1 Mayıs nedir?
"1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’dür. 1 Mayıs’ı tatil ya da bayram diye tanımlayanlar, o günün anlamını çarpıtma, işçi sınıfına önemli bir deneyimi unutturma çabasıdır"

Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
Sinan CEVİZ
“Emek bayramı”, “işçi bayramı” hatta “bahar bayramı” denilse de 1 Mayıs özetle İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’dür. Zira işçi sınıfının tüm dünyada aynı anda bir araya gelerek, mücadelesini ortaklaştırdığı, taleplerini dile getirdiği ve kapitalistlere karşı gövde gösterisinde bulunduğu bir gündür.
Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
Çalışma hayatına başlayan işçiler çalışma süreleri, fazla mesai koşulları, izin, yemek, sigorta, tazminat, emeklilik, sendika, toplu sözleşme gibi haklarını öğrenir. İşçiler temel haklarıyla ilgili genel bir fikre sahip olur. İşçilerin bu hakları ne gökten zembille inmiştir ne de ‘vicdanlı’ patronlar tarafından verilmiştir. İşçi sınıfı bu hakları verdiği mücadeleler ile aldı. İşte 1 Mayıs da bu mücadeleler içerisinde doğdu.
1 MAYIS NASIL ORTAYA ÇIKTI?
19. yüzyılın başlarında işçiler gün doğumundan gün batımına kadar çalıştırılıyordu. Hatta çalışma süreleri 18 saati buluyordu. Çalışma sürelerinin düşürülmesi talebi işçilerin en önemli mücadelelerinden biri oldu.
10 saatlik çalışma süreleri için 1791 yılında Philadelphia marangoz işçilerinin yaptığı eylem bu taleple yapılmış en eski eylemlerden biridir. Bu taleple sürdürülen mücadelenin doruk noktası ise 1820 ila 1830 yılları arasındadır. Bu yıllar arasında İngiltere ve Amerika’da başta olmak üzere birçok işçi grevi kayda geçmiştir. Yani yaklaşık 200 yıl önce işçi sınıfı 10 saatlik çalışma süreleri için mücadele etmiştir.
Mücadeleler ilk etapta çalışma sürelerinin 10 saate düşürülmesini sağlasa da burjuvalar bunu uygulamamak için ellerinden geleni yapıyordu. Bu süreçte birçok kıta ve ülkede işçi sınıfının mücadelesi sürerken, 1 Mayıs’ı doğuran işçi grevi ise şöyle gelişti:
1 Mayıs 1886’da, işçilerin Amerika’da gerçekleştirdikleri greve yarım milyon işçi katıldı. “8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımız ne isterse” talebinin haykırıldığı bu grev ve gösteriler ertesi günlerde de sürdü. Grev dalgasını kırmak isteyen patronlar ise fabrikalara grev kırıcıları da yönlendirmeye çalışıyorlardı. 3 Mayıs’ta McCormick’e ait fabrika işçilerinin grevi de grev kırıcılarla kırılmak isteniyordu ve grev yapan işçiler bu duruma müdahale etmek isteyince polis işçilere ateş açtı, saldırıda 4 işçi hayatını kaybetti. Ancak kapitalistler ne yapsalar da işçilerin mücadele azmi kırılmıyor, aksine büyüyerek devam ediyordu. 4 Mayıs’ta işçiler büyük bir miting düzenledi ve Haymarket Alanında düzenlenen bu mitingde ise bir bomba patlatıldı. 7 polisin ölmesine neden olan patlamadan sorumlu tutulan 4 işçi önderi, işçi sınıfına gözdağı vermek için 11 Kasım 1887’de idam edildi. Buna rağmen işçilerin 8 saat çalışma talebi ile verdikleri mücadele engellenemedi.
Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu 1888’de, 8 saatlik iş günü kabul edilinceye kadar her yılın 1 Mayıs’ında grev yapılması kararını açıkladı. Belçika, Almanya, İngiltere ve Fransa’daki sendikalar da karara katılacaklarını ilan etti. 2. Enternasyonal de 1891 yılında 1 Mayıs’ın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kutlanması kararı aldı. Böylelikle 1 Mayıs tüm dünyada kutlanır oldu.
Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
1 MAYIS İŞÇİLER İÇİN SADECE BİR BAYRAM, TATİL GÜNÜ MÜDÜR?
“Bizi asarak işçi hareketini, milyonları, yoksulluk içinde çalışan milyonlarca işçiyi kendisine çeken bir hareketi yok edeceğinize inanıyorsanız, durmayın bizi asın! Burada bir kıvılcımı yok edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkanızda her yerde başka kıvılcımlar çakacaktır. Bu, içten içe yanan bir ateş. Bu ateşi söndüremezsiniz.” Bu sözler yukarıda bahsettiğimiz idam edilen işçilerden Spiers’ın sözleridir.
Bu sözlerden de anlıyoruz ki işçiler temel hakları için sürekli birliklerini korumak ve mücadele etmek zorundadır. Bu nedenle 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’dür. 1 Mayıs’ı tatil ya da bayram diye tanımlayanların amacı, o günün anlamını çarpıtmak, işçi sınıfına önemli bir deneyimi unutturma çabasıdır.
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
1 MAYIS KUTLAMALARI NE İFADE EDER, İŞÇİLER NEDEN KATILMALI?
1 Mayıs’ı kutlamanın bir anlamı başta da belirttiğimiz gibi işçi sınıfının, sürekli haklarına saldıran kapitalistlere karşı gövde gösterisi yapacağı, tepkisini en geniş ve yaygın şekilde göstereceği andır. Günümüzde temel hakların fiilen kullanılamadığı, kırıntı düzeyinde olan hakların da gasbedilmek istendiği açık. Örneğin ülkede artık genç bir işçi için emeklilik neredeyse bir hayal haline getirildi, emeklilik şartları ağırlaştırıldı. Ya da yine işçi sınıfının kazanımlarından biri olan kıdem tazminatı hakkına yönelik sık sık gündeme gelen gasbetme girişimleri… Bugün sendika hakkını, kendi yasalarını bile çiğneyerek engellemeleri, işçilerin örgütlenmesini istememeleri…
Kâr uğruna sömürünün en vahşi yöntemlerini uygulayan burjuvazinin hayalinin işçi sınıfının hiçbir hakkının olmadığı bir yaşam olduğunu söylemek abartı olmaz. İşte bu noktada işçilerin bütün dil, din ve renkleriyle kendilerini bir bütün haline getiren aynı sınıfın mensupları olduklarını hatırlamaları hayati önemde.
İşte bu nedenle 1 Mayıs, bir süreç olarak; tüm işçilerin mücadele tarihini hatırladığı, işçilerin insanca yaşam ve çalışma koşulları için verdiği mücadelede eksiklerini gözden geçirdiği gündür. O gün, temel haklarını korumak niyetinde olan, insanca yaşamak ve çalışmak isteyen her işçinin bu mücadelenin ve dayanışmanın bir parçası olması önemlidir. Açıkçası bu bir yandan da zorunluluktur…
Fotoğraf: Harb-İş üyesi işçiler
BU DÖNEM 1 MAYIS'TA ÖNE ÇIKACAK TALEPLER NELERDİR?
Başta enflasyon olmak üzere ekonomideki kara tablo ücretlerin sürekli gerilemesine neden oluyor. Gerek asgari ücret artışları gerekse toplu iş sözleşmelerinde alınan zamlar iki ay bile geçmeden anlamsız hale geliyor. Üstelik son iki dönemdir yılda iki kez (6 ayda bir) yapılan asgari ücret zammının bu yıl, yılda bir kez yapılacağı söylendi. Asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesine çekilmesi, yani “İnsanca yaşama yetecek ücret” en önemli taleplerden biridir.
İkincisi ise işçilerin ücretlerinden kesilen vergiler… “Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması” talebi de 1 Mayıs meydanlarında haykırılacak. İş cinayetlerinde ölümler hız kesmiyor ve 1 Mayıs alanlarında “Çalışırken ölmek istemiyoruz” da denecek. İşten atmalar yine gündemde olacak, meydanlarda iş güvencesi talep edilecek, “İşten atmalar yasaklansın” denilecek. Sendikalı olan işçilerin baskıyla sendikalardan istifaya zorlanmasına karşı sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması talebinin haykırıldığı gün olacak bu 1 Mayıs. Elbette işçi sınıfımızın gündeminde Filistin başta olmak üzere barış ve demokrasi talebi de olacak.
