Rektörlüğün bahar şenliğiyle derdi ne?

İrem Hazal KELLECİ

ODTÜ

ODTÜ Rektörlüğü, Uluslararası Gençlik Topluluğunun (UGT) düzenleyicisi olduğu Uluslararası Bahar Şenliği’ni, UGT’nin görüşünün ve kararının tam aksine Devrim Sahnesi olmadan gerçekleştireceğini duyurdu. Devrim Sahnesi’nin güvenlik ve temizlik noktasında sorunlara yol açması sebebiyle verilen bu kararın “çevreci” bir tutum olduğu söylendi. 64 öğrenci bileşeninin Devrim Sahnesi taleplerini yansıtan bir açıklama yapmasına ve UGT’nin gerçekleştirdiği görüşmelere rağmen Rektörlük tepeden inme bir kararla Bahar Şenliği’ne kısıtlama getirdiğini öğrencilere iletti.

DİRENİŞLE SEMBOLLEŞEN BİR GELENEK

Uluslararası Bahar Şenliği yıllardır Rektörlüğün kimi zaman kısıtlamaya kimi zaman da engellemeye çalışmasıyla ODTÜ öğrencileri açısından direnişin sembollerinden biri haline geldi. 2018’de bugün olduğu gibi “güvenlik” gerekçe gösterilerek tek bir güne indirilmiş ve Rektörlük KoçFest düzenleme kararı almıştı. Öğrenci şenliğini yasaklayarak sermaye festivali düzenleyen bu tutumu öğrenciler “Sermaye defol, ODTÜ bizimdir!” sloganıyla protesto edip “Alternatifsiz Şenlik” düzenlemişlerdi. 2019’da olanak bulunmadığı bahanesiyle şenliğin iptali kararına karşı “Olanak yoksa biz varız!” sloganı ile düzenlenen protestolarla Bahar Şenliği geri kazanılmıştı. 2023’te deprem gerekçe gösterilerek yine iptal edilen şenlik için öğrenciler “Şenlik ODTÜ’nün, ODTÜ bizimdir!” sloganıyla günler süren protestolar örgütlemişlerdi. Rektörlüğün şenliği iptal etmek ya da şenlik geleneğinin değerlerinin altını boşaltmak adına bahaneleri ne kadar çoksa öğrenci direnişleri o kadar büyük ve çeşitliydi.

Bahar Şenliği; toplulukların stant açarak üretimlerini öğrencilere anlattığı, müzik topluluklarının sahne aldığı, uluslararası alanda birçok ulusun değer ve kültürlerinin sergilendiği, Devrim Sahnesi’yle sanatçılara ev sahipliği yapıldığı ve şenliğin ikinci günü gerçekleşen Devrim Yürüyüşü’yle devrim ve sosyalizm şiarının büyütüldüğü birçok parçasıyla önemli bir geleneği oluşturuyor. Bu gelenek ise bir öğrenci topluluğu olan UGT’nin düzenlediği ve diğer öğrenci bileşenleriyle zenginleşen bir nitelik taşıyor. ODTÜ’de yemekhanedeki öğün sayısından ring seferlerinin sıklığına kadar hiçbir konuda öğrencilere söz hakkı tanımayan Rektörlük, Bahar Şenliği konusunda da aynı tavrı takınarak YÖK’ün ve akabinde atanmış rektörlerin oluşturmaya çalıştığı antidemokratik üniversiteler hedefinin bir devamını oluşturuyor.

ÇEVRECİLİK VE GÜVENLİK GEREKÇE DEĞİL BAHANE

Ancak ODTÜ Rektörlüğü süreci antidemokratik kararlarla yönetmekle kalmayıp “makul” bir Bahar Şenliği çıkarmayı amaçlıyor. Bunu yaparken de temizlik, güvenlik gibi bahaneler öne sürerek olması gerekenin bu olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Öğrencilere gönderilen e-postada dahi tıpkı mezuniyet sürecinde gördüğümüz gibi “Devrim” demekten çekinen ve bir tarihi silikleştirmek isteyen Rektörlük “stadyum sahnesi” benzeri ifadeler kullanıyor.

