Mahkeme TTB'yi yine haklı buldu: Bakanlık verileri paylaşmalıdır
TTB’nin, Sağlık Bakanlığının şiddet başvurularının kaydedildiği Beyaz Kod verilerini paylaşmaması üzerine açtığı ikinci davada mahkeme Bakanlığın verileri paylaşması gerektiğine karar verdi.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Sağlıkta tırmanan şiddete gerekli önlem almayan Sağlık Bakanlığı şiddet verilerini paylaşmaktan da kaçınıyor. TTB’nin Sağlık Bakanlığının sağlıkta şiddet başvuruların kaydedildiği Beyaz Kod verilerini paylaşmaması üzerine açtığı ikinci davada da mahkeme TTB’yi haklı bularak Bakanlığın verileri paylaşması gerektiği kararını verdi.
Sağlıkta tırmanan şiddete gerekli önlem almayan Sağlık Bakanlığı şiddet verilerini paylaşmaktan da kaçınıyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlık çalışanlarına yönelik şiddet başvurularının kaydedildiği Beyaz Kod verilerinin paylaşılması talebiyle 3 Mart 2022'de Sağlık Bakanlığı'na bir yazı yazmış, yazıya kanunen belirlenmiş süre içinde yanıt verilmemesi üzerine konuyu idare mahkemesine taşımıştı. Ankara 6. İdare Mahkemesi ise 19 Ekim 2022 tarihli kararında; Beyaz Kod verilerini istemenin TTB'nin görev tanımı kapsamında, verileri paylaşmanın ise Sağlık Bakanlığı'nın sorumluluğu gereği olduğuna hükmetmişti. TTB, mahkeme kararı üzerine 21 Temmuz 2023'te bakanlıktan bir kez daha Beyaz Kod verilerini istemiş, bakanlığın talebi bir kez daha yanıtsız bırakması üzerine 29 Eylül 2023'te idare mahkemesine ikinci defa dava açmıştı.
TTB'nin, şiddetle mücadelede duyarlılığın artırılması ve kamuoyu yaratılması için kanunen paylaşılması gereken ancak son zamanlarda paylaşımı durdurulan ‘Beyaz Kod’ verileri için yürüttüğü mücadeleyi Ankara 15. İdare Mahkemesi de haklı buldu. Bilgi Edinme Kanunu'nun bilgi edinmeye ilişkin usul ve esaslarına atıf yapan mahkeme, kanunda belirlenen istisnai durumlar dışında her türlü bilgi ve belgenin başvuranlar ile paylaşılmasının bakanlığın yükümlülüğü olduğunu belirtti. Mahkeme ayrıca TTB'nin kanunda tanımlanmış görevlerine de dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi: “Tesis edilen işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” (HABER MERKEZİ)