12 Nisan 2024 04:42

Ukrayna'da savaşın üçüncü yılı: Batı’ya taviz, halka ölüm ve sömürü

Ukrayna’da savaş koşullarında faaliyetlerini sürdürmeye çalışan Marksist-Leninist bir yeraltı örgütü olan Ukrayna İşçi Cephesi (RFU) ülkedeki son durum üzerine sorularımızı yanıtladı.

Fotoğraf: Yevhen Titov/AA

Paylaş

Elif GÖRGÜ
İstanbul

Rusya’nın şubat 2022’de kara ve hava saldırılarıyla başlayan ve bir Rusya-Ukrayna savaşına dönüşen süreç üçüncü yılında Ukrayna’nın doğu cephesiyle sınırlı çatışmalar ve karşılıklı füze ve İHA saldırılarıyla devam ediyor. Ukrayna’da Zelenskiy iktidarı, NATO merkezli Batılı müttefiklerinden daha fazla askeri yardım talep etmeyi sürdürürken, bir yandan Avrupa devletlerinin silahlanması hızlanıyor, Almanya gibi açıktan savaş hazırlıkları yapan ülkeler dikkat çekerken, Fransa’nın Ukrayna’ya askeri birlik gönderme tartışması da henüz sönümlenmiş değil. Öte yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in BBC’ye verdiği bir röportajda “Ukrayna, Rusya ile uzlaşmak zorunda kalabilir” demesi de geçtiğimiz haftanın ilgi çeken açıklamalarından oldu. Diğer yandan ise İsviçre’de geniş katılımlı bir “Ukrayna Barış Konferansı”nın hazırlıkları yapılıyor.

Tüm bu gelişmelerin ortasında savaşın en ağır sonuçlarını ise Ukrayna halkı yaşamaya devam ediyor. Ukrayna’da savaş koşullarında faaliyetlerini sürdürmeye çalışan Marksist-Leninist bir yeraltı örgütü olan Ukrayna İşçi Cephesi (RFU) ülkedeki son durum üzerine sorularımızı yanıtladı. “Kremlin’e de Washington’a da hayır diyoruz” diyen RFU, ülkenin mali ve siyasi olarak Batı’ya daha fazla bağımlı hale geldiğine, işçi ve emekçilerin payına ise cephede kurbanlık koyun olmakla ve cephe gerisinde daha fazla sömürülmenin düştüğüne işaret etti.

HAKLAR İHLAL EDİLİYOR, SÖMÜRÜ AĞIRLAŞIYOR

Rusya’nın 24 Şubat 2022’deki saldırı ve işgal girişiminin üzerinden iki yıldan fazla geçti ve savaş üçüncü yılında devam ediyor. Bugün Ukrayna’daki genel sosyal, siyasi ve askeri durum nedir?

Bu çok genel bir soru. Savaşın üzerinden iki yıl geçti ve zaten yoksul olan Ukrayna’da hayat daha da zorlaştı. Seferberlik, insan haklarının ve hatta Ukrayna yasalarının düzenli olarak ihlal edilmesiyle gerçekleşiyor. Erkekler yurt dışına seyahat edemiyor. Savaş koşulları altındaki işçilerin grev hakkı yok, bu nedenle sömürü giderek daha da ağırlaşıyor.

Tüm iktidar (Zelenskiy’nin) “Halkın Hizmetkarı” iktidar partisinin elinde, tüm burjuva “muhalefet” bir kukla. Süregelen keyfiliğe karşı herhangi bir açık protesto ifadesi baskı ile karşılaşıyor.

Cephede, birçok komutan, seferber edilmiş askerleri top yemi (kurbanlık koyun) olarak kullanıyor ve her yıl sıradan bir askerin hayatı daha da kötüleşiyor. Askerler çoğu zaman üniformalarını dahi kendileri almak zorunda kalıyor.

Ya cephedeki durum nasıl görünüyor?

Savaş uzun zamandır bir mevzi savaşı. Geçen yılki başarısız karşı saldırı hakkında YouTube'da ayrıntılı bir video hazırladık ve bu videoda saldırının nedenlerini ve sonuçlarını analiz ettik. Şimdi, geçen yıl olduğu gibi, yine büyük bir karşı saldırı vadediyorlar, ancak gerçekte Ukrayna kendini savunmakta giderek zorlanıyor. Saldırıya geçecek kaynakları nereden bulacakları belli değil. Genel olarak cephedeki durum kötüleştikçe politikacılar daha da saçma vaatlerde bulunuyor.

