İşçiye, emekliye bayram yok
Bayrama günler kala görüştüğümüz işçiler, bayrama borç batağında girdiklerini, emekliler ise arifeyi bayram alışverişinde değil, ekmek kuyruklarında geçirdiklerini söylüyor.
Fotoğraf: AA
Olcay SAL
Kayseri
Kayseri’deki Mevlana (Anayurt) Mahallesi nüfus olarak Talas ilçesinin en büyük mahallerinden biri. Yaklaşık 100 bin kişinin yaşadığı mahalle, işçilerin ve öğrencilerin yoğun olduğu bir mahalle olarak bilinir. Ramazan Bayramı öncesi servis bekledikleri duraklarda görüştüğümüz işçiler şeker, lokum, baklava fiyatlarından şikayetçi. Zaten zor geçinebildiklerini anlatan işçiler, “Borç içindeyken bayram bizim neyimize” diye soruyor. Borç içinde yaşadıklarını anlatan işçiler, “Bayramda fazla mesai olur mu” diye düşünüyor.
Hasçelik Fabrikasında çalışan Ahmet isimli işçi alışveriş yapamadıklarını anlatıyor: “Üç çocuk babasıyım. Asgari ücretten biraz fazla almamıza rağmen yetmiyor. Bayramda mesai olsa da çalışsak diye düşünüyorum. Çünkü geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bu sene de bayram bizim için masrafların daha da katlanması demek. En azından ben çalışırsam çocuklar bir yere çıkmaz. Dışarı çıkmak demek masraf demek.”
"BİR KİLO ŞEKER ALABİLİRSEK İYİ"
Erbosan’da çalışan bir işçi, “Önceki bayramların bir tadı vardı. Şimdiki bayramların ne tadı var ne samimiyeti. Herkes birbirine karşı yapmacık davranıyor. Çünkü herkesin tek derdi geçim olmuş. Ülkemiz yeni yerel seçimden çıktı. Bayram sonrası iğneden ipliğe her şeye zam gelecek. Evimize bayram için şeker almakta bile zorlanıyoruz. Kalitesiz, sağlıksız ve markası bile belli olmayan çikolatalı şeker bile 200 liradan başlıyor. Geçtiğimiz yıllarda en az iki çeşit şeker, iki çeşit de lokum alırdık. Şimdi evimize bir kilo şeker alırsak bizden iyisi yok. Bu hale gelmemizin tek sebebi biz işçilerin örgütsüzlüğüdür.”
Boyteks’te çalışan bir işçi de “Borç gırtlağa kadar geldi” diyor: “Ülke ekonomisi özellikle biz işçiler için içler acısı bir durumda. Çoluğumuzla çocuğumuzla bu bayramı da bayram tadında geçiremeyeceğiz. 10 yaşındaki kızım elbise istedi. Annesiyle alamadan geri döndüler. Bu durumda bayram benim için zehir oldu. Tek suçlusu bizleriz.”
ŞEKER VE KOLONYA FİYATI YÜZDE 66.20 ARTTI
Ramazan ayının bitmesiyle 10 Nisan’da üç günlük Şeker Bayramı başlayacak. Bayram öncesi şeker, çikolata ve kolonyalar marketlerdeki raflarda yerlerini aldı. Bayramın olmazsa olmazı, alışveriş listesinde ilk sırada yer alan şeker, çikolata ve kolonya fiyatları bir senede ortalama yüzde 66.20 artış gösterdi. Evrensel’in iki farklı marketi baz alarak hazırladığı tablo, bir senedeki değimi ortaya koyuyor.
"EKONOMİ UÇACAKTI, UÇAN FİYATLAR OLDU"
Dilan TEMİZ
Diyarbakır
Bayrama sayılı günler kala Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Gazi Caddesi’nin her yerinde bir telaş ve hareketlilik. Upuzun cadde boyu bayram zamanı kurulan şeker, tatlı, kıyafet tezgahlarına ve hareketliliğe rağmen esnaf, “Kuru kalabalık” derken yurttaşlar ise “Baktığımız çok ama aldığımız yok” diyor.
