Çorlu Tren Katliamı Davasında karar bekleniyor: Eksik dosyadan adalet çıkmayacak
Çorlu Tren Katliamı Davası avukatı Evren İşler taraflı bilirkişi raporlarıyla gerçek sorumluların yargıdan kaçırıldığını belirterek “Bu koşullarda mahkemeden çıkacak her karar eksik olacak" dedi
Arşiv fotoğraf: DHA
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Edirne Uzunköprü-İstanbul Halkalı güzergahındaki trenin raylardan çıkmasıyla yaşanan 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 349 kişinin de yaralandığı katliama ilişkin davada yarın karar çıkması bekleniyor. Dava süreci boyunca katliama neden olan ihmaller zincirinin sıralanmasına rağmen dava dosyasında ne tek bir tutuklu sanık var ne de üst düzey sorumluların adı.
Dava süreci boyunca ailelerin ısrarla dile getirdiği suçun niteliğinin olası kasta çevrilmesi talebi de reddedildi. 29 Şubat’ta görülen son duruşma hukuksuzluk silsilesini taçlandırır biçimde beş dakika bile sürmedi. Erteleme gerekçesi dava heyetinde bulunan hakimlerden birinin “sağlık raporu” oldu. Yeni duruşma tarihi yerel seçimlerin sonrasına belirlendi. 5 dakikalık oldubittiye getirilen duruşmada açıklanmayan kararın yarın açıklanması bekleniyor. “Bir daha yaşanmasın” diyerek 6 yıldır adalet mücadelesi yürüten ailelerden Mısra Öz ve dava Avukatı Evren İşler gelinen aşamayı gazetemize anlattı.
“ARTIK TUTUKLU SANIK GÖRMEK İSTİYORUZ”
Önceki duruşmada yaşananları değerlendiren Mısra Öz, “Hangi sanığa ne ceza verileceğine dair ‘pazarlık’ bitmediğinden” bir karar çıkmadığını ifade etti: “Takdir edersiniz ki zaten karar ortada. Bir hafta sonraya da erteleyebilecekken iki ay sonraya erteledi duruşmayı” ifadelerini kullandı.
6 yıllık yargılama sürecinde tamamlanmayan eksiklere dikkat çeken Öz, mevcut sanıklar açısından ihmaller ve eksikler olduğunu ancak esas eksiğin, katliamdan sorumlu TCDD bürokratlarının yargılama sürecine hiç dahil edilmemesi olduğunu vurguladı.
Mahkemenin sorumluları gayet iyi bildiğini, birkaç gün hapis yatan Mümin Karasu hariç hiçbir sanığın tutuklu yargılanmadığını vurgulayan Öz, “Artık birilerinin ceza aldığını görmek istiyoruz. Umarım artık adalet adına gerçek bir karar verilir” dedi.
“GELİNEN SÜREÇ YARGI ÜZERİNDEKİ BASKIYI GÖSTERİYOR”
Çorlu davasının avukatlarından Evren İşler ise son duruşmayı hatırlatarak, “Bu bir yandan alıştığımız bir yandan da kabul etmekte zorlandığımız bir durum. Karar celsesi olarak gittik ama hakimlerden birinin izinli olduğu gerekçesiyle açıldığı anda kapanan bir duruşma yaptık. Duruşma kısa bir süre sonraya bırakılabilecekken 25 Nisan’a ertelendi. Bu yargının ne denli baskı altında tutulduğunu bir kere daha gösterdi” dedi.
Dosyada TCDD yönetiminin ısrarla korunduğunu vurgulayan İşler, taraflı bilirkişi raporlarıyla gerçek sorumluların yargıdan kaçırılmaya çalışıldığını söyledi. Bu koşullarda mahkemeden çıkacak her kararın eksik olacağının, TCDD Genel Müdürlüğünün yargılanmadığının altını çizen İşler, “Delillerin hepsi olası kastla insan öldürme suçunun işlendiğini ortaya koyuyor. Bizim yargıdan tek beklentimiz baskı altında kalmadan, dosyanın gerçeğine göre karar vermesi ve sorumlular hakkında olası kastla insan öldürme suçundan hüküm kurması” diye konuştu.
ÇALIŞAN EKSİKTİ, BAKIM İŞİ İPTAL EDİLMİŞTİ
Yalnızca 69 gün hizmet veren tren hattında yaşanan kazanın ardından ortaya saçılan ihmallerden bazıları şöyle:
- Trene kapasitesinin üzerinde çok sayıda ayakta yolcu alındı.
- Menfezler ve boru geçişlerin kapasiteleri yetersizdi, toprak altında kalan boru geçişleri çalışmıyordu.
- Beş görev bekçisi olması gereken 138 kilometrelik mıntıkada sadece bir yol bekçisi vardı.
- Menfez bakımı için açılan ihalenin ödenek tahsisi yapılmamış; bakım işi iptal edilmişti.
TEK SANIK YALNIZCA 50 GÜN TUTUKLU KALDI
Yüksek düzey sorumluların da yargılanmasını gerektiren ihmallere karşı memur ve yerel amir düzeyinde 4 kişi hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçuyla yargılama başladı. Ailelerin ısrarlı mücadelesiyle 9 kişi daha yargılama sürecine dahil edildi. Yargılama boyunca 13 sanıktan yalnızca biri, TCDD Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu tutuklandı ve yalnızca 50 gün cezaevinde kaldı. Başsavcılık dahil hattın hizmete hazır olmadan açıldığı defalarca söylense de suç niteliği bilinçli taksirle sınırlı kaldı, olası kasttan yargılama talebi yok sayıldı.