Batı’nın Ukrayna’ya yardımı azalıyor, çünkü Ukrayna’daki savaş başladığından beri NATO blokunun Ortadoğu’da yeni sorunları var. Buna ek olarak, Çin ile savaşa hazırlanmaları gerekiyor. Zelenskiy’nin kendisi bile Amerikan yardımı olmadan Ukrayna’nın savaş alanında hiçbir şansı olmadığını kabul etmek zorunda kalıyor.

SAVAŞ, BURJUVA PROPAGANDASI İÇİN KATALİZÖR OLDU

Savaş Ukrayna siyasetini, iktidarını ve sosyal yapısını nasıl şekillendirdi?

Siyasi açıdan savaş, egemen sınıf ve onun iktidar partisi için açık bir şekilde olumludur. Aslında Zelenskiy ve arkadaşları artık Ukrayna Parlamentosunda tekel konumunda. Eski Rus yanlısı “muhalifler” bile işçilerin köleleştirilmesini amaçlayan yeni zalim yasalar için eski “rakipleriyle” birlikte oy kullanıyorlar.

Ama mesele sadece bu değil. Savaş, hükümetin halk arasındaki desteğini arttırmasını sağladı. Bunu görmek kolay: Zelenskiy’nin 2021’deki aşırı düşük reytingleri ile 2022’deki reytinglerini karşılaştırın. Genel olarak savaş, burjuva propagandası için iyi bir katalizör görevi gördü. Birçok insan televizyonun söylediği her şeye inanmaya hazır.

Ancak son kamuoyu yoklamaları, halkın yetkililere olan güveninin yavaş ama emin adımlarla azaldığını gösteriyor. Sorun şu ki, yetkililere yönelik memnuniyetsizlik artıyor, ancak kapitalist sistemin kendisine yönelik memnuniyetsizlik artmıyor.

Sosyal yapıya gelince, her şey ortada; milyonlar mülteci oldu, yüz binlercesi asker oldu. Ne yazık ki, Ukrayna şimdiden öngörülebilir gelecekte yeri doldurulamayacak demografik kayıplara uğramıştır.

UKRAYNA KAPİTALİZMİ AMERİKAN BURJUVAZİSİNİN ÇIKARLARINA TABİ

Ukrayna burjuvazisinin ulusal ve uluslararası durumu; iç çelişkileri açısından bugünkü tablo nedir?

Bu konudan bahsederken, Ukraynalı yurtseverlerin övünmekten hoşlandıkları “bağımsızlığın” ne olduğunu açıkça anlamalıyız.

Savaştan önce bile Ukrayna büyük borçlar içindeydi. Savaştan önce bile Ukrayna düzenli olarak IMF taleplerine boyun eğiyordu. Savaşın patlak vermesiyle birlikte bu durum daha da kötüleşti; şimdi Ukrayna ekonomisi yüzde 90’dan fazla bir oranda dış finansmana bağımlı.

Elbette Ukraynalı kapitalistlerin kendi çıkarları olmadığını söylemiyoruz; var ve bu çıkarlar Batılı meslektaşlarının çıkarlarından ne daha iyi ne de daha kötü. Sadece şu anda Ukraynalı kapitalistler ve Ukrayna kapitalist devleti, Batılı, özellikle de Amerikan burjuvazisinin çıkarlarına tabidir.

Son haberlere bakalım. Forbes, Ukrayna’nın yer altı gaz depolama tesislerinde yabancı gazın saklanması için uygulanan tarifelerin bir yıl daha değişmeyeceğini yazdı. Batılı ortakları söz konusu olduğunda Ukraynalı oligarkların cömertliği işte böyle bir şey. Ancak bu cömertlik elbette işçi sınıfını kapsamıyor.

Savaşın başında kamu hizmetlerine yönelik faturaların yükselmeyeceğine dair bir söz verilmiş olsa da, bu söz yakın zamanda bozuldu. Halk için tarifeler sadece bir değil, iki kat artacak. Milletvekili Nagornyak’ın dediği gibi, bu karar ortaklar tarafından dayatıldı.

Öte yandan, akaryakıt, Coca-Cola, emlak ve hatta kenevir üzerindeki tüketim vergileri artırılıyor. Ve bu da ortakların, yani IMF’nin talebi üzerine yapılıyor.

Yabancı sermaye temsilcilerinden oluşan denetleme kurulları da ayrı bir konu. Kısaca, yabancılar genellikle Ukrayna kamu iktisadi teşebbüsleri üzerinde doğrudan kontrole sahipler.

Tüm ihtişamıyla Ukrayna “bağımsızlığı”: Ukraynalı kapitalistler Ukrayna işçi sınıfını soyuyor ve yabancı efendilere her türlü tavizi veriyor.

