Yükselen maliyetlerden dert yanan besiciler: Kâr etmekten çok günü kurtarıyoruz
Son yıllarda artan yem fiyatlarından dert yanan besiciler, çözüm bulunmadığı taktirde hayvancılığın bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.
Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
Yükselen maliyetlerden dert yanan Elâzığlı besiciler, “Fiyatlar geçen seneye göre yüzde 200-300 oranında arttı. Kârdan ziyade günü kurtarıyoruz” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılı büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 583 bin olurken, küçükbaş hayvan sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 6,9 azalarak 52 milyon 362 bin oldu. Elâzığ’ın Karakoçan ilçesinde ise, İlçe Tarım Müdürlüğü’nün verilerine göre güncel olarak 80 bin küçükbaş hayvan ile 29 bin sığır bulunuyor. Karakoçan’da, besicilik 2018’den bu yana yüzde 60 civarı azalma söz konusu. Sığır besi yemi 2024 yılında standart pelet yüzde 12,90 artışla 4 bin 465 TL, çuval fiyatı 223,27 TL iken; kuzu büyütme yemi pelet 5 kg 444,50 TL, 1-2 aylık kuzu yemi 640 TL, koyun- keçi süt yemi 595 TL olarak kaydedildi.
İlçede hayvancılık yapan yurttaşlar, son yıllarda artan yem fiyatlarından dert yanarak, çözüm bulunmadığı taktirde hayvancılığın bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
30 yıldır küçükbaş hayvan besiciliği yapan Burhan Ayın, özellikle son iki yıldır kâr elde edilemediğine dikkat çekti. Ayın, “Bu sene için yem fiyatları yüksek. Sadece o da değil, çoban aylıkları, ilaçlar ve ot fiyatları da yüksek” dedi. İlçede hayvancılık dışında yapabileceği bir iş olmadığının altını çizen Ayın, “Ne tekstil ne de herhangi bir iş imkanı var. Sadece büyük ve küçükbaş hayvancılığı yapabiliyorum. Maliyetinden dolayı büyükbaş hayvancılığı yapamıyorum. Bu süreçte kâr etmekten çok günü kurtarıyoruz. Başkasına muhtaç olmamak için bu işi yapıyoruz” diye konuştu.
FİYATLAR YÜZDE 200-300 ARTTI
Yem fiyatlarının yüksek olmasından dert yanan Ayın, “Küçükbaş bir hayvanı besiye koyduğumuz zaman ortalama iki buçuk kiloya yakın yem veriyoruz. 50 kiloluk bir torbanın fiyatı 550 TL. Arpanın tonu da 8 buçuk, 9 bin TL. Bu yüzden hayvanları, besiye koyamıyorum. Mecburi meraya salacağım. Çünkü besiye gücüm yetmiyor. Merada olmasa şu şartlarda bakamayacağım. Devletin bizlere vermesi gereken teşvikler var. En azından yemin yüzde 40’ının karşılanması lazım. Ki öyle bir uygulama var ancak bu sene verilmedi. Daha uygun fiyata yem veren ofisler vardı ancak bu sene onu da vermediler. Stoklar arpa dolu ama çiftçiye verilmiyor. Bu yüzünden piyasada hayvan bulamıyoruz. Bir hayvandan kâr edebiliyoruz ancak yerini dolduramadığımız için zarar etmiş oluyoruz. Fiyatlar geçen seneye göre yüzde 200-300 oranında artmış durumda. Maliyetlerden dolayı sayıyı çoğaltamıyor her defasında azaltıyoruz. Önceden 300- 400 hayvan alıp bir iki ay bakıp satıyor, tekrar elde edebiliyorduk ama şimdi aynı hayvanı sattığımızda yerine koyamıyoruz. Bölgede hayvan kalmadı. Yem fiyatlarının yüksek olması ve göçten dolayı insanlar hayvanlarını sattı. Eskiden bu köyde 10 bin küçükbaş hayvan vardı şuan köydeki 12 kişinin kısıtlı sayıda hayvanı kaldı” ifadelerini kullandı.
Bu yüzden topraklarını terk etmek istemediklerini söyleyen Ayın, “Hayvancılık dışında yapabileceğimiz bir iş yok. İşsizlikten dolayı da doğduğumuz toprakları terk edip Avrupa’ya gitmek istemiyoruz. Çünkü bu doğayı ve toprağı hiçbir coğrafyada bulamayız. 30 yıllık tek birikimim bir ahır. Derdim günü kurtarıp, aileme bakabilmek. Başka bir yerde çalışıyor olsaydım belki de durum apayrı olurdu. Buralarda son yıllarda hayvancılık bitmiş durumda” dedi.(MA)