Oy vermeyen işçiler anlatıyor: AKP Sincan’da nasıl eridi?

Eylül TAŞ
Ankara

Türkiye bir yerel seçimi daha geride bıraktı. 47 yıl sonra birinci parti olan CHP’nin birçok ilçede seçimi kazandığı, Yeniden Refah Partisinin gözle görülür etkilerinin olduğu, bölgede DEM Parti’nin büyük farklar attığı seçimler, halkın birçok kesiminde tartışmaların ana gündemi oldu.

Biz de Ankara’daki yıllardır AKP’nin kalesi gibi görülen Sincan’daki fabrikalarda süren seçim tartışmalarını anlatacağız. Ankara’daki seçimlerin ardından AKP’nin elinde nüfusu en kalabalık ilçe Sincan kaldı. Seçim öncesinde gazetemizde yer alan izlenim yazılarında da öne çıkan ekonomik anlamda bu denli geriye gidişin işçiler arasında oy değişikliğine yol açtığı olmuştu. Seçimden sonra konuştuğumuz işçiler de sonucu çoğulukla buraya bağlıyor. Metal fabrikasında çalışan bir işçi “Böyle olacağı belliydi. Emekliye zam verilmedi. Kiralar arttı. Bir de hep milletle alay eder gibi konuştular” diyor. Ancak birçok işçi AKP’nin ne yapıp edip İstanbul’u alabileceğini düşünüyordu. Yine seçimlerden önce “Sincan’da Murat’a; büyükşehirde Mansur’a oy verme” genel eğilim gibi görünse de AKP’li Murat Ercan’ın yüzde 68’den yüzde 43’e kadar gerilemesi birçok işçiyi de şaşırttı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a oy vermiş işçilerin bir kısmı halka kızıp “PKK ile iş birliği yapana oy verdiler” tartışmasını açarken, kimisi de Erdoğan’ın artık vaadini doldurmuş olabileceğini söylüyor.

"BİZ BİLE KENDİ ÇAPIMIZDA BOYKOT EDİYORUZ"

Genel seçimlerde AKP’ye oy veren işçilerden azımsanmayacak bir çoğunluk ise oy kullanmaya gitmediğini söylüyor. Özellikle ekonomik daralmadan kaynaklı güvenlerinin kırıldığını söyleyen işçiler, İsrail’e giden ticaret gemilerine de tepkili. Sosyal medyada “Gazze’yi satanı biz de satarız” yazılı oy pusulaları gündem olmuştu. Bu tartışmanın işçiler arasında da sıkça tartışıldığını söylemek mümkün. Bir kadın işçiyle konuştuğumuzda, “Biz bile kendi çapımızda boykot ederken bu kadar gemi yollamak, ticareti büyütmek elini kana bulamaktır. Halka başka konuşuyorsun, arkasından iş çeviriyorsun. Bu halk da sana dersini böyle verir” diyor.

YRP’YE OY VEREN İŞÇİLER ANLATIYOR

Yeniden Refah Partisine oy veren birçok işçi daha öncesinde oyunu AKP’ye vermiş. “Bu sefer elim gitmedi” sözleri sıklıkla duyuluyor. Seçim öncesinde de Yeniden Refah işçiler arasında alternatif olarak görülüyordu. Ancak bunun tepki kaynaklı mı yoksa Yeniden Refah’ın politikalarına ikna olunmasıyla ilişkili olup olmadığı sonucuna henüz varamadığımız bir tablo var.

"ERBAKAN’IN EMEKLİYLE İLGİLİ KONUŞMASINI DUYDUM AMA..."

Örneğin bir işçi, “Emeklilerle ilgili (Fatih Erbakan’ın) bir konuşmasına denk gelip oy verdim. AKP burayı yanlış yönetmişti. Ama oy verdiğimi duyan bir arkadaşım, onların kız çocuklarıyla ilgili bir sözünü bana söyledi. Daha da oy vermem onlara” diyor. Bir başka kadın işçi ise “Benim ailem, AKP’nin çekirdek kadrosu denilen ekip var ya her seçim onlara veren, işte onlardan. Ben Emek Partisinin adayına verdim. Zaten onlar AKP’den vazgeçmez diye sormadım bile ama Yeniden Refah’a vermişler. Neden dedim? Çok sinirliyiz hiçbir şey doğru gitmiyor: ne ekonomi düzgün ne de Filistin’e yaptıkları doğru. O yüzden bu sefer başkasına verdiler” diye anlatıyor.

Sincan Belediyesi hâlâ AKP’nin elinde olsa da kaybettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak kimin kazandığı henüz belli değil. Seçim çalışmasının ilk adımı olarak OSB yönetimiyle buluşan Murat Ercan, bu ilişkiyi devam ettirecek gibi duruyor. Seçimin hemen ardından ücretler, işsizlik kaygısı hız kesmeden konuşulmaya devam ediyor. Tüm bu tabloda  Sincan işçisi, tepkisini yalızca AKP’ye oy vermemekle sınırlı tutarsa bu seçimin birden çok kaybedeni olacaktır. AKP’nin bile bu denli gerilediği, değişimin ilk adımlarının atıldığı böyle bir seçim sonucununda ancak ekonomiyi bu hale getirenlerin tüm iş birlikçilerine karşı mücadele, rantı ve sömürüyü amaç edinen her adımın karşısında bir birliktelik ile seçimin kazananı Sincan işçisi olacaktır.