İŞÇİLERİN SINIF BİLİNCİ DERİN BİR BASKI ALTINDA

Ukrayna işçi sınıfı ve sınıf mücadelesi ile siyasi temsilcileri açısından bugünkü durumu nasıl tanımlarsınız?

Ukraynalı işçilerin sınıf bilinci şu anda derin bir baskı altında. Grevler yasak. Mevzuat sürekli olarak işçilerin haklarını azaltma yönünde değişiyor. Dahası, İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklar bile düzenli olarak ihlal ediliyor ve burjuvazi böyle bir konuda herhangi bir dava açtığında avukatlar için her zaman büyük kaynaklara sahip oluyor. Suçluların ve polisin (Ukrayna’da aşağı yukarı aynı şeydir) işverenlerine karşı çıkmaya karar veren işçilere baskı yapması nadir değildir. En kötüsü de Ukrayna işçi sendikalarının tamamen yozlaşmış olmasıdır. Genel olarak, yasal çerçeve içinde ekonomik mücadele olanakları artık son derece sınırlı.

Ukraynalıların zorunlu seferberliğe karşı mücadelesi de ayrı bir yakıcı mesele. Bu konu yurt dışında nadiren gündeme geliyor, ancak birçok Ukraynalı Ukrayna’yı kapalı sınırları ve zorunlu seferberlik nedeniyle büyük bir açık hava toplama kampı olarak görüyor. Bunda doğruluk payı var.

YOLDA YÜRÜRKEN DÖVÜLEREK CEPHEYE GÖTÜRÜLEBİLİRSİNİZ

Şöyle bir durum düşünün: 30’lu yaşlarının başında tipik bir Ukraynalı erkeksiniz, bir işiniz, bir eşiniz, bir ya da iki çocuğunuz var. Sakin bir şekilde caddede yürüyorsunuz. Aniden bir minibüs yanınıza yanaşıyor ve içinden askeri üniformalı 6 kişi iniyor. Etrafınızı sarıyorlar, ellerinizi tutuyorlar ve sizi arabaya sürüklüyorlar. Bölgesel askere alma merkezine giderken ciddi şekilde dövülüyorsunuz. Oraya vardığınızda, birkaç gün boyunca esaret altında tutuluyorsunuz. Sonra doktorlar, sağlık durumunuza bakmaksızın, sağlıklı olduğunuzu ve hizmete uygun olduğunuzu yazıyor. Kısa süre sonra top yemi haline geliyorsunuz.

Açıkçası, her eylemin bir karşı eylemi vardır. Bazen, askere alma görevlileri insanları kaçırmaya çalıştığında, bu insanlar üstün bir rakibe karşı dövüş kazanma noktasına kadar karşılık verirler. Elbette Ukrayna halkının bu iğrenç keyfiliğe karşı her türlü direnişini kuvvetle destekliyoruz.

Siyaset söz konusu olduğunda, Ukrayna’da işçi sınıfının öncü bir siyasi partisi bulunmamaktadır. Gelecekte böyle bir parti olmak isteriz, ancak şu anda sadece Marksist bir örgütüz ve hüsnükuruntuda bulunmayacağız. Sol yelpazedeki diğer tüm örgütler ise öncü parti statüsünden bizden çok daha uzaklar.

ZELENSKİY ETRAFINDA BİRLEŞENLER, AZ SAYIDAKİ SOL-LİBERAL GRUPLAR

Başından beri Ukrayna solunun, işçi ve emek örgütlerinin önemli bir kısmı Rus saldırganlığı karşısında Zelenskiy Hükümeti etrafında tabiri caizse birleşti. Üçüncü yıla girerken durum hâlâ böyle mi?

Sorunuz yanlış bir önermeye dayanıyor. Ukrayna solunun hiçbir zaman Zelenskiy Hükümeti etrafında birleşen önemli bir kısmı olmadı. Bahsettiğiniz insanlar, sosyal-şovenist fikirlerini Avrupa solu arasında yayan az sayıdaki sol-liberal gruplardır.

“Rus saldırganlığına karşı solu birleştirmek”, bu açgözlü insanların Avrupalılardan hibe para koparmaya çalıştıkları küstah bir yalandan başka bir şey değil. Ve bu solcuların solcu olup olmadıkları tartışmalıdır. Örneğin, sol-liberal örgüt Social Movement’ın (Sosyal Hareket) liderlerinden Vladislav Starodubtsev, attığı bir tweette, çoğunluğu Ukraynalı iş birlikçilerden oluşan Nazi SS tümeni Galiçya’yı haklı çıkardı.

