Bir ücret kemirgeni: Vergi!
Bir fare gibi ücretlerini kemiren ağır vergi yükü karşısında işçiler sürekli daha çok çalışmak zorunda kalıyor.
Görsel: Freepik
Hilal TOK
Türkiye’de işçiler ücretlerini alamadan peşin peşin gelir vergisi öderken, dolaylı vergilerle de tükettiği her ürün için yeniden vergi vererek çifte vergilendirmeye maruz kalıyor. “Adaletsizce” olarak yorumladıkları vergi yükü altında ezildiklerini söyleyen işçiler kesintilerle düşen ücretlerini karşılamak için ise fazla mesai, ek iş ya da memleketten getirdikleri erzakları çalıştıkları yerlerde satarak yükü hafifletmeye çalışıyor. Bir fare gibi ücretlerini kemiren ağır vergi yükü karşısında işçiler sürekli daha çok çalışmak zorunda kalıyor.
BAYRAMDA EK İŞLE VERGİ KESİNTİSİ AÇIĞINI KAPAMAK
Naz, bekar genç bir fabrika işçisi. Tekstil fabrikasında çoğu zaman fazla mesaiye kalıyor. Gördüğü diş tedavisine 60 bin lira vermesi gerek. Bir yandan ailesine de destekte bulunuyor. Vergi kesintisi nedeniyle bu ay alması gereken ücret 23 bin yerine 19 bin lira olmuş. Bu sebeple bayram iznini fırsat bilerek yarı zamanlı işe başlamış. Bir mağazada çalışacak on gün boyunca. Aldığı ücret ise 3 bin lira olacak, vergi kesintisini bile karşılayamayacak: “Ben bekarım, aileme destek oluyorum. Diş tedavime yetmiyor aldığım, ayın 5’inde maaş alıyorum ama şimdi cebimde 1000 lira bile kalmadı. O yüzden part time işe başladım bayramda. Fazla mesai yapıyorum üstüne, onu da yapmasam asgari ücrete denk gelecek aldığım. Part time çalıştığım yerde günlük 450 lira veriyorlar. Pazartesiye kadar çalışıp sonra tekstile devam edeceğim. Ayaklarımın altı hep su topladı. Yoruldum. Hiç dinlenemeyeceğim yine ama yapacak bir şey yok, mecburum.”
Vergi kesintilerinin çok fazla olduğunu belirten Naz, işçilerden bu kadar çok vergi kesilmemesini talep ediyor: “Devlet işçiden vergi kesiyor ama bu bize çok kötü yansıyor. Ben neden part time çalışıp yine de geçinemiyorum? Şu an tatil yapanlar bile borçla yapıyor. Biz bayrama bir hafta kala sırf on günü tatilde geçirebilmek için fazla mesai yaptık. Bu vergiyi sadece patronlardan kesseler belki bu kadar ezilmeyiz yine. Ben bu vergi kesintileri olmasa ek iş yapmak zorunda kalmazdım, en azından şu bayram tatilinde bayram yapardım, çalışmazdım diye düşünüyorum. Diş tedavisine 60 bin lira ödemem gerekiyor. Hep fazla mesai yaparak ödemeye çalışıyorum. Ki benim çalıştığım yerde sürekli baskı var. Hem fiziken hem mental olarak çok yıprandım. Vergi ise bizi daha da süründürüyor.”
"KAMU İŞÇİLERİNE YAZIN EK İŞ YOLU GÖRÜNÜYOR"
Kamu işçileri de aylardır ek zammın yanı sıra vergide adalet de talep ediyordu. Ancak talepleri hükümet ve sendika bürokratları tarafından görünmeyen kamu işçileri vergi yükünün altında ezilmeye devam ediyor. Kamu İşçisi Oktay’ın ocak 2023’te ücretinden 3 bin 106 lira vergi kesintisi olmuş, haziran 2023’te bu oran 8 bin 711 liraya, aralık 2023’te ise 11 bin 678 liraya çıkıyor. Bu senenin ocak ayında ise yapılan kesinti 6 bin 812 lirayken, mart ayında 13 bin 33 liraya kadar çıktı. Haziran ayında yüzde 27’lik dilime girecek olan Oktay alamadığı zam karşısında sürekli vergi kesintilerinin artmasına tepkili: “Sene sonu daha da artacak bu oran. Belki sene sonuna bir iki ay kala yüzde 35’e giren kamu işçileri de olacak. Alım gücü düştüğü için bütün hayatımızı etkiliyor vergi yükü. Çocuklarımız bir şey istediğinde alamıyoruz. Vergi kesintisinde açığı kapamak için özellikle yaz dönemi garsonluk yapan, bağ bahçe işlerine, inşaat işlerine giden çok oluyor. Yüksek vergi dilimine girdiğimizde ek iş arayışı daha da artıyor. Çok tartışılıyor bu durum kamu işçileri arasında. Bu yüzden zam talebinin yanı sıra vergide adalet talep ediyoruz. Vergi kesintileri sabitlensin istiyoruz. Az kazanandan da az, çok kazanan da çok vergi alınsın, patronlara vergi afları olmasın. Bizden alınacağına onlardan alınsın. Müteahhitler cami okul yaptırınca vergiden muaf oluyor. Biz de devlete, millete hizmet ediyoruz, ama inanılmaz vergi yükü ile karşı karşıyayız.”
