Rantın ve sürgünün kıskacında Bayram Sokak
Bayram Sokak’ın mühürlenmesini anlatan İris Mozalar: “Birlikte yaşadığımız, bu birliktelikten dolayı görece güvende hissettiğimiz bir mekanı kaybetmiş oluyoruz”
Fotoğraf: İbrahim Maşe/DHA
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Senelerce çeşitli bahanelerle boşaltılmaya çalışılan Bayram Sokak İstanbul’un, Türkiye’nin en kalabalık caddelerinden biri olan İstiklal’in göbeğinde. Senelerdir yoğun olarak trans kadınların yaşadığı Bayram Sokak belirli aralıklarla mühürleniyor, yaşayan trans kadınlar valizleriyle sokağa atılıyor. Her köşesinin çeşitli ‘mega projelere’ konu olduğu, üstünden rant baskısı eksilmeyen Beyoğlu’nun bu sokağı da bu politikalardan payını alıyor. Rant uğruna yurttaşları kent çeperlerine sürme projeleri de en önce daha dezavantajlı kesimlerden başlıyor. Ancak Bayram Sokak’taki trans kadınlar da uzun yıllardır bu sürgüne karşı mücadele ediyor. Son mühürlemenin ardından kurulan Bayram Sokak 12 Platformu adına İris Mozalar, sokaktaki mevcut durumu ve yaşananları Evrensel’e anlattı.
Öncelikle bize kendinden bahsedebilir misin?
Ben İris Mozalar. 24 yaşındayım. Şehir plancılığı son sınıf öğrencisiyim.
Peki sen ne zaman Bayram Sokak’ta yaşadın? Senin için Bayram Sokak nasıl bir yer, daha güvende mi hissediyorsun örneğin kendini?
2021’nin başına denk geliyor benim sokağa taşınmam. 2021’de Onur Yürüyüşü’nün ardından Bayram Sokak mühürlenmişti. Mühür kararını görmek istedi oradakiler. Hepimiz oraya koştuk. Ben çok şaşırmıştım, çünkü ben orada yaşamıyordum. Biz kalabalıklaştıkça polisler mühür kararının eski olduğunu söyleyip gittiler. Meğer eski kararla mühürlemeye çalışıyorlarmış. Ben de işte bu olayların arkasından, birkaç gün sonra taşındım. Bir yıla yakın bir süre de Bayram Sokak’ta yaşadım, taşındıktan sonra da sık sık sokakta olmaya devam ettim. Tabii bu olaylarla yeniden Bayram Sokak’a daha fazla gider olduk.
Taksim’in ortasında trans kadınların beraber yaşadığı bir yer Bayram Sokak, beraber olmaktan kaynaklı bir güven bu. Yoksa örneğin Taksim polis kaynıyor ve genelde ne yazık ki bizim güvenliğimizi sağlamak için orada olmuyor, aksine bir baskı aracına dönüştürülmüş durumda. Bir de tabii ki bir hafıza mekanı Bayram Sokak. 10 yıllardır trans kadınların yaşadığı bir yer, bu sebeple bizim için tarihi bir anlamı da var.
"KARAR YENİ ANCAK BAHANELER ESKİ"
Şu anda Bayram Sokak’ta ne oluyor peki, son mühürleme kararına gösterilen sebepler ne?
Şimdi yeni bir mühür kararımız daha var, bu kez eski değil sanırım. (Gülüyor) Ama bahaneler eski. Camdan sarkıyorlar filan gibi bahaneler yine. Müstehcen kıyafetler diyorlar mesela ancak biz bu bahaneyi biliyoruz zaten. Bize sadece yolda yürürken dahi Kabahatler Kanunu’ndan ceza kesmenin bahanesi bu. Ancak tüm bu bahanelerin önümüze getirilmemesi için bir önceki mühür kararından sonra çok dikkat edildi duruma, camlar sürekli kapalı kaldı örneğin. Fakat bugün aynı gerekçeler yeniden önümüze getiriliyor. Mühür kararıyla yaşayan kadınlara tahliye için 4 gün süre verildi. Dördüncü günün sonunda kadınlar valizleriyle sokaktaydı. Elbette ki bu hukuksuz uygulamayı kabul etmiyoruz.
Peki bu mühür kararının ardından nasıl bir mücadele yürütülüyor?