KREMLİN’E DE WASHİNGTON’A DA ‘HAYIR’ DİYORUZ

RFU Ukrayna’daki en büyük Marksist ve aynı zamanda en büyük sol örgüttür. Savaşın ilk gününden bu yana sloganımız “Savaş yok, sınıf savaşı var!” olmuştur. Kremlin’e de Washington’a da hayır diyoruz. Mevcut savaş, Doğu ve Batı’nın kapitalistlerinin yağmacı çıkarları doğrultusunda başlattıkları bir katliamdır. Bu savaşın her halükarda işçilere getireceği tek şey sonsuz kayıp ve acıdır.

Ve burada “ulusal kurtuluş” yoktur, çünkü Ukrayna ulusu iki ulusa bölünmüştür: İtalya’da villaları olanlar ve Ukrayna panel evlerinde sıkışık daireleri olanlar. Kapitalistler yatlarında pahalı şampanyalar içebilsin diye işçiler ölüyor ve öldürüyor.

Hedefimiz proleter devrimin tüm dünya burjuvazisi üzerindeki zaferidir. Kulübelere barış, saraylara savaş!

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI YOLUNDA BİR ADIM

Ukrayna’daki savaş uluslararası siyasetin belirleyici faktörlerinden biri haline geldi. Askeri tatbikatlar, silahlanma hazırlıkları vs. savaşın sadece sona ermesi değil, Avrupa’ya yayılması ihtimali üzerine yapılıyor. Ülkeniz ve dünya için savaşın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Tahminler söz konusu olduğunda, iyi bir tahminin her zaman sosyal uygulamaları da hesaba katmalıdır. Bir göktaşının Dünya’ya geleceğini öğrendiğimizde, yalnızca insanların eylemlerini ya da eylemsizliklerini dikkate alan bir tahmin gerçekten değerli olacaktır. Burada da durum aynıdır.

Dünya üçüncü dünya savaşına doğru ilerliyor. Rusya-Ukrayna savaşı bu yoldaki adımlardan biri. Ukrayna’nın mı yoksa Rusya’nın mı kazanacağı henüz bilinmiyor. Elbette şu anda Ukrayna, Batı yardımının azalması nedeniyle pozisyon olarak kaybediyor. Ancak olup bitenleri küresel ve tarihsel bir perspektiften ele alırsak, tüm bunlar ikincil önemdedir.

Asıl önemli olan şu: Dördüncü bir dünya savaşı çıkacak mı? İnsanlar taş ve sopalarla mı savaşacak? Bu Ukrayna’nın mı yoksa Rusya’nın mı, ABD’nin mi yoksa Çin’in mi, İsrail’in mi yoksa İran’ın mı vs. kazanacağına bağlı değil. Bu, dünya devrimci proletaryasının mı yoksa dünya sermayesinin mi kazanacağına bağlı. Eğer proletarya kazanırsa, tüm acılara, mayınlı arazilere ve yıkılan evlere rağmen Ukrayna parlak bir komünist geleceğe sahip olacaktır. Eğer sermaye kazanırsa, kapitalistlerin kendileri de dahil olmak üzere hiç kimsenin bir geleceği olmayacaktır.

Son olarak, örgütünüzün çalışmaları, yaşadığı zorluklar vb. hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Mümkün olarak tüm yönlerden çalışıyoruz. Teorik eğitimde, Marksist teorinin temelleri üzerine branşlaşmış bir çemberler sisteminde çalışıyoruz.

Tüm popüler sosyal ağlarda ajitasyon ve propaganda çalışmaları yürütüyoruz. Önemli tarihsel ve güncel olayları gözden geçiriyor ve teorik materyaller hazırlıyoruz.

Sendikal faaliyetlerimiz polis ve güvenlik güçlerinin müdahalesi nedeniyle çok sınırlı. Halihazırda bazı başarılarımız var, ancak gizlilik nedeniyle bunları kamuoyuna açıklayamıyoruz. İşçilere hukuki yardım sağlamak için bir avukat departmanımız da var.

Çalışmalarımızda yaşadığımız temel zorluklar yeraltı koşullarımız ve sınırlı kaynaklarımızdan kaynaklanıyor, bu nedenle mali yardıma ihtiyacımız var. Ayrıntıları web sitemiz’de bulabilirsiniz. Toplanan fonlar ajitasyon, propaganda ve sendikal faaliyetlerimizi genişletmek için kullanılıyor.

ÖNCEKİ HABER

Forum | Sandığın Ötesi

SONRAKİ HABER

Kümesteki tilki: Lezita!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa