Bayram haftasında Türkiye ve dünya: İsrail’le ticaret, işçi kıyımları ve Orta Doğu’da savaş rüzgarı
Bayram haftasında; İsrail ile tacaret, belediyelerde yaşanan işçi kıyımları, Orta Doğu'da artan gerilim ve savaş rüzgarı öne çıkan manşetlerdi.
Fotoğraf: Evrensel
Cem ŞİMŞEK
Dokuz günlük bayram tatilinin son günü. Milyonlarca emekçi yarın girişecekleri mesainin son hazırlıklarını yapıyor. Milyonlarcası ise biriken borç-harç nedeniyle bayramı zaten mesaide geçirdi.
Bu yıl bayrama rengini veren, geçtiğimiz yıllara göre daha da derinleşen yoksulluk oldu. ENAG verilerine göre 3 yıldan fazla süredir üç hanelerde devam eden enflasyon nedeniyle emekçiler ne gönlünce bayram alışverişine çıkabildi ne de memleket ziyareti ya da bayram tatili planlayabildi.
Bayram arifesinde ve bayramın ilk gününde yakınlarının mezarlarını ziyaret edenler kadar ziyaret edecek bir mezar bulamayanlar da vardı. İliç’te çöken liç yığınının altından cansız bedenleri çıkarılamayan 8 işçinin ailesi ile üzerinden yaklaşık 14 ay geçmesine rağmen bedenleri hâlâ kayıp olan 135 depremzedenin yakınları bir mezar başına çiçek bırakamadı.
BAYRAM ÖNÜ İŞÇİ KIYIMI
Bir de bayram arifesinde işten atılanlar vardı. Arkadaşımız Aydın Yiğit’in haberine göre mazbatasını alan CHP’li Ceyhan Belediyesinin Yeni Başkanı Kadir Aydar’ın ilk işi işçi kıyımı oldu. 285 işçi hiçbir özlük hakkı ödenmeden işten atıldı. Benzer diğer örnek ise Altındağ Belediyesi oldu. AKP’li Yeni Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, ücretleri eksik yatırıldığı için eylem yapan işçilerden 30’unu işten attı. İşçiler ücretleri yatırılana kadar direnişi sürdürmekte kararlı. Bayramı da eylemlerle geçirdi.
Lezita işçileri ise bayramı grevle karşıladı. 39 gün önce greve çıkan işçilerin talebi sendikalarının tanınarak toplu sözleşme masası kurulması, insanca yaşanacak ücret ve çalışma koşullarının sağlanması. Lezita, Türkiye’nin yakın tarihini pek çok yönüyle içeren bir ibret hikayesi gibi. Bu hikayeyi gün yüzüne çıkaran arkadaşımız Uğur Zengin, iktidarla yakın ilişkilerin sağladığı düşük faizli kredilere, tekelleşmeye, ithal işçiyle grev kırıcılığına dikkat çekiyor. İktidar ve Lezita patronunun sınıf düşmanı yüzünü anlatan bu hikayede yok yok.
YALANLAR ÇÖKTÜ, İSRAİL’LE TİCARET İTİRAF EDİLDİ
Gazze Şeridi bayramı bombalar altında karşıladı. Aralıksız süren İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 35 bine yaklaştı. Geçtiğimiz haftanın en çok tartışılan başlığı ise Türkiye’nin İsrail ile sürdürdüğü ticaretti. 7 Ekim’de başlayan İsrail saldırılarının ilk gününden bu yana İsrail ile ticaretin sona erdirilmesi yönünde yapılan çağrılara kulak tıkayan iktidar 9 Nisan’da İsrail’e yapılan ihracata kısıtlama getirdiğini duyurdu. Ticaret Bakanlığının açıkladığı 54 maddelik kısıtlama listesi, saldırıların sürdüğü 6 ayı aşkın süredir İsrail’e verilen desteğin itirafı gibiydi.
Ticaretin durdurulmasına yönelik çağrıları “Mossad ajanlığı”, “5. kol faaliyeti”, “provokatörlük”le itham eden iktidar ve medyası jet yakıtından silah parçasına kadar İsrail’e savaşta kullanabileceği pek çok malzeme temin ettiğini açıklamış oldu.
İktidar kısıtlama kararını bayram öncesi bir propaganda hamlesi olarak açıkladı ancak uygulamanın nasıl olacağı da kısıtlamanın kapsamı da halen belirsiz.
İSRAİL-İRAN: SAVAŞ GENİŞLEYECEK Mİ?
Öte yandan Orta Doğu’daki bölgesel gerilim de 1 Nisan’da Suriye’deki İran Konsolosluğunun İsrail tarafından bombalanması üzerine tırmanmaya devam ediyor. Özellikle Birleşmiş Milletlerin sessizliğini fırsata çeviren İran; konsolosluk saldırısını doğrudan toprağına yapılmış bir saldırı olarak niteledi.
İsrail de “İran, topraklarından bize saldırırsa biz de İran'ı vuracağız” diyerek tehdide tehditle karşılık verdi. Gazze saldırılarının ilk gününden beri bölgesel bir savaş riskinden kaçınan İran’ın İsrail’e ne zaman ve nasıl bir misilleme yapacağı, gerilimin önümüzdeki günlerde nasıl ilerleyeceği bölge halkları açısından tedirginlik konusu.
İYİ PARTİ: ÖLMÜŞ ATI KIRBAÇLAMAK
“Hür ve müstakil” girilen yerel seçimler öncesi peşi sıra istifaların yaşandığı İyi Partinin seçimde aldığı ağır mağlubiyet, kurultay ve adaylık tartışmalarıyla sürüyor. İktidara örtülü destek vererek adeta partisinin ipini çeken Meral Akşener genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
İyi Partide tartışılan sadece genel başkanlık koltuğu değil elbet. Parti kasasına uzanan akçeli ilişkilere ilişkin tatmin edici açıklamalar yapılmaması, Akşener’in himayesinde milletvekili yapılan bazı isimlerin parti çalışanlarına dönük tacizi gibi konular da seçimin ardından daha yüksek sesle ifade edilir oldu.
Tablo buyken Akşener’in aday olmayacağını açıklaması partideki taraftarlarından çok Cumhur İttifakı cephesini huzursuz etti. Bu cepheden ilk açık tutum MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Daha önce Akşener için “Figürandır, kripto damarın ta kendisidir” ifadelerini kullanan Bahçeli bu kez “Sayın Meral Akşener'in ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında devamında, Türkiye etrafında kenetlenmesi gerektiğini düşünmekteyim” dedi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bayram dolayısıyla Akşener’le yaptığı telefon görüşmesinde “Partinizin başında kalın, ayrılmayın” dediği iddia edildi. Ancak bu iddia İyi Parti tarafından yalanlandı.
İyi Parti Eski Genel Sekreteri Aytun Çıray ise katıldığı bir canlı yayında daha Bahçeli açıklama yapmadan önce; Erdoğan’ın Millet İttifakına sızdığını, Erdoğan ve Akşener’in seçim öncesi gizli müzakerede bulunduğunu iddia etmişti.
Seçim sonrasında istifa haberlerinin sürdüğü İyi Partide 27 Nisan’da yapılacak seçimli kongreye kadar tartışmaların süreceği açık.