16 Nisan 2024 04:25

Türkiye'nin Kürtlere yönelik operasyonu ve Irak'ın kalkınma yolu: Aynı madalyonun iki yüzü

Ankara’nın planlarının bölgesel bir nedeni var. Erdoğan 'güvenlik koridoru' oluşturma sözü verdi. Dolayısıyla Ankara’nın yaz operasyonu, Irak sınırı boyunca tam kontrol sağlamayı amaçlıyor.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Al Arab

Ankara, Bağdat’la ekonomik iş birliğinden diplomatik fayda sağlamak istiyor.

Analistler, Türkiye’nin geçtiğimiz günlerde Irak’ın Kürdistan bölgesindeki Kürdistan İşçi Partisine (PKK) karşı duyurduğu ve bu yaz belki de Bağdat’la koordineli olarak başlaması planlanan kapsamlı askeri operasyonun sadece güvenlikle ilgili olmadığına inanıyor. Ankara’nın harekâtı, Irak merkezi hükümetiyle ekonomik ve siyasi bağları güçlendirmek için Türkiye’yi Irak’a bağlayan “kalkınma yolu” olarak ifade edilen daha geniş bir stratejinin parçası olacak.

Irak Kürdistanı, Lübnan ve Ortadoğu’daki Şii milisler üzerine yoğunlaşan Beyrut merkezli gazeteci İdris Okodoko, Washington Enstitüsü tarafından yayımlanan bir raporda, bu çabaların bölgede büyüyen İran hegemonyasına karşı koyacağını söyledi. Özellikle ABD’nin Irak’tan çekilmek üzere olduğu bir ortamda, her iki planın da başarıya ulaşması için Türkiye’nin muhtemelen İran’ın her iki plana da razı olmasını sağlaması gerekecektir.

Türkiye’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Irak’la ilişkilerinde güvenlik ve ekonomik kaygılar en önemli iki konu. Türkiye 1990’lardan bu yana PKK’ye karşı operasyonlar için Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisinin (KDP) tam kontrole sahip olduğu Duhok’un Behdinan bölgesinde ve Erbil’de askeri üsler kurdu.

2016 yılına kadar Irak Kürdistanı bölgesindeki Türk askeri operasyonları çoğunlukla kısa vadeliydi ve Ankara burada kalıcı üsler kurmayı amaçlamıyordu. Ancak Irak Kürdistan bölgesinin 25 Eylül 2017’de gerçekleştirdiği kendi kaderini tayin referandumu ve eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin ABD güçlerinin Suriye’den çekileceğini açıklamasının ardından Türk askeri operasyonları Erbil ve Dohuk’ta arttı. Tehdidi kaynağında hedefleme stratejisinin etkili olduğu 2018 yılında burada kalıcı üsler kurmaya başladı.

Ankara’nın planlarının bölgesel bir nedeni var. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “ülkenin Irak ve Suriye sınırları boyunca 30 ila 40 km’lik bir güvenlik koridoru” oluşturma sözü verdi. Dolayısıyla Ankara’nın yaz operasyonu, Türkiye’nin Irak sınırı boyunca tam kontrol sağlamayı amaçlıyor. Bu çabalar aynı zamanda Türkiye’nin Irak ile mevcut sınırının tamamını oluşturan Irak Kürdistan Bölgesi’ni bypass etmek amacıyla Türkiye-Irak-Suriye üçgeninde Ovaköy’de Irak ile yeni bir sınır kapısı açmaya yönelik son girişimi temsil ediyor.

ANKARA İLE BAĞDAT ARASINDA ATILIM

PKK’ye karşı etkili bir saldırıya hazırlanmak amacıyla Ankara, özellikle 2021’den bu yana KDP liderliğindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Irak merkezi hükümeti ve İran destekli Şii milis liderleriyle yoğun diplomasi yürütüyor. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat’a yaptığı son ziyaretin ardından Irak, Türkiye ile ortak bir açıklama yayımlayarak PKK’yi “yasaklı” bir örgüt ve her iki ülke için de “güvenlik tehdidi” olarak tanımladı. Ankara bunu büyük bir başarı olarak değerlendirdi.

Irak’ın tutumundaki bu değişiklikten önce Bağdat, Türkiye’nin PKK’ye yönelik operasyonlarını uzun süredir eleştiriyordu. Ankara’nın Bağdat’ın zımni onayını almasının ardından Türkiye’nin PKK’ye karşı operasyonlarını Duhok vilayetine bağlı Sincar bölgesinde yoğunlaştırması bekleniyor. Operasyonun en önemli hedefi, Ghar’a yaklaşık 30 kilometre mesafedeki Musul’dan geçecek olan kalkınma yolunun güvenliğini sağlamak.