Üniversitenin güvenliğini çok önemsediğini belirtirken kampüsün güvenli bir alan olması için hiçbir adım atmıyor, tam aksine daha da güvensiz hale getiriyor. Kampüsü yeterince aydınlatmıyor, ring seferlerini azaltıyor, Cinsel Tacizi Önleme Birimini çalıştırmıyor. Yine aynı biçimde temizliği dert edindiğini söylemesine rağmen yurtlarda tahtakuruları ve fareler fink atıyor, hijyenik koşullar sağlanmıyor. Yönetimin söyledikleri ile yaptıkları arasındaki bu çelişki de aslında tüm bunların Bahar Şenliği’ni engellemek için bir bahane olduğunu, çevreci olmasıyla övünülen tutumun gerçeklerle bağdaşmadığını gösteriyor. ODTÜ

Ormanı’nı delip geçen Rant Yolu Projesi’ni desteklerken, aynı zamanda Kavaklık’ta yurt inşa etmeye çalışması “çevrecilik” iddiasının ucuz bir göz boyama çabasından ibaret olduğunu ortaya koyuyor.

REKTÖRLÜK İÇİN GÜVENLİK TEHDİDİ: BAHAR ŞENLİĞİ GELENEĞİNİN TA KENDİSİ

Rektörlük; Müzik Toplulukları, Caz Topluluğu ve Radyo Topluluğunun ODTÜ kültürünü yansıtması nedeniyle Bahar Şenliği’nin yapılmasında bir sorun bulunmadığını, attığı e-posta ile ifade etti. Bununla beraber Devrim Sahnesi’nin yalnızca ODTÜ’lülerin değil ODTÜ dışından öğrencilerin de eğlendiği bir alan olması nedeniyle ODTÜ kültürünün bir parçası olmaktan uzak durduğunu da söyledi. Ancak bizler ODTÜ kültürünün ne demek olduğunu biliyoruz. ODTÜ kültürünü mücadelesiyle, dayanışmasıyla ilmek ilmek ören biz öğrencileriz. ODTÜ kültürü yalnızca ODTÜ’lülerin katılımıyla bir işi icra etmek değil, her öğrencinin kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda katılabileceği ortak bir üretim alanını kolektif bir biçimde inşa etmektir. Bahar Şenliği de Devrim Sahnesi de ODTÜ kültürünün en başat eserlerindendir.

Rektörlük için asıl “güvenlik açığı” böylesi bir geleneğin ODTÜ dışına da taşan kesimlerce de sahiplenilmesi ve yıllardır ODTÜ bileşenleri ile büyütülmesi oluyor. Bu sebeple gün sayısını azaltmak ya da Devrim Sahnesi’ni iptal etmek gibi bu geleneği zayıflatacak, geniş kesimlerle buluşmasını engelleyecek her yolu deniyor.

“DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEYİ HEDEFLEYEN ODTÜ VİZYONU”NA YARAŞIR BİR DİRENİŞ

Ancak bizler engellenmeye çalışılan, hep birlikte ortaya koyduğumuz üretimin bir parçası olan Bahar Şenliği’nden de Devrim Sahnesi’nden de vazgeçmiyoruz. Atanmış rektörün attığı e-postada yasakçı tutumunu örtmek adına kullandığı ifadelerden biri olan “dünyayı dönüştürmeyi hedefleyen ODTÜ vizyonu”na yaraşır şekilde şenliği korumak için yan yana gelen öğrenciler olarak, taleplerimiz doğrultusunda aldığımız kararlarla örülecek bir Bahar Şenliği için herkesi fakültesinde, yurdunda, bölümünde bir araya gelmeye ve şenlik komiteleri, toplantıları ile geleneğimize sahip çıkmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki kendi kararlarımızla şekillenen demokratik bir üniversiteyi de ancak kendi mücadelemizle mümkün kılabiliriz. Ve Bahar Şenliği’ni ancak bu şekilde kazanabiliriz!