Açlık o kadar da uzak değil
Açlık deyince Somali, Sudan, Etiyopya gibi Afrika ülkelerindeki acı kareler akla gelir. Dünyanın uzak ve ulaşılmaz bir köşesindeymiş gibi algılanır. Gıda güvenliği ve gıda politikası üzerine önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Mustafa Koç, açlığın bize o kadar da uzak olmadığını hatırlatıyor. Açlığın s
TÜRKİYE’DE AÇLIK
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü ve Tarım Ekonomisi Derneği tarafından gerçekleştirilen “Türkiye ve Dünya’da Açlık ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri” başlıklı konferansta ülkemizde de çok sayıda insanın açlık sınırının altında bir yaşam sürdüğüne dikkat çekildi. Ryerson Üniversitesi (Kanada) Öğretim Üyesi Prof. Koç, açlığı, “bir toplumdaki bireylerin yaşamlarını sürdürmek için gerek duydukları gıdaya yeterli ve sürekli olarak erişememesi” olarak tanımlıyor. Türkiye’de açlığın olmadığı yönünde bir algı olduğunu belirten Koç, bunun yanlış olduğunu söylüyor.
Türk-İş’in 2013 yılı açlık ve yoksulluk verilerini aktaran Koç, “Araştırmada bin lira açlık sınırı, 3 bin 265 lira yoksulluk sınırı olarak gösterilmiş. Asgari ücretin 773 lira olduğu ve bunun 4 çocuğun gıda harcamasını bile karşılamadığı göz önündeyken Türkiye’de açlık olmadığını söylemek doğru olmaz” diye konuştu.
YETERLİ KALORİ Mİ?
Koç ayrıca şunları söyledi: “Sadece yeteri kalori almak ya da ‘tıkınmak’ biçiminde alındığında açlık yok denebilir. Ancak açlık gıdaya yeterli ve sürekli ulaşamama halidir. Son yıllarda Türkiye’nin dış alımındaki en büyük artış yağda görülüyor. İnsanların enerji ihtiyacının yüzde 44’ünü ekmek karşılıyor. Yağ tüketimi her geçen gün artıyor. Yeterli ve sağlıklı beslenme söz konusu değil.”
Koç, açlığın “halının altında” olduğunu, her kriz, olağandışı dönem ve toplumun marjinal kesimlerinde açlık gerçeğinin açığa çıktığını ifade ediyor.
GÖRMEYİNCE KAYBOLUYOR!
Dünyada 1 milyar aça karşılık 1 milyar da obezin olduğu bilgisin veren Koç, açlar kadar obezlerin büyük bir çoğunluğunun da yoksul insanlar olduğunu söyledi. Açlığın yeterince gıda üretememeden kaynaklanmadığının altın çizen Koç, üretim artmasına rağmen yiyeceklerin hayvan yemi olarak kullanıldığını ifade etti. Koç, “ABD’de 1996 yılında üretilen soyanın yüzde 96’sı, mısır yüzde 80’i ve diğer gıdaların yüzde 75’i hayvan yemi olarak kullanıldı. O kadar aç insan varken biz üretilen gıdanın hayvanlara yediriyoruz. O eti de açlar yiyemiyor zaten” dedi. Koç, uluslararası istatistiklerle ilgili de şunları söyledi: “Son yıllarda işgal edilen Afganistan, Irak, Somali ile ilgili açlık verileri yoktur. Yakında Libya, Mali, Sudan ve Suriye de o gruba girecekler. Görmeyince kayboluyor açlık zaten!”
GIDA TEKELLERİ VE DİNOZORLAR
Gıda sektöründeki tekelleşmeye dikkat çeken Koç, dünya genelinde 4 firmanın neredeyse tüm gıda sektörünü elinde tuttuğunu söyledi. Büyük gıda tekellerini dinozorlara benzeten Koç, “Dinozorlar kadar güçlü, dinozorlar kadar etkinler. Ancak birkaç derecelik ısı düşmesi dinozorları yok etti. Bunu da unutmamak lazım” dedi.
Tarımda ve gıda sisteminde bir paradigma değişimi gerektiğini kaydeden Koç, çözüm önerileri ile ilgili ise şu görüşleri dile getirdi: “Yeni köylülük nasıl geliştirilebiliri düşünmekte fayda var. Yerli üreticileri yok edip, topraklarımızı yabancılara satıp, topraklarımızı, sularımızı onlara kullandırıp, kirlettirip onların ürettiklerini almak doğru değil.
Çözüm, yerelde kimyanıza uyan, yapınıza en uygun olan çözümdür” (İzmir/EVRENSEL)