisi gibi değil ki. Şimdi eski görücü usulü evlenmek isteyenler bile ‘Kadın çalışıyor mu?’, ‘Ne kadar maaş alıyor?’ diye soruyor. Suçu kadına atmak ise en kolayı. İstismarı önlemek devletin sorumluluğunda.”
Çalışma koşulları ağır, işçi kadınlar açısından tek işte çalışmak bile artık seçenek değil. İki, üç işte çalışıyor kadınlar. Ev kadınları için ise ‘Al şu kadar parayı, evi geçindir’ baskısı var. Evde bulunmayan malzemenin hesabı onlara soruluyor. Ay başına kadar evin tüm yükü onların omuzunda.
Tüm zorlu hayat koşullarına rağmen masada bulunan kadınların, önümüzdeki süreçte mahalledeki kadınlara kol kanat germek için hazır ve istekli olduğu kesin.