Asbest ve zehirli kimyasallar bulunan denizaltılar Aliağa'da
Söküm için Aliağa'ya getirilen üç İtalyan denizaltısının bugün Ege Çelik’e ait söküm tesisine ulaşması bekleniyor. Asbest ve zehirli kimyasallar taşıyan denizaltılar için ÇED yapılmadı.
İtalyan denizaltı Leonardo Da Vinci | Fotoğraf: Jorge Guerra Moreno / Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)
İtalya'dan 9 Nisan’da yola çıkarılan İtalyan donanmasına ait üç denizaltının bugün Aliağa'da bulunan Ege Çelik’e ait gemi söküm tesisine gelmesi bekleniyor. Üç denizaltıyı çekerek Türkiye kıyılarına getiren taşıyıcı gemi, seyrüsefer haritalarına göre dün saat 13.30 sıralarında Yunanistan’ın Neapoli kenti açıklarında bulunuyordu. Tümü 70’li yıllarda inşa edilen ve yüksek oranda asbest içerdikleri bilinen üç denizaltının bugün sabah saatlerinde Aliağa’da olması planlanmıştı. Söküm ihalesini alan Ege Çelik’in aynı ihale kapsamında kırımını gerçekleştireceği iki firkateyn ve iki devriye gemisi ise daha önce Aliağa’ya ulaşmıştı. Sökümü yapılacak tüm gemilerin yüksek miktarda asbest ve başka zehirli kimyasal maddeler taşıdığı belirtiliyor.
Uzmanlar, bu tür gemilerde asbestin yanı sıra arsenik, kurşun ve diğer ağır metaller ile çeşitli zehirli kimyasallar bulunduğuna dikkat çekerek, gemi sintinelerinden çıkan petrol bazlı katı ve sıvı atıkların da kıyı kirliliğine etkisini hatırlatıyor.
İtalyan donanmasına ait üç denizaltı, Carlo Fecia di Cossato, Leonardo da Vinci ve Guglielmo Marconi 9 Nisan günü İtalya’nın Tino Adası’nda bir taşıyıcı gemiye yüklenerek Türkiye’ye doğru yola çıktı. İtalyan Deniz Kuvvetleri'ne 1979 ve 1981 yılları arasında teslim edilen üç muharip denizaltının yanı sıra dört askeri gemi de aynı kapsamda Türkiye kıyılarına getirildi. Yedi gemiyi kapsayan ihaleyi Ege Çelik şirketi 1,7 milyon avroluk teklifiyle kazanmıştı. Ege Çelik İzmir Aliağa’daki tersanesinde asbest yüklü bu gemilerin sökümüne girişecek.
GEMİ SÖKÜM PLATFORMU VE GREENPEACE’DEN TEPKİ
Greenpeace İtalya ve NGO (Gemi Söküm Platformu), İtalyan Donanmasına ait gemilerin Aliağa’da çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan sökülecek olmasına tepki gösterdi. Yapılan ortak açıklamada; İtalyan Savunma Bakanlığı’nın, gemi sökümünü teslimat tamamlanırken rapor etmesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Açıklamada, NGO tarafından Aralık 2023’te hazırlanan rapor hatırlatılarak, Aliağa’daki geri dönüşüm tersanelerinin çevresel etki değerlendirmesi gerekliliklerinden muaf olduğu ve yüksek düzeyde hava, toprak, su kirliliğinin yanı sıra asbest yönetimi ve işçi sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi düzensizliklere sahip olduğu bilgisine yer verildi.
ALİAĞA GEMİ SÖKÜMÜNDE DÖRDÜNCÜ SIRADA
Aliağa, asbest başta olmak üzere çevreye verdiği zarar ile tartışılan gemi sökümünde Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in ardından dördüncü sırada bulunuyor. En son Aliağa’daki söküm merkezine Fransız bandıralı tehlikeli atık ve asbest yüklü Raymond Croze gemisi getirilmişti. Tepkiler nedeniyle Aliağa açıklarında bekletilen ölüm gemisi daha sonra söküm tesislerine alınmıştı.
Brezilya’nın emekli ettiği savaş gemisi Sao Paulo da başka ülkeler kabul etmediği için Aliağa’da sökülmek istenmişti. Norveç firması Grieg Green Sao Paulo’da 9 ton asbest olduğunu iddia etmişti. 2010 yılında sökümü tamamlanan Sao Paulo'nun ikizi Clemenceau gemisinin söküm öncesi hazırlanan raporunda ise 760 tonu asbest olmak üzere 1300 ton tehlikeli zararlı kimyasal madde tespit edildiği belirtilmişti. İzmirlilerin yoğun tepkisi üzerine uçak gemisi Atlantik Okyanusu’nda batırılmıştı.