Ankara özellikle PKK’nin Musul’un batısındaki Sincar’daki varlığının projeyi sekteye uğratabileceğinden endişe duyuyor ve bu nedenle PKK’nin Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki operasyonları Musul Ovası ve kalkınma rotasıyla doğrudan bağlantılı. Ortak açıklamaya göre ayrıca Bağdat ve Ankara terörle mücadele, ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında çalışmak üzere ortak daimi komiteler kurmaya karar verdi.

Ankara şu ana kadar Bağdat ile Irak’ın geçen yıl İran ile imzaladığı ve Irak Kürdistanı’ndaki tüm silahlı İranlı Kürt muhalif gruplara karşı çalışmayı öngören anlaşmaya benzer bir güvenlik anlaşmasına varamadı. Ancak Türkiye, Bağdat’la ekonomik iş birliğinden ve PKK’ye karşı ortak diplomatik baskıdan kademeli olarak fayda sağlayacağına inanıyor.

Dahası, bazıları Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak’a yapacağı ziyaretin, ortak operasyon merkezini de içeren böyle bir anlaşmanın önünü açacağına inanıyor. Türkiye, iki ülke arasında doğrudan bir bölgesel bağlantı sağlamak amacıyla Irak ile bir kalkınma yolu projesini ilerletmeye çalışıyor. Tahmini olarak 17 milyar dolarlık yabancı yatırım gerektirecek olan kalkınma yolu projesi Basra, Divaniye, Necef, Kerbela, Bağdat ve Musul’dan geçerek Bağdat ve Ankara’yı bir kara koridoruyla birbirine bağlayacak ve her iki taraf için de ekonomik fırsatlar sunacak.

Türk yetkililer koridorun açılması halinde süreçte Erbil, Musul, Kerkük ve Bağdat’ın ortaklaşa yeniden inşa edileceğini söylüyor. Bu projenin hayata geçirilmesi ve koridorun açılması aynı zamanda Irak ve Suriye Kürtleri arasındaki toprakların bağlantısının koparılmasına da yol açacaktır.

Türkiye, Ovaköy’ü açarak Irak PKK’sinin Suriye koridorunu kesmek istediğini defalarca dile getirdi. Ankara ayrıca, Türkiye’nin Başika askeri üssünün bulunduğu Musul ve Türkmenlerin çoğunluğunun yaşadığı Kerkük gibi Kuzey Irak’taki Sünni ve Türkmen bölgelerine de erişim istiyor. Bu proje sayesinde Türkiye, Türkmen ve Sünni Araplarla doğrudan temas kurarak bu topluluklar üzerinde ekonomik ilişkiler yoluyla daha fazla siyasi nüfuz elde edebilir.

Türkiye, koridorun güvenliğinin Irak merkezi hükümetinin yanı sıra Kürdistan Bölgesel Yönetiminin güvenlik birimleri tarafından sağlanacağını söylese de Irak Kürdistan Bölgesi’nin koridordaki rolünün kapsamı net değil. Bu yol, Irak Kürdistan bölgesini bypass edecek ve Irak-Suriye sınırının her iki yakasını kontrol eden Kürdistan İşçi Partisi’ne bağlı güçlerle kara iletişimini kesecek şekilde tasarlandığından, Türkiye için de başlı başına büyük bir güvenlik boyutu taşırken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi için potansiyel riskler içeriyor.

Basra’yı Bağdat ve Musul’a bağlayan kalkınma yolu, Türkiye sınırını geçmeden önce tüm Irak Kürdistan bölgesini geçecek. Irak sözcüsü Al-Awadi’ye göre bu kararı topografik ve ekonomik faktörler belirledi. Öte yandan IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ise Erbil’e de “yer verilmesi” gerektiğini, kalkınma yolu için de “onay” alınması gerektiğini ifade etti.

İRAN POTANSİYEL BİR ENGEL

Erbil yönetimi 2017 referandumundan bu yana siyasi, güvenlik ve ekonomik nedenlerle kırılgan bir konumda ve Bağdat’a önemli tavizler veriyor. Ankara’nın muhatap alması gereken bir diğer aktör de Irak’ın ağır sorunlarla boğuşan komşusu. İran’ın Irak’taki ABD varlığını doğrudan bir tehdit olarak görmesinin aksine, Ankara’nın nüfuzunu Bahdinan’dan Musul, Kerkük ve Süleymaniye’ye yayma arzusu Tahran için acil bir mesele gibi görünmüyor.

