EMEP: 1915 unutulmayacak, halkların özgürce yaşayacağı bir ülke için birleşelim
EMEP, Ermeni halkına acılar yaşatan 1915 tehcir ve soykırımının milyonu aşan insanın ölümüne, sürgününe yol açtığını belirterek; “Halkların özgürce yaşayacağı bir ülke için birleşelim” çağrısı yaptı.
Tarlada ölü çocuğun yanında diz çökmüş Ermeni kadın. (Fotoğraf: Wikimedia Commons)
1915 Ermeni tehcir ve soykırımının yıldönümü ile ilgili Emek Partisi (EMEP) tarafından yapılan açıklamada, Ermeni halkına telafi edilemez acılar yaşatan 1915 tehcir ve soykırımının milyonu aşan insanın ölümüne, sürgününe yol açtığı belirtilerek; “Halkların özgürce yaşayacağı bir ülke için birleşelim” çağrısı yapıldı.
1915 tehciri ve kıyımının çok dilli, çok kültürlü, çok dinli nüfusun Türklük üst kimliğinde eritilmesi için yapılan, 20. Yüzyılın ilk hamlelerinden biri olduğu vurgulanan açıklamada; “Dönemin İttihat ve Terakki Hükümeti bu uğurda elini kana bulamaktan çekinmemiştir. Ermeni aydınları ve sosyalistlerinin katliyle başlayan operasyonlar giderek yayılmış ve Ermeniler resmen bu topraklardan ‘temizlenmiştir.’
Osmanlı İmparatorluğu zamanında palazlanan ve azınlık ticaret burjuvazisi kadar güçlü olmayan Türk milli burjuvazisinin sermaye birikiminde Ermenilerin el konulan malları ve mülklerinin, çekilen acıların payı büyüktür” denildi.
”ERMENİLER HALA MİLLİYETÇİ ŞOVEN SİYASETİN DEĞİŞMEYEN DÜŞMAN MOTİFİDİR”
1915’ten bu yana hala Ermenilere yönelik bir ayrımcılığın söz konusu olduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi; “Cumhuriyet dönemi boyunca gelmiş geçmiş bütün iktidarlar için üzerinde konuşulması bir tabu olan tehcir-kıyım konusunda hiçbir özeleştiri verilmediği gibi 1915’e ilişkin resmi tezi yalanlayan kanıtlara sansür uygulanmaya devam edildi.
Hrant Dink’in katliamında bu resmi hava ve desteğin rolü olmuştur.
Ermeniler hala milliyetçi şoven siyasetin değişmeyen düşman motifidir. Devletin standart Türk kimliğinin tarifinde kullanılan dışlama öğelerinden biridir. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan başbakanlığı döneminde bana ‘affedersiniz Ermeni dediler’ diyebilmiştir.
1915’ten başlayarak Türkiye’de yaşayan milliyetlere, azınlıklara yönelik baskı ve zor, linç ve saldırılar iktidarların ‘makbul Türk vatandaşı’ kimliğini beslemek için yapıldı.”
“DEMOKRATİK, BARIŞ İÇİNDE YAŞANAN BİR ÜLKE İÇİN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
“Yine bir yıldönümünde 1915’te ve sonrasında zulme maruz kalan yurttaşlarımızın, kardeşlerimizin acılarını paylaşıyoruz” denilen açıklamada; “Bu ülkede hiçbir topluluğun dili, milliyeti, dini gerekçe gösterilerek bir daha katliamlara, tehcire maruz kalmayacağı demokratik, barış içinde yaşanan, kolektif kimlik ve hakların tanındığı bir ülkeyi kurmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Biliyoruz ki bu katliamlar sınıfsaldır ve işçi sınıfı ve emekçilerin sınıf mücadelesi büyüdükçe tarihe karışacaktır” ifadeleri kullanıldı. (HABER MERKEZİ)