ALİAĞA'DA 5 YILDA 241 TON ASBEST BERTARAF EDİLDİ
22 gemi söküm tesisi bulunan Aliağa’da son 5 yılda 714 gemi sökümü yapıldı. Bu gemilerden çıkan 241 ton asbest Aliağa’da bertaraf edildi. Aliağa’da gemi söküm işi yapan 22 tesisin yalnızca 8’i AB normlarına uygun söküm işlemi gerçekleştiriyor.
Gemi söküm tesisleri, hurda gemilerin sökümü sürecinde yaşanan kirlilik, iş cinayetleri, özellikle Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansının (IARC) kanserojen maddeler listesinde “kesin kanserojen” tanımlaması ile 1. grupta yer alan asbest ve tehlikeli maddeler ile gündeme geliyor.
ASBEST İŞÇİLERİ KANSERDEN ÖLDÜRÜYOR
Daha önce asbestli Nae Sao Paulo gemisinin İzmir’in Aliağa ilçesindeki gemi söküm tesislerine getirilmesinin gündeme gelmesiyle Aliağa’daki işçiler duruma tepki göstermişti. İşçiler gün içinde soludukları asbestin solunum zorluğuna yol açtığını, vücutlarındaki kurşun değerlerinin sürekli yükseldiğini anlatmıştı. Kendilerine eğitim verilmediğini söyleyen, çalışma koşullarını “Her yer tehlike dolu, her an ölebilirsin” diye anlatan işçiler şunları aktarmıştı:
- Kullanılan toz maskesi akşama kadar simsiyah oluyor.
- Gemi parçaları açık alanda kesiliyor, herkes asbeste maruz kalıyor.
- Üç ayda bir yapılan doktor kontrollerinde işçilerin vücudundaki kurşun miktarının arttığı görülüyor.
- Aliağa’da sökülen gemilerin atıkları plaja vuruyor, işçiler ‘Denize girenlere girmeyin diyorum, ben de kesinlikle girmiyorum’ diyor.
- Sektördeki meslek hastalıklarının en önemlisi akciğer kanseri. Solunan asbest nedeniyle birçok işçi hayatını kaybetmesine rağmen bunların hiçbiri meslek hastalığı olarak kaydedilmiyor.
- İşverenler herhangi bir önlem almıyor. İşçiler ‘iş kıyafetlerini’ bit pazarından alıyor ya da eski kıyafetlerini giyiyor. Sadece denetleme dönemlerinde işçilere ve çevreye ‘makyaj’ yapılıyor.
- İşçiler yalnızca asbest değil; patlama, yüksekten düşme, ağır tonajlı metal düşmesi, vinç devrilmesi, yanma gibi riskler altında çalışıyor.
ALİAĞA’DA İŞ CİNAYETLERİ ORANI TÜRKİYE’NİN 30 KATI
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin yayımladığı rapora göre 2013-2022 yılları arasında Aliağa’da en az 97 işçi hayatını kaybetti. Türkiye’de iş cinayetlerinin yüzde 28’i gemi sökümde meydana gelirken Aliağa’daki iş cinayetlerinin çalışan işçi sayısına oranı Türkiye genelinin 30 katı. İşçi ölümlerinin nedenlerinin başında ezilme, patlama, yanma ve yüksekten düşme gelirken zehirlenme ve boğulma nedeniyle sekiz işçi hayatını kaybetti.
ASBEST PEK ÇOK KANSERİN SEBEBİ
Kanserojen olduğu tıbbi olarak kanıtlanmış asbestin kullanımı Türkiye’de 2010 yılında yasaklandı. Hava gazı fabrikasının yıkımında ortaya çıkan asbest gündeme geldiğinde İSİG Meclisinin asbeste ilişkin paylaştığı bilgilere göre asbest, kanser ve kanser dışı olmak üzere iki grup risk üretiyor. Asbestin neden olduğu kanser dışı hastalıkların başında solunum yetmezliğine neden olan asbestozis, akciğerlerin üzerindeki zarda kalınlaşmalar, kireçlenmeler, akciğer zarlarında su toplanması geliyor. Asbest solunumu akciğer ve akciğerin üzerindeki zarın kanserine, tedavisi olmayan mezotelyoma ve pek çok değişik organ kanserine neden oluyor.
Asbeste maruz kaldıktan sonra kanserin gelişmesi arasında geçen süre 40 yılı bulabiliyor. Ayrıca asbest lifleri taşınabildiğinden yalnızca asbestli ortamda çalışan işçiler değil onların aileleri ve bütün bir çevre de risk altında oluyor.
Asbestli malzemenin taşınmasından döküleceği hafriyat alanına kadar pek çok özel önlem alınması gerekiyor. Aksi halde, asbestli içerik çevreye yayılabiliyor ve kuruduktan sonra yine çevredekiler açısından zararlı olabiliyor. (İzmir/EVRENSEL)