Ayhan Bora Kaplan'a bir dava da 'kara para aklamadan': 24 yıl hapsi isteniyor
Tutuklandıktan sonra hakkında 'suç örgütü' ve 'cinayet' gibi iddialarla açılan iki davada 2 kez müebbet ve yüzlerce yıl hapsi istenen Ayhan Bora Kaplan bir dava da 'kara para aklamadan' açıldı.
Kaynak: DHA
Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün lideri Ayhan Bora Kaplan hakkında suç örgütü ve cinayet davaları bonra açılan üçüncü dava “kara para aklama” oldu.
T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre Ankara Başsavcılığı, eylül ayında tutuklanan Kaplan hakkında önce “suç örgütü kurmak, yağma, kasten öldürme ve eziyet” suçlarından, mart ayında ise “Tatar aşireti mensubu Mahfuz Tatar’ı öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen Muhammet Kaplan’ın vurulması talimatını verdiği" iddiasıyla iki dava açmıştı.
Başsavcılık şimdi de “örgütsel faaliyet kapsamında zincirleme şekilde suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama” suçlamasıyla iddianame düzenledi.
Mahkeme, aralarında Kaplan’ın eşi ile 3 kardeşinin de yer aldığı 38 kişi hakkındaki iddianameyi kabul etti. İddianamede Kaplan’ın, “suç örgütünün gücünü kullanarak yasadışı şekilde elde ettiği geliri, güvendiği kişiler üzerine şirketler kurarak finansal sisteme soktuğu, farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerinden elde ettiği kazanca, bu şekilde elde ettiği haksız kazancı ekleyerek suç gelirini akladığı” öne sürüldü.
Ancak şüpheliler hakkında 24 yıl 6 ay hapis cezası istenen iddianamede, kara para aklanmasına ilişkin örgüt dosyasında yer alan iddialar dışında yeni bir tespite yer verilmemesi dikkat çekti. İddianamede, aklandığı öne sürülen paranın Bora Kaplan tarafından kurulan örgütün faaliyeti kapsamında yasadışı elde edildiği ileri sürüldü. Kara para aklama davasında yargılanacak olan bazı şüphelilerin ismi örgüt davasında da geçmiyor.
İddianamede, Kaplan'ın üzerine kayıtlı taşınır veya taşınmaz herhangi bir mal varlığının olmadığı ancak buna tezat olacak şekilde lüks bir hayat yaşadığı, 40 milyon liralık evde oturduğu, lüks araçları olduğu, sosyal medya paylaşımlarında görünen lüks yaşantısını yasal geliri ile sağlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu öne sürüldü. Davanın ilk duruşması 4 Kasım tarihinde görülecek. (HABER MERKEZİ)