Yere serdiği rengarenk kıyafetleriyle güneş altında bekleyen Ahmet, sabah çok erken saatlerde başladığını söylüyor. Yıllardır bayram vakitleri gelip cadde boyu dizilen tezgahlar arasında yerini aldığını da belirtiyor özellikle. “Hep bu işi mi yapıyorsun” diye sorunca “Ne denk gelirse, karnımızı doyuracak ne olursa yapıyorum çocuklarım için. Ama bayram alışverişi berekettir diye her sene seriyorum tezgahı da bereket de bırakmadılar” diyor. Dört çocuğunun birine bile henüz kendi de bir şey alamamış, tıpkı tezgahına gelip bakan, fiyat soran pek çok insan gibi.
"İNSANLAR BİR TİŞÖRT BİLE ALAMIYOR"
Ahmet, “Bak bugün gelen kaçıncı kişi bu kalabalığın arasında fiyatları soruyorlar, bakıyorlar, düşünüyorlar, düşünüyorlar bırakıyorlar. Fiyatlarımız da öyle çok yüksek miktarlar değil lüks yerlere göre. Bu tişört 150 TL, geçen bayram 100 TL idi. Ama insanlar artık bir tişört bile alamıyor gördüğün gibi” diyor.
Kalabalığı “kuru kalabalık” diye tanımlayan Ahmet şöyle devam ediyor: “İnsanlar haklı, nasıl alabilsin ki? Ekonomiye bak, güya uçacaktı ama uçan fiyatlar oldu. Bizi bile kurtarmıyor bu fiyatlar. Zararına ama yine de satışlar geçen senelere göre çok kötü. Kalabalığa aldanmayın, tezgahlara bakın hepsi dolu, kuru kalabalık. İnsanlar bakıp heves alıyor o kadar.”
"EMEKLİYE REVA MI?"
Tezgaha gelenlerden Fatma isimli kadınla konuşuyoruz. Eline alıp evirip çevirdiği tişörtü o da usulca yerine bırakıyor. “Emekliyim ben, eşime bakıyorum, emeklinin durumu da ortada, bu maaşa neyin bayramı, neyin alışverişi. Baktığımız çok doğrudur ama aldığımız var mı? Elime bak, tek poşetim yok. Daha şeker bile alamadım. En uygunu iyi olmayan marka bile 130 TL. Bir kilo alacağım kime yetecek? Bana torunlarım gelecek, gelinlerim gelecek, reva mı bu bize” diye tepki gösteriyor.
"ŞEKERİN UCUZU BURADA!"
Hemen ileride başka bir tezgaha yanaşıyoruz. Şeker satıcıları ve tatlıcıların en ucuz bayram tatlısının ve şekerinin kendilerinde olduğunu belirten bağırışları arasında: “Bayram bayram olalı böyle şeker, böyle fiyat görmemiş, haydi Diyarbakır haydi, şekerin ucuzu burada...”
Çeşit çeşit rengarenk dizilen şekerlerin teker teker fiyatını soran Mehmet Durmaz, “Çocuklar olmasa bunu da almam” diyor elindeki yarım kiloluk poşeti gösterip. Durmaz’a ne alabildiğini soruyoruz: “Yarım kilo şeker, yalnızca bu. Eskiden bayram yemekleri için et alırdık, meyve, tatlı alırdık, daha şu an bunu alabilmişim. Çocuklara kıyafet bile alamadık, alamayacağız, eskileri giydirme devri sanırım bu devir.”
Durmaz, ekonomik sıkıntılara işaret ederek pek çok sıkıntıya dair taleplerini söylüyor: “Ekonomi düzelsin istiyoruz, bu bayram buna vesile olsun. Diyarbakır halkı hiç bu kadar yoksul olmamıştı. Savaşıydı, ekonomisiydi, kayyumuydu, her şey yoksullaştırdı. Artık bunlar son bulsun. Biz ne isteyeceğiz barıştan başka, bir de karnımızı doyuralım yeter...”