METALDE VERGİYE KARŞI FAZLA MESAİ
Metal İşçisi Yusuf da ocak ayında yüzde 15’lik vergi dilimine girdiklerini belirtiyor, yakın zamanda MESS ile TİS süreçleri biten sendikalı bir iş yerinde çalışıyor: “Biz TİS sürecinde zamdan önce vergide adalet istedik. Birinci ayda aldığımız maaş ile on ikinci ayda aldığımız maaş arasında büyük fark var. Bizde fazla mesaiye kalan çok oluyor bu yüzden. Fazla mesaiden de vergi kesintisi oluyor. Ama en azından fazla mesai yaparak kesintiyi, sendika aidatını kurtaralım, alacağımız çıplak ücreti tam alabilelim diyoruz. MESS’e bağlı bir fabrikayız, sendikaya göre iyi bir sözleşme imzaladık ama ücret elimize geçtiğinde onun iyi olduğunu göremiyoruz. İyi olsa niye bu kadar fazla mesaiye kalmak zorunda kalalım?”
"EN AZ BİR AY SADECE DEVLETE ÇALIŞIYORUZ"
Deri İşçisi Mustafa 28 bin liralık ücreti ile 4 kişilik ailesine bakmaya çalışıyor: “Sosyal yardımlardan bile vergi kesintisi var. Yaptığım fazla mesaiden, aldığım her şeyden vergi kesiliyor. Temsilcimiz geçen bir hesaplama yaptı, önümüzdeki ilk kesinti en az 5 bin lira olacakmış. Senede bir ikramiye alıyoruz. Ama aslında o ikramiye yıl içinde komple vergi kesintilerine gidiyor. Bir işçi en az bir ay vergiye çalışıyor yani. Dolaylı vergileri saymıyorum tabii. Onu da eklesek kim bilir kaç ay devlete çalışıyor olacağız. Vergi kesintisi bu kadar ağır olmasa bir nebze rahat ederiz. Sabitlenmeli vergiler. En azından yüzde 10’a sabitlesinler. Kışa doğru giderken kesilme artıyor, kış o yüzden biz işçiler için hep daha zor oluyor. Faturalar da artıyor. Senenin son ayları ise bizim için hep daha çok zor geçiyor.”
VERGİ YÜKÜNE KARŞI ZEYTİN, ÇAY, PEYNİR SATMAK
Petrokimya İşçisi Sidar; vergi yükü, geçim sorunu karşısında yıllık izninde memlekete gidenlerin çalıştığını, elde ettikleri mahsulü de gelip fabrikada sattığını söylüyor: “Aşırı derecede vergi veriyoruz ama işverenler bizim kadar vergi vermiyor. İşverenlerin bütün giderleri vergiden düşürülüyor. Sadece gelir vergisi değil, dolaylı vergi de var. Bu bizi her geçen gün zorluyor. Şu an biz TİS sürecindeyiz, yüzde 15’lik dilimdeyiz, sözleşme imzalandıktan sonra yüzde 27’lik dilime geçeceğiz. Bu da 3-4 bin lira kayıp demek olacak. Şu an 2 bin lira kadar gidiyor ücretimizden vergiye. Çocuğun ihtiyaçlarından mutfağa kadar kısmak zorunda kalıyoruz. Zaten biz tatil falan bilmeyiz, dışarıda gezme, yemek yeme işi zaten yok. Hep açık var. Sağlıktan bile öteliyoruz, çocuğumuz hasta olunca hastaneye gidip ekstra masraf çıkmasın diye evde olan ilaçları kullanıyoruz, tekrar doktora gitmiyoruz. Birçok kişi memleketinden yöresel ürünler getirip satıyor ve açığı kapamaya çalışıyor. Doğudan gelen kaşar, tereyağı, Karadeniz’den gelen çay, Ege’den gelen zeytin getirip satıyor fabrikada. Ek gelir kaynağı yaratmaya çalışıyoruz işçiler olarak. Aradaki o açığı böyle kapatmaya çalışıyoruz ama kapanmıyor. Veresiye alışveriş yapanımız da çoktur, aldığımız ücret 22 bin lira, neye yetsin?”
"SENDİKALAR BİRLİKTE MÜCADELEYE ÖNCÜLÜK ETMELİ"
Belediye işçileri arasında da çok fazla ek iş yapmak zorunda kalan var. Asgari ücretin çok az üzerinde almalarına rağmen vergi kesintisinden kaçamıyorlar. Belediye İşçisi İsmet anlatıyor: “Zaten kazancımız ortalama 20 bin lira. 1500 lira da vergi veriyoruz. Aralık ayında 2 bin 500’ü geçiyor bu kesinti. Bizim talebimiz; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın. Yıl içinde kesilen bütün vergi neredeyse bir maaşımıza denk geliyor. Vergi kesintisi ve düşük ücret nedeniyle bugün belediye işçilerinin yüzde 90’ı ek iş yapıyor. Aldığımız yetmiyor çünkü. Yaşadığımız semtte 1+1 evin kirası 15 bin lira en az. Ayrıca kirada olanların ev sahipleri neredeyse yüzde 100’ün üzerinde zam yaptı. 5 bin lira kira veren arkadaşımızın kirası 13 bin lira oldu. Biz bu yükün altında eziliyoruz. Bu yüke karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Patronlara her türlü yardım, kolaylık, vergi teşviki, affı sağlanıyor. İktidarın sermaye ile iş birliği içinde olmasının en büyük göstergesi bu.”
İsmet sendikaların vergi yükü karşısında ortaklaşması ve mücadeleyi büyütmeye öncülük etmesi gerektiğini düşünüyor: “Sendikalar bu konuda sadece basın açıklaması yaptılar, toplantılar yaptılar. Bence bunlar yetersiz kalıyor. Bütün sendikaların birleşerek genel bir tepki vermesi, bir ağızdan talep ortaya koyması gerekiyor. Gerekirse vergi adaletsizliğine karşı bir genel grev örgütlenmeli. İşçiler üretimden gelen gücünü göstermeli. Tüm iş kollarında birlik oluşmalı ki kazanımla sonuçlansın. Şu anda sadece göstermelik, cılız bir vergi adaleti talebi var. Sınıfı harekete geçirmesi lazım sendikaların.”
VERGİ BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE ARTTI
Devletlerin en büyük gelir kaynağı olarak görülen vergiler Türkiye’de bütçe gelirinin oldukça büyük bir kısmını oluşturuyor. Hazine ve Maliye Bakanlığının 2023 yılına ilişkin yayımladığı merkezi yönetim bütçe istatistiklerine göre, genel bütçe gelirinin yüzde 88.3’ü vergilerden oluştu. 2022 yılında bu oran yüzde 85.9’du. 2023’te vergi gelirleri toplamda 4.5 trilyon TL’ye ulaştı.
Türkiye’de vergi gelirlerinin seyrine bakıldığında 2023 yılında tahsil edilen verginin bir önceki yıla göre yüzde 66, 2021 yılına göre ise yüzde 222 oranında arttığı görülüyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığının 2023 yılına ait verilerine göre, 2023 yılında Türkiye’de en büyük vergi geliri kalemi, KDV ve ÖTV’nin de içerisinde bulunduğu mal ve hizmet vergileri. Bu vergi kalemi tahsil edilen toplam vergilerin yüzde 36’sına karşılık geliyor. Dahilde alınan mal ve hizmet vergilerinden sonra ikinci sırada yüzde 32.9’luk payıyla “Gelir, kâr ve sermaye kazançları üzerinden alınan vergiler” gelirken, üçüncü sırada yüzde 24.3’le “Uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergiler” bulunuyor.
DEVASA VERGİ TEŞVİKİ BAYRAKTAR’A YAPILDI
Emekçiler vergi yükü altında ezilmeye devam ederken kısa bir zaman önce en fazla gelir vergisi beyan eden mükellef listesinin ilk sırasındaki rekortmenin Selçuk Bayraktar olduğu duyuruldu. Vergi rekortmeni olarak anons edilen Bayraktar’ın devletten aldığı teşvikler ise ödediklerini katladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında verdiği kararla Baykar Makina’ya 600 milyon lirayı aşan teşvik vermişti. İstanbul Esenyurt’ta kurulan fabrika için yüzde 100 vergi indirimi ve yüzde 120 oranında yatırıma katkı sağlanmıştı. 2019 yılında verilen teşvikin 2022 yılındaki parasal değeri 1.3 milyar lira oldu. Selçuk Bayraktar’ın 2022’de devlete ödediği vergi ise sadece 564 milyon 124 bin 318 lira.
İŞÇİLER NE İSTİYOR?
Ağır vergi yüküne karşı işçilerin talepleri net:
- Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınsın!
- “Patronlara vergi teşviki, vergi affı yapılmasın, patronların vermesi gereken vergi yükü işçilere yıkılmasın, bir an önce sermayeden alınacak servet vergisi için düzenleme yapılsın
- Yoksulluk sınırı altındaki ücretlerden vergi alınmasın.
- Tüm dolaylı vergiler kaldırılsın.