Ancak İran Türkiye’yi bölgesel bir rakip olarak gördüğünden, Ankara’nın başarılı olması için kalkınma yolunda ikna edilmesi gerekiyor. Alternatif olarak İran, Süleymaniye, Kerkük ve Musul’dan Suriye’ye uzanan ve Tahran’ı Şam ve Beyrut’a bağlayan Şii hilali boyunca uzanan stratejik koridorda daha büyük bir Türk askeri ve siyasi varlığını güçlü bir şekilde reddedebilir. Bu arada, Türkiye ile Süleymaniye merkezli ve İran’la bağları olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki gerilim tırmanıyor ve Ankara’nın çabaları için İran’ın zımni onayını alamaması halinde projelerin raydan çıkma potansiyeline işaret ediyor.

Ankara artık KYB’yi “ulusal bir tehdit” olarak gördüğünü açıkça ifade etmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir Türk raporu, PKK’nin KYB aracılığıyla Çin ya da İran yapımı intihar uçakları edindiğini iddia etti. Birçok kişi de İran’ın son birkaç yıldır Bağdat’taki federal mahkeme kararları yoluyla KYB lehine ve Türkiye destekli Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) aleyhine müdahalede bulunduğundan şüpheleniyor.

Kürdistan Yurtseverler Birliğinin (KYB) açtığı dava sonucunda mahkemenin IKB parlamentosundaki on bir azınlık kotasını iptal etmesi ve KDP’nin haziran ayında IKB’de yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etmesi, bazı değişimlerin yaşanmakta olduğuna işaret etmektedir. KDP etkisini kaybediyor ve KYB parlamentoda çoğunluğa sahip. KYB’nin güç dengesini değiştirerek KDP’nin şimdiye kadar sürekli olarak elinde tuttuğu cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığı zorlaması muhtemel.

KDP’nin IKBY’de güç kaybetmesi ya da Bağdat’taki federal hükümetten çekilmesi Türkiye’nin bölgesel planlarını olumsuz etkileyecek ve Tahran’ın işine yarayacaktır. Ankara, IKB’deki geçmiş operasyonlarında KDP ile olan nispeten dostane ilişkilerine güvenmiş ve daha geniş Irak siyasi arenasında bu ilişkiden faydalanmaya çalışmıştır.

Kürtler, Erbil ve Bağdat arasındaki bu gerilimler Türkiye’nin çabalarıyla açıkça bağlantılı olmasa da Ankara’nın hesaplarını etkiliyor. Türkiye, İran’ı planlanan kalkınma yolu projesinden izole etmeye çalışmıyor. Hatta Türk Dışişleri Bakanı Fidan, ülkesinin İran’ı projeye dahil etmek istediğini açıkça ifade etti. Türkiye, özellikle 2017 bağımsızlık referandumundan bu yana İran’ın ve İran destekli Şii milislerin Irak’ta, özellikle de Kerkük, Musul ve Sincar’daki varlığının farkında.

Dahası Ankara, kendi ulusal güvenliği pahasına İran ve İran destekli Şii milislerle iş birliği yapmaya, onlara Irak’taki merkezi hükümetle doğrudan bir kara bağlantısı sağlamaya ve Irak ile Suriye arasındaki Kürt koridorunu kesmeye istekli görünüyor. Ankara’nın Bağdat ve Tahran’a ne önerdiğine ve özellikle de İran’ın bunun getirileri konusunda ne düşündüğüne bağlı olarak bu proje bir kazan-kazan politikası gibi görünebilir.

Erdoğan’ın eylül 2023’teki Bağdat ziyareti, Ankara ile Bağdat arasında su, petrol ihracatı ve güvenlik konularında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle ertelenmişti. Erdoğan’ın nisan ayında Irak’a yapacağı ziyareti yeniden erteleyip ertelemeyeceği ve gerçekleşmesi halinde ziyaretin somut sonuçları her iki tarafın da başarılı olup olmayacağını belirleyecek.

ÖNCEKİ HABER

İtalya: İsrail'i ikna etmek için çalışmaya devam edeceğiz

SONRAKİ HABER

İran'dan ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya'ya "İsrail'e destekten vazgeçin" uyarısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa