İzmir’de üniversiteliler seçime dair ne düşünüyor?
“Yerel seçim sonucunun başarısı sadece muhalefette olmayıp iktidarın yarattığı ekonomik geçimsizliğin halkı değişime itmesiyle de alakalıdır.”
Fotoğraf: Evrensel
Bahar EMREOĞLU
Dokuz Eylül Üniversitesi
Geçtiğimiz pazar günü merakla beklenen 2024 yerel seçimleri gerçekleşti. Dokuz Eylül Üniversitesindeki öğrencilere yerel seçimlerle ilgili düşüncelerini sorduk.
Kimya okuyan bir arkadaşımız İzmir ve Buca özelinde beklenen bir sonuç gördüğünü söyledi. Türkiye genelindeki değişimi şaşırtıcı ve olumlu bulduğunu ifade etti. Zafer Partisi’ne destek verdiğini söyleyen arkadaşımız “Zafer Partisi’nin mülteci politikasını doğru buluyorum” dedi. Aynı zamanda “Erdoğan’ın bu sonuçların acısını zam üstüne zam yaparak çıkartacak” diye ekledi. Bunun üzerine CHP’nin erken seçim çağrısı yapacağını ve genel seçimde kazanacaklarını düşündüğünü paylaştı.
Van’da seçilen DEM partinin adayına mazbatasının verilmemesine dair ne düşündüğünü sorduğumuz arkadaşımız “DEM Parti’yle siyasal görüşümüz uyuşmuyor. Fakat YSK, adaylığa temyiz kararı veriyor, sonra da mazbatasını vermiyor. Burada yapılan şeyin hukuksuzluk olduğunu düşünüyorum” dedi.
“GENÇLERİN HAKLARIMIZ İÇİN BELEDİYE MECLİSLERİNDE BULUNMASINI İSTERİM”
Biyomedikal Yönetimi öğrencisi bir arkadaşımız da “Yani, iyi bir yönetim olduğunu söyleyemem Buca özelinde. Beş senedir burada yaşıyorum fakat kayda değer bir çalışma göremedim” dedi. Yerel yönetimde karşılaşılan sorunları sorduğumuzdaysa belediye bütçelerinin fazla olmasına rağmen gençlik için yeteri düzeyde bir çalışma yapılmadığını ifade etti, “Bunun sebebi CHP’nin İzmir’in yıkılmaz bir kalesi olarak görülmesi” diye ekledi. EMEP’in çıkarttığı genç adayları sorduğumuzda “Genç adayların olması çok güzel. Bizim haklarımızı savunabileceklerini düşünüyorum. Bunun için de belediye meclislerinde bulunmalarını isterim. Fakat kazanabileceklerini pek düşünmüyorum” dedi.
Hazırlık öğrencisi olan bir arkadaşımız “Yerel seçimlerde CHP ve Yeniden Refah Partisi gibi iki parti tam anlamıyla kazanan olarak çıktı, diğer partilerinse kaybettiklerini söyleyebilirim” dedi. Sonuçların en başta anket firmaları olmak üzere herkesi şaşırttığını ve bu seçimin yeni partilerin ve yüzlerin ortaya çıkmasının yolunu açtığını belirtti. “Ayrıca CHP, Türkiye ekonomisinin yaklaşık %80’ini oluşturan şehirlerin yönetimini elinde tutuyor. Bu durumda AKP'nin belediyelerde ana muhalefet liderliğine gerilediği açıkça söyleyebilirim” dedi. Yeniden Refah Partisi’nin bu ivmeyle devam etmesi hâlinde, ilerleyen zamanlarda iktidar ortağı veya ana muhalefet lideri konumuna erişeceğini düşünen arkadaşımız sonraki genel seçimlerde muhalefetin rahatça kazanabileceğini ifade etti.
Felsefe okuyan bir arkadaşımız da geçen seçimlere göre bu seçimlerde düşüş gördüğünü, seçmenin umutsuz ve kararsız bir profile sahip olduğunu düşündüğünü paylaştı. Bu umutsuzluğun Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu olduğunu ifade etti. Seçimin sonucunu bir değişim olarak ele alabilir miyiz sorusuna “Önce muhalefetin Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında ve sonrasında geçirdiği aşamaları ele almak gerekir. Cumhurbaşkanlığı seçimi için tek adam rejimine karşı oluşturulan demokrasinin vurgusu, umutsuz bir çırpınış sayılabilecek “Altılı Masa”yı oluşturmuştur. Oluşturulan bu koalisyon, bu partilerin oy yüzdelerinin az olması sebebiyle beklenilen olumlu etkiyi göstermemiştir. Ana muhalefetin Cumhurbaşkanı adayıysa geçmişteki başarısız seçim sonuçlarıyla beraber halkta tepki uyandırmıştır. Dolayısıyla 2024 yerel seçimlerine giderken ana muhalefet, yaşanılan bu sıkıntıları partinin genel başkanını değiştirerek ilk adımı atmış oldu. Fakat yerel seçim sonucunun başarısı sadece muhalefette olmayıp iktidarın yarattığı ekonomik geçimsizliğin halkı değişime itmesiyle de alakalıdır. Bu değişimi özellikle uzun yıllar boyu ‘iktidarın kalesi’ diye nitelendirilen illerin ve ilçelerinin seçim sonucuyla muhalefete geçmesiyle beraber görebiliyoruz.” Seçimde yaşadığı hayal kırıklığının 6 Şubat 2023 depreminin etkilerini hâlâ yaşayan Hatay’da yaşanılan belediye başkan adayı spekülasyonu olduğunu söyledi. Ana muhalefetin adaylarının gereken hassasiyet kriterlerine göre seçilmediğini ifade etti.
MÜCADELEMİZİ HER ALANDA ETKİLİ BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRMELİYİZ!
Ülkemizde kadınların siyasete atılımının düşük olduğunu belirten arkadaşımız, bu seçimde kadın belediye başkan adaylarının olduğu il ve ilçelerinin iktidarın elinde olması fakat seçim sonucunun kadınlar lehine olmasının umut verici olduğunu belirtti.
Van’da gerçekleşen olayla ilgili “Van halkının iradesinin yok sayılmasıyla kazanan adayın mazbatasının verilmemesi ve iktidarın adayına verilmesi sonucu, Van halkı iradesine sahip çıkarak mücadele vermiş ve haklarını almıştır” dedi. Son olarak da bu değişim arzusuna sert bir yanıt geleceğini belirten arkadaşımız “Fakat unutmamak gerek, biz halkız ve halk sokaktadır. Dolayısıyla irade, mücadele ve adalet de sokaktadır. Değişim yaşanması ve devrimin önayağı olması için mücadelemizi her alanda etkili bir şekilde sürdürmeli ve göstermeliyiz” diye ifade etti.