Mülteci Veli'den günlerdir haber alınamıyor: ‘İşkenceden tanınmaz haldeydi’

Erzincan L Tipi Kapalı Cezaevinden 12 Mart’ta tahliye edilen mülteci Ali Veli (19), cezaevi çıkışında sınır dışı edilmek için geri gönderme merkezine (GGM) götürülmek üzere jandarmaya teslim edildi. Ancak ailesi, Ali Veli’den günlerdir haber alamıyor.

1 Nisan’da basına yansıyan görüntülerde mülteci Ali Veli’ye işkence yapıldığı görülüyor. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre 19 yaşındaki Ali Veli’ye yapılan işkence görüntülerini Qamişlo’daki ailesine gönderen kimliği belirsiz kişiler, Türkiye’ye ait bir cep telefonu numarasıyla aileyi arayıp tehditler sıraladı.

İlk olarak annesiyle konuşturulan Ali Veli’nin kimliği belirsiz kişilerin talimatlarını Kürtçe olarak annesine bildirdiği duyuluyor. Ali Veli, kendisinin Suriye’de tutulduğunu tahmin ettiğini belirtirken, talimatlar sonrasında bir şahıs Arapça konuşarak kendileri için çalışmamaları durumunda Ali Veli’yi öldürmekle tehdit etti. Daha sonra konuşmaya dahil olan bir başka şahıs ise Türkçe konuşarak Ali Veli’nin annesine “Bütün aileni öldüreceğim. Kocan bu telefonu bir hafta içinde arayacak. Başka yolu yok. Kocana söyle artık adalet ve hukuk yok. Eğer test etmek istiyorsan bir hafta bekle, oğluna ne yapacağımı gör” dedi.

‘İŞKENCEDEN TANINMIYORDU’

Ali Veli’nin annesi Necma Mûsa ağır otizm hastası olan kızının tedavisi için oğlunun Avrupa’ya gidip çalışmak üzere yola çıktığını söyledi.

Ali Veli’nin akrabalarının yardımı ile Mardin’e geçtiğini, İstanbul’a giden otobüste askerler tarafından yakalandığını anlatan anne Mûsa, 13 Mart’ta oğlu ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesini şöyle anlattı: “İşkenceden tanınmıyordu, çok zayıflamıştı. O günden beri yemek bile yiyemiyorum.”

Tehditlerden sonra oğlundan haber almadığını belirten anne Mûsa, “Oğlum adını bilmediğimiz bir kampta esir tutuluyor” ifadelerini kullandı.

‘SORUMLUSU İÇİŞLERİ BAKANLIĞIDIR’

Mültecilere dönük işkence olaylarına ilişkin Emek Partisi Göç Bürosu adına gazetemize açıklama yapan Ebru Ökten, “Kötü muamele ve ırkçı söylemler ve hatta mültecilerin devlet dairelerinde bile şiddete maruz kalması devletin yarattığı manzaranın sonucudur. İçişleri Bakanlığı takip etmesi gereken süreçleri takip etmek yerine mülteci avına çıkarak mültecileri GGM’lerde dehşet verici koşullara maruz bırakarak mültecilere ve göçmenlere yönelik her türlü kötü muamelenin önünü açmıştır” dedi.

Türkiye’yi fonlayarak mülteci deposuna dönüştüren AB ve mültecilerin yaşam koşullarını incelmekle mükellef olan BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin de yaşananların sorumlularından olduğunu söyleyen Ökten, “TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu inceleme başlatmalı, devlet konuya ilişkin şeffaf bilgileri paylaşmalı, mültecilerin can güvenliğini sağlamalıdır” çağrısında bulundu.

‘MÜLTECİLERE DÖNÜK SUÇLAR GÖRÜNMEZ OLUYOR’

TÜRKİYE’de göçmenlere dönük şiddeti değerlendiren Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Kaçan, “Mültecilerin adalet sistemine, avukata erişim konusunda sorunları var. GGM’lerde çok az sayıda mülteci avukat desteğine ulaşabiliyor” diye konuştu.

Özellikle mülteci kadın ve çocukların cinsel istismara maruz kaldıklarını aktaran Kaçan, sınır hattında yakalanan kişilerin işkence edilerek sınır dışına itildiğini ve bunun sistematik bir şekilde uygulandığını söyledi.

Mültecilere dönük hak ihlallerinin uygulayıcılarının da cezasızlıktan cesaret aldığını söyleyen Av. Kaçan, “Çoğu mülteci kayıtsız olduğu için şikayette bulunamıyor. Şikayet ettiklerinde sınır dışı edileceklerinden kaygı duyuyorlar” dedi. (HABER MERKEZİ)