EMEKLİ BAYRAM ALIŞVERİŞİNDE DEĞİL EKMEK KUYRUĞUNDA
Ramis SAĞLAM
İzmir
Şeker Bayramı öncesi esnaf beklenen canlanmanın yaşanmadığından, açlık sınırının altında yaşayan emekliler de alışveriş yapamadıklarından yakınıyor. AKP iktidarının yerel seçimlerde yaşadığı kayıpta önemli payları olduğu belirtilen emekliler, bayram öncesi alışverişte değil kuyruklarda olduğunu söylüyor.
Erdoğan’ın, emeklilerle dalga geçercesine 2024’ü “emekliler yılı” ilan ettiğini belirten Tüm Emeklilerin Sendikası Konak Şube Başkanı Fadıl Gezer, “Seçimlere bir hafta kala emeklilerin seçimlerin en büyük gündemi olmasının sebebi emekli aylıklarının sefalet düzeyine düşmesi” dedi.
"MAAŞ AÇLIK SINIRININ ALTINDA"
Emeklilerin yaşadığı sefaletin sebebinin ne tek başına enflasyon ne de kaynak sıkıntısı olduğunu dile getiren Gezer, “Seyyanen verilen sadakalarla emeklilerin insanca yaşayacak bir duruma gelebilmesi söz konusu değil. 10 bin lira maaş alan 6 milyonun üzerinde emeklimiz var. Asgari ücretin 17 bin 2 lira olduğu bir dönemde emeklilerin ortalama 10 bin lira maaşla açlık sınırının altında yaşamaya çalışması, ülkeyi 20 yıldan fazla bir süre yöneten siyasi iktidarın sorumluluğundadır” diye konuştu.
"BİZE BAYRAM DEĞİL AÇLIK GELDİ"
Bayram alışverişi yapmak için çarşıya, pazara gitmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Gezer, “Cebimizde bir çay parası bile olmadığı için parklar, banklarda oturarak zaman geçirmeye çalışan emeklilerle dolup taşıyor. Ekmek kuyruklarında, ucuz et ve süt kuyruklarında ömür tüketiyoruz. Semt pazarları çıkışlarında havanın kararmasını bekleyen pazarcıların çöpe attığı sebze ve meyveler içerisinden seçtikleri ile hayatta kalma mücadelesi veren emekliler de var” dedi.
25 yıl çalıştıktan sonra emekli olan Ayşe Kocamanoğlu, Bayram öncesi alışveriş yapamadığından yakındı. Kocamanoğlu, “Bayramda çocuklarım, torunlarım gelecek, onlara ne ikram edeceğimi kara kara düşünüyorum. Bayram alışverişi için çarşıya gittim. Her şey bir önceki aya göre daha da pahalanmış. Bize bayram değil açlık geldi” dedi.
"BAYRAMI ZEHİR ETTİLER"
Bayrama alışveriş yapamadan kuyruklarda girdiğini söyleyen Emekli Ali Yener de “Erdoğan, sağ olsun 2024 yılını bizim yılımız ilan etmiş. Sağ olsun lütfetmiş ama biz bu yılı ucuz ekmek kuyruklarında kutluyoruz. Derdimiz bayram öncesi alışveriş yapmak değil, açlık. Milletin bir bayramı vardı onu da zehir ettiler” diye konuştu.
Eşini 5 yıl önce kaybettiğini söyleyen Halide Yiğit de “Kocamdan kalan maaşla yetinmeye çalışıyorum. Çocuklarımın ve komşuların desteği olmasa ayakta kalmam mümkün değil. Bayramın tadı falan kalmadı. Şekeri bile yarım kilo alabildim. Bayramda çocuklar kapıyı çalmasınlar diye dua edeceğim” dedi.