Verilerle göç gerçeği
Suriyeli çalışanların ortalama gelirleri asgari ücretin altında. Bu da gelen göçmenlerin sosyoekonomik alt tabakayı doldurduklarının önemli bir işaretidir.
Görsel: Pixabay
Kaan CENGİZ
Boğaziçi Üniversitesi
Uluslararası göç, her zaman toplumların iktisadi faaliyetlerinde önemli etkiler oluşturmuştur. Bu etkiler toplumun her kesimine doğrudan veya dolaylı yansır. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’na göre 3.174.851 geçici sığınmacıya ev sahipliği yaptığı gerçeği ise Türkiye’nin bu etkilere maruz kaldığının en önemli göstergesidir. Türkiye’ye gelen bu sığınmacıların iktisadi faaliyetlere ve eşitsizliğe olan olumlu ve olumsuz etkileri kapsamlı bir şekilde incelenmiş değildir.
Öncelikle eşitsizlik kavramından bahsedeceğiz. Eşitsizlik Gini katsayısı ile ifade edilir. Gelir eşitsizliği, gelir adaletsizliğiyle karıştırılmamalıdır. Gelir eşitsizliği nesnel ve yeterince veriyle ölçülebilen bir olgudur. Ancak hangi olayların ve kavramların eşitsizliği hangi oranda etkilediği tam olarak belli değildir. Bu konuda tam bir metrik bulunmadığından eşitsizliğin kaynağına inmek için çeşitli tercihleri incelemek gerekir. Bu tercihler büyük oranda politik tercihlerdir ve göçmen kabulü, eşitliğe yönelik sosyal yardımların minimizasyonu ve vergiyi tabana yaymak bu tercihlerin bazılarıdır. Bu sonuçlar eşitsizliği doğuracaktır veya eşitsizliği besleyecektir.
Bir başka kavram kutuplaşmadır. Kutuplaşmış ülkelerde yasalar daha zor geçer, insanlar daha az konuda uzlaşır veya daha çabuk günah keçisi ararlar. McCarty’ye göre ekonomik eşitsizliğin kutuplaşmayı ve kutuplaşmanın ekonomik eşitsizliği besleyebilmesi mümkündür.
KUTUPLAŞMA VE EŞİTSİZLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ NE?
McCarty, “Polarized America: The Dance of Ideology and Unequal Riches” isimli kitabında kutuplaşmanın artma nedenlerini ve kutuplaşmanın sonuçlarını irdelemektedir. McCarty’ye göre göçmenler toplumun en alt tabakasına girip eşitsizliği artırırlar ve hane halkı eşitsizliği ile kutuplaşma büyük oranda korelasyon gösterir. Örneğin en zengin yüzde birin aldığı payın artışı ile kutuplaşma arasında yine güçlü bir korelasyon bulunmuştur.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2011’den bugüne Gini katsayısı, yani gelir eşitsizliği artmaktadır. Aynı zamanda Senem Aydın-Düzgit’in 2023’te yaptığı bir çalışmaya göre 2011’den itibaren hızla yükselen bir kutuplaşma hali Türkiye'de hakim.
Bu iki bulguyu birlikte okuduktan sonra McCarty’nin bulgusunun Türkiye örneğinde çalıştığını iddia edebiliyoruz. Bu korelasyonun kutuplaşma açısından sağlamasını yapmak için Türkiye’de sığınmacılara olan bakış açısını inceleyerek Konda’nın 2019’da yaptığı bir ankete bakabiliriz. Bu çalışmaya göre Türkiye halkının büyük kısmı, alt gelirli kesimlerin ise yüzde 78’i Suriyelileri Türkiye’deki ekonomik gidişatın kötülüğünden sorumlu buluyor. Düşük gelirli grubun ise yüzde 82’si bu şekilde düşünüyor.
EĞİTİM DURUMU KAYNAKLI EŞİTSİZLİK
TÜİK verilerinin de doğruladığı şekilde eğitim düzeyi Türkiye’de daha yüksek gelir getiriyor.
Hacettepe Üniversitesi’nin 2019 yılında düzenlediği TDHS raporlarına göre Türkiye’de kadınların eğitim medyanı 4,8 iken Türkiye’de Suriyeli kadınların 4,5. Erkeklerde ise fark biraz daha açılıyor. Erkeklerde medyan 7,1 yıl iken Suriyeli erkeklerde bu sayı ancak 5,1. Türkiye’de erkeklerin ve kadınların sırasıyla yüzde 33 ve 26’sı lise ve üstü mezunuyken bu oran Suriyeli erkek ve kadınlarda sırasıyla yüzde 11 ve 9. Yani Suriyelilerin eğitim oranı farklı bir şekilde düşük olduğundan, gelirleri de daha düşük oluyor. Bu bariz sonucun üstüne Suriyeli 15-17 yaş aralığındaki erkeklerin yüzde 48’inin, 12-14 yaş aralığının yüzde 18’inin çalıştıkları verisi de çocuk sığınmacı iş gücü kullanımının boyutunu ortaya çıkarıyor. Sonuç olarak ILO verilerine göre Suriyeli çalışanların ortalama gelirleri asgari ücretin altında. Bu da gelen göçmenlerin sosyoekonomik alt tabakayı doldurduklarının önemli bir işaretidir.
VERİLER NE SÖYLÜYOR?
Elimizdeki verileri incelediğimizde Türkiye’de gelen geçici sığınmacı sayısı arttıkça alt gelir seviyesinin büyüdüğünü söyleyebiliriz. Bu durum üst gelir seviyesinin gittikçe kayıtsız kalmasına sebep olurken kutuplaşmayı körüklemiştir. Tüm bunlar devam ederken uygulanmayan yeniden dağıtım ve eşitlik politikalarıyla birlikte eşitsizlik artmıştır.