Tutum almanın tam zamanı!
Bugün şenliklerin iptal edilmesini isteyenlerle kulüp ve toplulukların faaliyetine ket vuranlar aynı saftalar.

Fotoğraf: Ahmet Akarsu/Evrensel
Enes Kaan TÜRKAN
Erciyes Üniversitesi
Baskıların gölgesinde 1 Mayıs’a doğru gidiyoruz. Son dönemde üniversitemizde sınırlı da olsa deneyimlerle ve eylemliklerle geçti diyebiliriz. Bugün tekrardan mücadelenin önemli bir araç olduğunu unutmadan, bu iki senede ne gibi dersler çıkardık, biraz buna bakacağız.
DEPREMDE KAYBETTİKLERİMİZİ ANMAMIZA KARŞI ÇIKANLAR ÇADIR SATANLARDIR!
6 Şubat Depremi’nde deprem bölgesinde ağır kayıplar yaşadık. Ülkenin önemli bir kısmı seferber olurken bizzat devletin kurumu olan Kızılay’ın çadır sattığını gördük. 2003 yılından bu yana toplanan deprem vergilerine ne olduğu halen bilinemiyor. Bunların yanında Erciyes Üniversitesi kulüp ve toplulukları, öğrencilerin dayanışmasıyla deprem bölgesine çokça yardım kolisi oluşturdu. Öğrencilerin el birliğiyle kurduğu bu dayanışmayı anmak adına felaketin yıldönümünde bir karanfil bırakmak isteyen öğrenciler karşılarında rektörlüğün baskısıyla karşılaştık. Depremde kaybettiğimiz sıra arkadaşlarımızı anmak istememize izin vermeyenlerle çadır satanların aynı yerde olduğunu görmek çok da zor değildir. Elbette alınan karar siyasidir!
LİYAKATSİZ ATAMALARIN SORUMLULARI BUGÜN GELENGİ BAYRAMI’NIN KARŞISINDALAR!
Geçen sene sınırlı üniversitelerin başarabildiği bir öğrenci mezuniyet kutlamasını gerçekleştirdik. Her ne kadar üniversitenin Sabancı Kültür Merkezi’nde yapılmak istenmesine rağmen bunun önünde de engellerle karşılaştık. Önceki senelerde öğrencilerin atama sorununa dair taleplerini dillendirildiği İİBF öğrencilerinin düzenlediği etkinliğin önündeki engeller bugün artmaya devam ediyor. Öğrencilerin el birliğiyle oluşturdukları ve yer yer kendi taleplerini dillendirdiği her alana karşı çıkıyor. Gençlerin atama sorununa karşın liyakati bitirenlerle bugün Gelengi Bayramı’na dair engelleme girişiminde bulunanlar aynı saftalar. Liyakatsiz kadroların yerleştirilmesi gibi bu karar da siyasidir!
KULÜPLERİ İŞLEVSİZ HALE GETİRENLER ÖĞRENCİLERİN BİR ARAYA GELMESİNE KARŞILAR!
Özellikle geçtiğimiz süreçte üniversite içerisinde faaliyet gösteren kulüp ve toplulukların önü kapatılıyor. İşlevini tümüyle yitirmiş olan ÖTK ve ÖFK temsilcileri üniversite içerisindeki gerici ve faşist grupların önünü açmanın aracı haline getirildi. Sanata dair çalışma yürüten kulüp ve toplulukların alanları kısıtlanıyor, tiyatrolarda oynanacak oyunların içeriğine dair sansür politikası uygulanıyor. Kayyum rektörün her politikası gibi gençliğin her alanda bir araya gelmesine, eğlenmesinin bile karşısında yer alıyor. Bugün şenliklerin iptal edilmesini isteyenlerle kulüp ve toplulukların faaliyetine ket vuranlar aynı saftalar. Gençliğin bilimsel, özerk ve demokratik üniversite hakkının gasp edilmesi gibi bu karar da siyasidir!
TARAFIMIZI 1 MAYIS’TA GÖSTERMELİYİZ!
Bunların hepsiyle üniversitenin her alanında karşı karşıya kalıyoruz. Atanan kayyum rektörün bu baskılarının tümünün siyasi olduğunu da unutmayalım. Her alanda üniversite gençliğinin gerici bir kıskacın altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlarla birlikte yaşadığımız her sorunun da politik bir gerekçesi olduğunu görmeliyiz. Umudumuzu kaybetmeden bu kıskaçtan kurtulmalı, bu taleplerimizi 1 Mayıs’ta alanlarda duyurmalıyız. Nitekim yaşadığımız her sorunda hükümetin bir tarafı olduğu gibi biz öğrencilerin de bir tarafının olması bir ihtiyaçtır. Tarafımızı da 1 Mayıs’ta göstermeliyiz!
Evrensel'i Takip Et