Şatafat ve pırıltının öteki yüzü
‘Istakoz’dan sonra sıra günü birlik yurtdışı seyahate geldi. Şatafatta boğulan iktidar yandaşları bir yana Havin gibi milyonlarca çocuk işçi çalıştığı için okumaya hasret kalıyor.
Fotoğraf: Pixabay- secilbastar/instagram
Laçin BARIŞ
İstanbul
Günlerdir sosyal medyada dönen Şebnem Bursalı’nın yediği “ıstakoz”un, taktığı bilekliğinin ve saatinin fiyatları gündem oldu. 20 küsür yıldır AKP’de görev üslenen, iktidarla el ele sürtenlerin külkedisinden prensese dönüşmesine tanık oluyoruz. Yine geçtiğimiz günlerde AKP Gençlik Kolları Yöneticisi Seçil Baştar'ın Hollanda’dan "Günü birlik ülke değiştirmeli post" paylaşımı tepki topladı. Elindeki Chloe marka çantanın 50 bin lira civarı olan fiyatına karşı, “Kardeşler çantam çakma” savunması ise pek inandırıcı gelmedi. Şatafatlar ve zenginler diyarının öteki yüzü işçi, emekçi gençlerin ve çocukların yaşam koşulları. Okurken çalışmak zorunda kalanlar, çalışmak için okumaya hasret kalanlar.
İktidarın yıllardır sürdürdüğü politikalar sonucu artan yoksullaşmadan dolayı her 5 çocuktan 1'i işçi. Bir yılda çocuk işçi sayısı tam 146 bin arttı. 2022'de 707 bin olan çocuk işçi sayısı geçen yıl 853 bine yükseldi. 1 milyon 880 bin kız çocuğunun 216 bini iş gücü içinde yer alırken 187 bin kız çocuğu ise istihdamda yer aldı. Bu genel tabloyu özelleştirelim. İstanbul’da işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı ilçelerden olan Esenyurt’a gidiyoruz.
"HAYAT GÜNÜBİRLİK AKMIYOR"
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 14 yaşında kuryelik yapan Havin, sabah 8 akşam 7 çalışıyor. Havin çalışmak zorunda olduğu için okula devam edememiş. Hayali avukat olmak. Havin’e Baştar üzerinden çıkan haberleri soruyoruz. Yorumu, “Birçok kişi ekmek bulamazken, biz bir parça ekmek için saatlerce çalışmak zorundaysak birilerinin bu kadar keyif içerisinde olması haksızlık, adaletsizlik” oluyor. Havin’e bayramda tatile gidip gitmediğini soruyoruz. “Yok ne tatili” diyor ve “Siz bırakın yurt dışını biz yaz tatilinde veya bayramlarda ülkenin içinde bile tatil yapamıyoruz. İlçeden bile çıkamıyoruz. Maddi imkan yok ama onun ötesinde tatilimiz yok. Çalışıyoruz. Hayat bizim için ‘günübirlik’ keyiflere göre akmıyor” diye devam ediyor.
Esenyurt Ekmek ve Gül çalışmalarında da yer alan Havin’e "Önümüz 1 Mayıs sen hangi taleplerle meydanda olacaksın?" diye soruyoruz. “Eşit koşullar için” diyor ve devam ediyor: “Çalışmak zorunda kaldığımız için okulu bırakmadığımız bir dünya için 1 Mayıs’ta olacağım. Herkesin temel haklara sahip olabilmesi için alanda olacağım.”
"GENÇ KADINLAR FUHUŞ VE UYUŞTURUCU KISKACINDA"
Şatafatlı hayatlarını göze sokanlara karşı İstanbul’un tek bir ilçesinde bile işçi gençlerin yaşam koşullarını görmek mümkün.
Esenyurt’ta Ekmek ve Gül çalışmasının yürütücülerinden Arjen ise meseleye ilişkin gözlemlerini şöyle aktarıyor:
“Esenyurt’ta iletişimde olduğumuz, birlikte mücadele sürdürdüğümüz genç kadınların hemen hemen hepsi çalışıyor. Ya okurken çalışıyor ya çalışmak için okulu bırakıyor. En önemli derdimiz genç kadınların, liseli arkadaşlarımızın her gün düne göre daha çok fuhşa sürüklenmesi, mecbur bırakılması. Aile baskısı, yoksulluk ve çaresizlik genç kadınları uyuşturucu ve fuhuş kıskacına sürüklüyor. Çalıştığı yerlerde istismara uğruyor, şiddete maruz kalıyor. Gündüz okuyor, gece çalışıyor. Bizlerin günden güne yoksullaştığı koşullarda, bizlerin cebinden çalınan paralarla keyif sürdürenlere karşı eşit, bilimsel ve parasız eğitim hakkımız için 1 Mayıs’ta olacağız.”