Önceki mühürlemelerden farklı olarak bu defa bir platform kurduk. Hem sokakta mühür yokken de yaşanan şiddeti teşhir etmek hem de sesimizi yükseltmek için. Platformun çok basit talepleri var. Mühür uygulamalarının son bulması, insan haklarını önemseyen her bir birey ve kurumun bizimle dayanışma içinde olması, trans kadınların barınma hakkının güvence altına alınması ve bu hukuksuz uygulamaların sorumlularının da hesap vermesi.
Bayram Sokak neden sürekli hedefte, neden boşaltılmaya çalışılıyor sence?
Benzer şeyleri Ülker Sokak’ta, Ankara’da Esat-Eryaman’da, şu an İzmir’de Bornova Sokak’ta görüyoruz... Veya kentte yaşayan insanların sürülüşünü Tarlabaşı’da, Sulukule’de görüyoruz. Çünkü buralar rantın yüksek olduğu yerler. Tabii ki de iktidar bu ranttan payına düşeni almak istiyor ve buna en dezavantajlı gruplardan başlıyor. Var olan bölgeyi dezavantajlı kesimlerden arındırmaya, ‘soylu’ olmayanları uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu aslında bir yandan da iktidarların kenti bir baskı aracına dönüştürme şekli.
Elbette bir sebep de trans kadınların İstanbul’un göbeğinde, bu kadar görünür yaşaması. Yani gelinen noktada rant politikaları sonucunda, bir yandan da transfobi ve kadın düşmanı politikalarla Bayram Sokak yeniden mühürleniyor.
Bayram Sokak’ta evlerinden çıkarılan kadınlar nasıl problemlerle karşı karşıya kalıyor peki?
Böyle nispeten ‘getto’ diyebileceğimiz sokaklar aynı zamanda bir mekan, dayanışma içinde yaşadığımız bir yer. Burada sokak ve ev bir bütün, neredeyse bir ortak alan. Bir mekandan gidilmiş olunuyor. Birlikte yaşadığımız, bu birliktelikten dolayı görece güvende hissettiğimiz bir mekanı kaybetmiş oluyoruz. Önümüzde de nispeten güvenli yerler, trans kadınların ekonomik durumu, sosyal yaşantısı gibi gerçekler var.
Madem bir arada olamıyoruz, o zaman neresi güvenli olabilir? Buna baktığımızda kentin en pahalı yerleri karşımıza çıkıyor. Kentin ucuz yerleri güvensizdir demek değil bu ancak trans kadınların güvende olmak için ‘sosyal statü’ye daha fazla ihtiyacı oluyor. Kentte üst sınıfın yaşadığı semtler halihazırda "soylu" olduğu için yeniden soylulaştırma politikaları sonucunda tekrardan sürülme riskimiz olmamamasından dolayı "güvenli" oluyor. Elbette buralarda da kiraları karşılayamıyoruz. Daha sonra da kent dışına sürülmüş oluyoruz. İnsanların gözünün önünde, hele de bu kadar turistik, ticari yerlerde göz önünde olmamış oluyoruz. Şu an bu problemleri kendi aramızda ve Platformun dayanışma çağrısıyla çözmeye uğraşıyoruz.
"ÇÖZÜMÜ BİRLİKTE DÜŞÜNMEYE İHTİYAÇ VAR"
Bugün Bayram Sokak’ın nasıl bir dayanışmaya ihtiyacı var?
Sürekli bir dayanışmaya ihtiyaç var öncelikle. Dayanışmanın bir kısmı platforma gelen bağışlar elbette ancak bir de uzun süreli tarafı var. O nedenle bizim yalnız hissettirilmemeye, yalnız olmamaya ihtiyacımız var. Her etkinliğimize gelin örneğin, Bayram Sokak’ta bir çay için, o sokağı tanıyın. En önemlisi de çözümü hep birlikte düşünmeye ihtiyacımız var.
Yerel seçimlerle beraber Beyoğlu’da da belediye uzun süre sonra el değiştirdi. Peki bu değişimin size fayda sağlayabilme olanağı var mı, belediyenin yetki alanına giren durumlar var mı?
Elbette. Örneğin belediyenin imar planlarına müdahale alanı var. Beyoğlu büyük bir rant rüzgarı, kentsel rantın en yüksek olduğu alanlardan. Bu rant genelde imar planlarıyla somutlaşıyor. Beyoğlu’nda imar planları konusunda yerel yönetim ve merkezi yönetim arasında bir yetki karmaşası olsa da rant baskısı birazcık kırılabilir. Ranta karşı durabilmek, sokağı iyileştirmek, sokak aydınlatmasından güvenliğe kadar kentsel hizmetleri artırmak belediyenin yapabileceklerinden birkaçı.