05 Nisan 2024 04:47

1-7 Nisan Asbest Farkındalık Haftası: Her nefeste asbest soluyoruz

Kentsel dönüşüm ve depremlerin ardından yaşanan yıkımlara dikkat çeken ÇMO İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, asbest risklerin belediye ve bakanlıkların sorumluluğunda olduğunu söyledi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

Dünyada ve ülkemizde 1-7 Nisan tarihleri arasında asbest risklerine dikkat çekmek, uluslararası düzeyde asbest mağdurlarıyla dayanışmayı artırmak için “Asbest Farkındalık Haftası” etkinlikleri düzenleniyor.  

Gündelik hayatımızda her an karşımıza çıkabilecek asbest, insanlık için bilinen en önemli kanserojen faktörlerinden biri olan tehlikeli bir kimyasal olarak varlığını koruyor. Türkiye’de asbest kullanımı 2004 yılında sınırlandırılırken, 2010 yılında tümüyle yasaklandı. Ancak 2010 yılına kadar geçen 10 yılda 130 bin ton asbest ithal edildiği resmi kayıtlara yansıdı.

Eski sanayi ürünleri ile çalışan ortamlarda, gemi tamir, araba tamir-fren balata, inşaat yıkım, kaynakçılık, izolasyon, yangın önleme, jeneratör çalışanlarında ve belki de kayıt dışı olarak küçük sanayi alanlarında asbest tehlikesi hâlâ devam ediyor. Asbest maruziyeti ve çevresel faktörlerine dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan ile “Asbest Farkındalık Haftası”nda asbest maruziyetini konuştuk.

ASBEST GÜNLÜK HAYATIMIZDA VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR

Mevcut yapılardaki asbestli yapı ürünlerinin varlığı çevre sağlığı açısından tehdit oluşturmaya devam ediyor. Asbest lifleri akciğer zarlarında yaraların oluşmasına ve akciğerin sertleşmesine neden olurken, bu hastalığa da asbestoz adı veriliyor. Asbestin neden olduğu bir diğer hastalık ise akciğer zarı ve karın zarı kanseri olan mezotelyoma. Maruz kalındıktan 10 yıl veya 20 yıl sonra hastalıklar ortaya çıkabiliyor.

Ülkemizde bina yıkımlarında asbest güvenliğinin sağlanmasına yönelik halen yürürlükte olan mevzuat hükümleri bulunduğunu belirten Akdoğan, belediyelerin imar mevzuatı kapsamında yıkım ruhsatı safhasında asbest envanterinin istenmesine yönelik düzenlemeler bulunduğuna dikkat çekti.

Yıkım uygulamalarında gerekli envanter çalışması yapılmadığını söyleyen Akdoğan, “Gerekli önlemler alınmadan yıkım çalışmaları gerçekleştirildiğini görüyoruz. Binaların kontrolsüz ve plansız yıkımı ile ortaya çıkacak asbest maruziyeti, ilgili belediye ve bakanlıkların ortak sorumluluğundadır. Asbest tespitine yönelik envanter çalışması yapılarak tehlike ve risk analizleri yapılmalıdır” dedi.

"ATIK YÖNETİM PLANLARI HAZIRLANMALIDIR"

Atık yönetim planları hazırlanması gerektiğinin altını çizen Akdoğan, yıkım faaliyetlerinin ilgili uzmanların kontrolünde ve denetiminde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. 

Asbest ve diğer tehlikeli maddelerin ayrıştırılması için seçici yıkım gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Akdoğan, “Atıkların uygun olarak ortamdan uzaklaştırılarak bertaraf edilmesi gerekir. Yıkım ve bertaraf safhasında gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı, kişisel koruyucu ekipmanlar kullanılmalı, yıkım ve nakliye aşamasında tozların çevreye yayılmaması için gerekli önlemler alınmalıdır” uyarısında bulundu.

DEPREM BÖLGESİNDE ASBEST MARUZİYETİ DEVAM EDİYOR

6 Şubat depreminin üzerinden geçen sürede deprem ve yıkıntı atıkları ile birlikte asbest tehlikesi de gündemdeki yerini koruduğunu belirten Akdoğan, deprem sonrası yıkım kaynaklı asbest ve diğer toksik kimyasal gazları içeren tozun solunması ile kanser riskinin arttığına dikkat çekti. Akdoğan, “Yıkım çalışmaları boyunca bölgede yaşayanlar ve çalışan personelin koruyucu güvenlik ekipmanlarına sahip olmaları sağlanmalıdır. Enkaz kaldırma ve yıkım çalışmalarının toz oluşturmayacak biçimde, oluşacak toz etkisinin ve yönünün kontrol edilerek gerekli önlemleri alınarak gerçekleştirilmelidir. Yıkım işleminin gerektirdiği yıkım sırasında binaya ve alana yönelik alınması gereken tedbirler, işçi sağlığı ve güvenliği, atık yönetimi, yıkım sonucu oluşan toz ve içeriğindeki bina kaynaklı kimyasal gazlara karşı alınması gereken tedbirlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve izlenmesi dolayısı ile yıkım işlemlerini gerçekleştiren firmaların ilgili yetkinliğe, uzmanlığa, yeterli uzman teknik kadroya sahip olması gerekmektedir” diye konuştu.

ASBEST RİSKİNE KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

  • Enkaz alanında çalışanlar ve bölgede yaşayanlar asbest riski ve alınması gereken tedbirler konusunda bilgilendirilmelidir.
  • Çalışmalar asbest söküm uzmanı kontrolünde ve eğitimli personel tarafından yürütülmelidir.
  • Çalışma süresince mümkünse uygun filtreli tam yüz maskesi, eldiven, tulum, göz koruyucu gibi kişisel koruyucu donanım kullanılmalıdır.
  • Enkaz kaldırma ve hafriyat çalışmaları esnasında ortamda bulunanların ve çalışanların FFP2/N95 ya da FFP3/N99 tipi, en yüksek koruyucu maske kullanması sağlanmalıdır.
  • İşçiler tek kullanımlık tulum ve tek kullanımlık eldiven kullanmalıdır.
  • Kullanım sonrası yıkanabilir çizme giymeli ve her kullanım sonrası çizmeler yıkanmalıdır.
  • Asbest içeren malzeme yığınları, güvenli bir şekilde depolanana veya imha edilene kadar, branda veya plastik tabakalarla örtülü tutulmalıdır.A
  • tıkların taşınmasından bertarafına kadar tüm işlemler doğru şekilde planlanmalı, atıkların belirlenen uygun depolama ve bertaraf alanları dışında alanlara dökülmesine izin verilmemelidir.
ÖNCEKİ HABER

Direnişin güzel gülüşlü çocuğu tutuklandı

SONRAKİ HABER

İşçilerin tepkisi sonuç verdi: BMC alacakları ödedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa