20 Nisan 2024 04:44

Etlik Şehir Hastanesi işçileri: Kadro acil ihtiyacımız

Etlik Şehir Hastanesinde çalışan işçiler, kötü çalışma koşullarından şikayet ederken kamuda kadrolaşmanın acil bir ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Fotoğraf: Google_Street_View

Paylaş

Suna DERVİŞ
Ankara

Ankara Etlik Şehir Hastanesinde çalışan işçiler, kötü çalışma koşullarından şikayet ederken kamuda kadrolaşmanın acil bir ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bir sağlık işçisi, “İnsanlar işe ihtiyacı olduğu için tüm fenalıklara göz yummak zorunda kalıyor, oysa kamuda çalışan herkesin aynı koşullarda çalıştırılması lazım” diyor.

Kuruluşunda AKP iktidarı sözcüleri tarafından sağlık sistemindeki “modern” yapı olarak dillendirilen Etlik Şehir Hastanesi, modern yüzünü yalnızca parası olanlara gösteriyor. Alışveriş merkezi gibi tasarlanan bloklarda hizmet bekleyenler de içeriye sıkıştırılmış müşteriler gibi ele alınıyor, hasta ve hasta yakınlarının temel ihtiyaçlara ulaşması için ateş pahası ödemeler yapması gerekiyor. Kamu-özel iş birliği diye sunulan rant projelerinin parçası olan Etlik Şehir Hastanesinde Türkerler Holding tiranlığını kurmuş durumda. İktidarın birçok desteğini arkasına alan Türkerler kendisine bağlı taşeron şirketler ile de hastanenin birçok hizmetini ihale başlığı biçimine dönüştürmüş. Temizlik, teknik, güvenlik, yemek hizmetleri gibi birçok alanın taşeronlara bırakıldığı hastanede, yetkililerin anlattığı “modernlik” işçilerin çalışma koşullarının kıyısından köşesinden dahi geçmiyor. Varsa bir modernlik, işçileri modern köleye çevirdikleri sömürü ortamına bakılabilir, bu koşullar kime nasıl fayda sağlıyor diye sorulabilir.

"VERGİ BAHANE EDİLİYOR MESAİLER VERİLMİYOR"

Vardiya değişimde denk geldiğimiz taşeron işçisi kadınlar şehir hastanesindeki çalışma koşullarını “Gelen geçen herkes bizi ezmeye çalışıyor, ne doğru dürüst iş tanımımız var ne de insana yaraşır çalışma şartları” diye anlatıyor. Kâr ve rantın büyük bir payını tutan taşeron şirket yetkilileri; ihale değişim sürecinde işçilere haklarını vermemek için türlü sözleşmeler ile işçileri sıkıştırmaya, işten çıkarmalarla tehdit etmeye, sesini çıkaranı, işçiler arasında tecrit etmeye kadar birçok yöntemi denedi. Taşeron şirket tarafından mesaisinin tam yatırılmadığını anlatan bir temizlik işçisi “Vergiyi bahane ederek mesailerden kesintiler oluyor. Asgari ücretin 2 lirasını vermeyen şirket, mesaileri de vergiye takılırsınız bahanesi ile olması gerektiği gibi yatırmıyor” derken bir başka bir temizlik işçisi “Ne bayram var ne de özel gün tatili. Sürekli çalışıyoruz, mesailerin tam yatırılmadığını görmek onca emeğin boşa gittiğini hissettiriyor” diyor.

EŞİT İŞE; EŞİT ÜCRET, EŞİT HAK

Şirketler kâr ve rantın bölüşümünde yaşadıkları anlaşmazlıklarda filler tepişir çimler ezilir misali faturayı işçilere kesiyorlar. Taşerondaki genç işçiler arasında yaygınlaşan istifalar, sürecin belirsiz yönetilmesinin bir sonucuyken daha uzun süreli çalışmış işçiler ise sahip oldukları hakların üzerine çökülmesinden endişeliler. Şirketlerin kurduğu baskılar, net açıklamaların olmadığı ihale süreçleri, emek yoğun çalışma koşulları derken taşeron işçiler arasında kamuda kadro talebi öne çıkıyor. “Birkaç sene öncesinde bizim gibi taşeron işçileri kamuya almışlardı, bize göre daha iyi şartlarda çalışıyorlar. Onlarla aynı işi hatta daha fazlasını yapıyoruz fakat hem ücretimiz farklı hem de hakkımız hukukumuz yok” diyen oda destek biriminde çalışan bir işçi kamuda kadrolaşmanın acil bir ihtiyaç olduğunu ifade ederken bir başka temizlik işçisi, “Şirketlerden bıktık, bizi iyice kendilerine bağımlı ettiler. İnsanlar işe ihtiyacı olduğu için tüm fenalıklara göz yummak zorunda kalıyor, oysa kamuda çalışan herkesi aynı koşullarda çalıştırmalılar” sözleriyle kadronun gündem edilmesi gerektiğini söylüyor. Bir başka kadın temizlik işçisi “Burada insanların;eli kırık, dikişleri açık hâlde çalıştıkları zaman oldu. Ben hastane ilk kurulduğundan beri çalışıyorum, tırnaklarımla fayansların arasını kazıdım, çocuklarımın yüzünü görmeden çalıştığım günler oldu. Şimdi iktidar şirketlerle bize kan kusturuyor. Şirkette çalışan işçiler üvey evlat gibi görülüyor, oysa bizim de kamu işçisi olmak hakkımız” cümleleriyle seçimden seçime vadedilen kadro meselesinin göz boyama olduğuna işaret ediyor.

 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Hekimini koruyamayan Sağlık Bakanlığı tazminat ödeyecek

SONRAKİ HABER

G7'den ortak bildiri: İsrail'e tam destek, İran'a yaptırım tehdidi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa