25 Nisan 2024 14:38
/
Güncelleme: 26 Nisan 2024 10:59

Çorlu Tren Katliamı davasında karar açıklandı: 4 sanık tutuklanarak cezaevine gönderildi

25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu Tren Katliamı Davası'nda 6 yıl sonra karar çıktı. TCDD yetkilisi 4 sanık hakkında bilinçli taksirden ceza verilip tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Çorlu Tren Katliamı davasında karar açıklandı: 4 sanık tutuklanarak cezaevine gönderildi

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu Tren Katliamı Davası'nda 6 yıl sonra 20’nci duruşmada karar çıktı.  Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, kaza sırasında TCDD Bölge Müdürü olan Nihat Aslan'a 15 yıl, Bölge Bakım Müdürü olan Mümin Karasu'ya 17.5, Bölge Müdür Yardımcısı Levent Meriçli'ye 9 yıl 2 ay Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat'a 13 yıl 9 ay bilinçli taksirden hapis cezaları vererek tutuklanmalarına karar verdi. Sanıklar tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 20'nci ve karar duruşması, Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

7'si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği kazanın son duruşmasında dava, üye hakimin duruşma sabahı sağlık raporu alması sebebiyle seçim sonrasına ertelenmişti.

Karar duruşması öncesi tren katliamında hayatını kaybedenlerin yakınları ve diğer mağdurlar buluşarak Çorlu Halk Eğitim Merkezine doğru yürüyüşe geçti.

Çorlu tren kazasında hayatını kaybedenlerin aileleri dava öncesi yürürken

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Alilerinin yürüyüşü sonrası Çorlu Halk Eğitim Merkezi'ndeki duruşma salonuna geçildi. 

Mahkeme sanıklara son sözlerini sordu. Sanıklar Nihat Aslan, Muammer Meriçli, Nizamettin Aras, Levent Kaytan, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Turgut Kurt, Deniz Parlak, Kubilay Başkaya, Özkan Polat, Çetin Yıldırım, Celallettin Çabuk beyanlarını tekrar ederek beraat talep etti.

Mümin Karasu ise "Ek iddianame ve mütalaa görevini yapanı cezalandırıyor, yapmayanı ödüllendiriliyor" diyerek görevini yaptığını iddia edip beraatini talep etti.

Mahkeme kararını açıklamak üzere duruşmaya 20 dakika ara verdi.

Ara sonrası duruşma salonuna gelen mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme, taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına sebep olma suçundan yargılanan sanıklar hakkında şu kararları verdi:

Dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan'ın 'taksirle birden dazla kişinin ölüme yol açtığı' gerekçesiyle suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar, zaman ve yer önem ve değeri, 5237 sayılı TCK’nın 22/4 uyarınca temel cezanın alt cezadan uzaklaşılması süresince sanığın 12 yıl hapisle cezalandırmasına, verilen cezanın bilinçli taksirin oluşumu nedeniye 1/2 oranında artırılarak 18 yıla çıkarılmasına, cezasından 1/6 oranında indirilerek 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli'ye verilen 11 yıl hapis cezası adli sicil kaydına göre takdir indirimi ile 9 yıl 2 aya indirildi.

Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu'ya verilen 21 yıl hapis cezası adli sicilden dolayı takdir indirimi ile 17 yıl 6 ay hapis cezasına düşürüldü.

Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras'a verilen 10 yıl hapis cezası adli sicilden dolayı takdir indirimi yapılarak 8 yıl 4 aya düşürüldü.

Mühendis Tevfik Baran Önder'e verilen 12 yıl hapis cezası, adli sicilden dolayı indirim verilerek 10 yıl hapis cezasına çevrildi.

Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt'a bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 19 yıl hapis cezası verildi. Sicil kaydı takdir indirimi yapılarak cezası 16 yıl 3 aya indirildi.

Mühendis Deniz Parlak'a verilen 11 yıl hapis cezası, adli sicilden dolayı indirim uygulanarak 9 yıl 2 aya düşürüldü.

Mühendis Kubilay Başkaya'ya verilen 11 yıl hapis cezası, adli sicil kaydından dolayı indirim uygulanarak 9 yıl 2 ay hapis cezasına çevrildi.

Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat'a verilen 11 yıl hapis cezası 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan önce 16 yıla, ardından da adli sicil indirimi uygulanalarak 13 yıl 9 ay hapis cezasına indirildi.

Sanıklar Levent Kaytan, Burhan Ortancıl, Çetin Yıldırım ve Celalettin Çabuk'un da ayrı ayrı beraatlarine karar verildi.

"ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER SANIK KOLTUĞUNA OTURANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ"

Çorlu Tran katliamı davası sonrası açıklama

Fotoğraf; DHA

Duruşma sonrasında yapılan açıklamalarda aileler kamu görevlilerinin bir kısmının ceza almasının umut verici olduğunu ancak üst düzey yöneticiler sanık koltuğuna oturuncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.

"BİZ ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN PEŞİNDEYİZ"

Faciada oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, “Bu dava sürecinde bu yolları 10 kişi yürüdüğümüzü de biliyoruz, bugün sokakları doldurarak yürüdüğümüze de şahit olduk. Ama önemli olan adaletin sağlanmasıydı. Türkiye’de artık suçlu olan herkesin cezalandırılarak birtakım katliamların önüne geçilmesini istiyoruz” dedi. 

Kararın mücadelelerinde bir başlangıç olduğuna dikkat çeken Öz, “Biz TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın peşindeyiz. Biz genel müdür yardımcısı Ali İhsan Uygun’un peşindeyiz. Umarım bundan sonra birlik olarak daha da güçlü bir biçimde herkese sorumlulara çanak tutanlara en başta bu ülkeyi bu hale getirenlere hesap sorarız” diye konuştu.

Kazada kızı Bihter Bilgin ile kız kardeşleri Emel Duman, Derya Kurtulmuş ile 6 aylık yeğeni Beren Kurtulmuş'u kaybeden Zeliha Bilgin de “Üst düzey yöneticiler yargılanmadığı sürece Çorlu Tren Katliamı davası kapanmayacaktır. Bugün içimize serpilen suda emeği olan herkese sonsuz teşekkürler. Birlikten mücadele doğdu. Hepimize kutlu olsun” ifadelerini kullandı. 

"ASIL SORUMLULAR HALEN YARGILANMADI"

CHP Genel Başkanı Özel ise “Bugün burada çok büyük bir kalabalıkla mağdurlara umut olan, hakkı yenenlere örnek olan bu ailelerin önünde saygıyla eğiliyoruz. Belki de ilk kez kamu görevlilerinin ceza aldığı, cezasızlık kültürünün ilk kez geriletildiği, ülkeyi yönetenlerin 'Kamu görevlime dokundurmam, yoksa sözümü dinlemezler' mantığıyla hiçbirini feda etmeyenler karşısında halkın göstermiş olduğu büyük dayanışma karşısında geri adım attıklarını görüyoruz. Sadece bölge müdürlükleri nezdindeki cezalar, ilk adımdır ama yeterli değildir” dedi. TİP Milletvekili Ahmet Şık da kararın yeterli olmadığını, sorumlu herkesten hesap sorulacağını vurguladı.

"ÜST DÜZEY BÜROKRATLAR HENÜZ YARGILANMIŞ DEĞİL" 

Karar sonrası gazetemize konuşan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan şöyle dedi: “Bugün verilen kararda tamamen bir adalet sağlandı diyemeyiz. Bu kararın verilmesinde yıllardır davayı takip eden ailelerin, avukatların, baroların bir payı var. Ancak bugün burada alt düzey birkaç tane bürokratın tutuklanması önemli ama yıllardır süren davada aileler adalet talep etti. Dönemin Bakanı, üst düzey bürokratları halen yargılanmış değil”

4 SANIK TUTUKLANDI

Çorlu Tren faciası davasında tutuklanan sanıklar

Fotoğraf: DHA

Mahkeme Dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurtve Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat''ın tutuklanmasına karar verdi.

Haklarında tutuklama kararı verilen Mümin Karasu, Nihat Aslan, Turgut Kurt ve Özkan Polat, duruşmanın ardından polis tarafından gözaltına alındı. Çorlu Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen 4 sanık, tutuklama kararı doğrultusunda Tekirdağ 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na götürüldü.

ÜST DÜZEY SORUMLULAR YARGILANMADI

Kazaya ilişkin Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonrası hazırlanan iddianamede sorumlu bakanlık yetkilileri ile TCDD’nin üst düzey bürokratlarına yer verilmemişti. Aileler soruşturma aşamasında dönemin Ulaştırma Ve Altyapı Bakanı dahil bakanlık yetkilileri ve dönemin TCDD Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcıları dahil üst düzey TCDD bürokratlarının yargılanmalarını istedi. Savcı, bakanlık yetkilileri ve üst yöneticiler için kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi; dört kişi hakkında hazırladığı iddianameyi mahkemeye sundu.

Bakanlık yetkilileri ve TCDD’nin üst düzey bürokratları için koruma zırhı anlamına gelen bu karar üzerine aileler Anayasa Mahkemesine başvurdu. Aileler başvurularında katliamın öngörülebilir olduğunu, kazanın gerçekleşmesinde üst düzey yöneticiler dahil kamu görevlilerinin ağır ve ciddi ihmallerinin bulunduğunu, 19 Şubat 2019’da savcılığın verdiği kovuşturmaya yer olmadığına yönelik kararın üst düzey yetkililer hakkında etkili soruşturma yürütülmediğini gösterdiğini, delillerin toplanmadığını, ihmali olan tüm kamu görevlilerinin tespit edilmediğini vurguladı. AYM ise hukuk yollarının tüketilmediğini belirterek başvuruyu reddetti.

Üst düzey sorumluların da yargılanmasını gerektiren ihmallere karşı memur ve yerel amir düzeyinde 4 kişi hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçuyla yargılama başladı. Ailelerin ısrarlı mücadelesiyle 9 kişi daha yargılama sürecine dahil edildi. Yargılama aşamasında 13 sanıktan yalnızca biri, TCDD Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu tutuklandı ve yalnızca 50 gün cezaevinde kaldı. Başsavcılık dahil hattın hizmete hazır olmadan açıldığı defalarca söylense de suç niteliği bilinçli taksirle sınırlı kaldı, olası kasttan yargılama talebi yok sayıldı.

‘Yol bekçiliği sisteminin kaldırılmasına ilişkin’ kararda imzası bulunan dönemin AKP Milletvekili Süleyman Karaman; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın ve TCDD Yöneticileri Şükrü Kutlu ve Ümit Ulvi Canik de sorumluluğu olmasına rağmen hakim karşısına çıkarılmayanlar arasında yer alıyor.

KATLİAMIN YOLUNU AÇAN İHMALLER

Soruşturma ve yargılama sürecinde ortaya çıkan bazı bilgiler ise katliamın göz göre göre geldiğini ortaya koydu. O ihmallerden bazıları şöyle:

- Menfez bakımı için açılan ihalenin ödenek tahsisi yapılmamış, bakım işi iptal edilmişti.

- Beş görev bekçisi olması gereken 138 kilometrelik mıntıkada sadece bir yol bekçisi vardı.

- Menfezler ve boru geçişlerin kapasiteleri yetersizdi, toprak altında kalan boru geçişleri çalışmıyordu.

- Trene kapasitesinin üzerinde çok sayıda ayakta yolcu alındı.

TREN KAZALARINDA CEZASIZLIK YENİ DEĞİL

AKP iktidarı döneminde 5 büyük ölümlü tren kazası yaşandı. Pamukova ile başlayan tren kazalarının sonuncusu Çorlu Katliamı oldu. Bu kazalarda 92 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Kazalara ilişkin dava süreçlerinde bilirkişi raporlarına yansıyan ihmaller yok sayıldı; alt kademedeki kamu görevlilerine verilen göstermelik cezalarla dosyalar kapatıldı. Üst düzey TCDD yetkililerine ilişkin ise bir yargılama yapılmadı.

PAMUKOVA: SEÇİM ŞOVU İÇİN 41 KİŞİ ÖLDÜ

22 Temmuz 2004’te İstanbul-Ankara seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı hızlandırılmış tren, Sakarya’nın Pamukova ilçesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazada 41 kişi öldü, 89 kişi yaralandı. Hızlandırılmış tren seçim şovu için eksiklere rağmen sefere başlatılmıştı. Bilirkişi incelemesinde yol tamiratlarının yapılmaması ve sinyalizasyon hatası nedeniyle TCDD 8’de 4 oranında kusurlu bulunmuştu. 10 yıl süren yargılama sonunda sadece makinistlere ceza verildi.

2004 GEBZE: ‘KARA YOLLARINDA 5 BİN KİŞİ ÖLÜYOR’ SAVUNMASI

11 Ağustos 2004’te İstanbul-Adapazarı seferini yapan Adapazarı Ekspresi ve Ankara-İstanbul seferini yapan Başkent Ekspresi, Kocaeli Gebze’de kafa kafaya çarpıştı. 8 kişi öldü, 88 kişi yaralandı. Kaza sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım “İstifa edecek misiniz?​” sorusuna “Düşünmüyorum, kara yollarında yılda 5 bin kişi ölüyor” diye yanıt verdi.

2008 KÜTAHYA: YOLCULAR DONMA TEHLİKESİ GEÇİRDİ

27 Ocak 2008’de İstanbul-Denizli seferini yapan Pamukkale Ekspresi Çöğürler-Değirmenözü istasyonları arasında seyrederken raydan çıktı. 9 kişi öldü, 37 kişi yaralandı. Kaza sonrası trenin ısınma sistemi devre dışı kaldı, yolcular eksi 12 derecede donma tehlikesi yaşadı.

2018 MARŞANDİZ: 9 KİŞİ ÖLDÜ, TEK BÜROKRAT YARGILANMADI

13 Aralık 2018’de Ankara-Konya seferini yapan yüksek hızlı tren Marşandiz istasyonunda kaza yaptı. 3’ü makinist; 9 kişinin yaşamını yitirdi, 92 kişi yaralandı. Kazanın sinyalizasyon sistemi bitmeden seferlerin başlatılması nedeniyle yaşandığı ortaya çıktı. Dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan “Sinyalizasyon sistemi, demir yolu işletmeciliği için olmazsa olmaz değil” dedi.

Bilirkişi raporunda Dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın, TCDD Genel Müdür Yardımcıları Ali İhsan Uygun ve İsmail Çağlar kusurlu bulundu. Savcılığın bu isimler için istediği soruşturma talebi Bakanlık tarafından reddedildi.

DEMİR YOLLARINDA ÖZELLEŞTİRME KAZALARI ARTIRACAK

Öte yandan demir yollarında yaşanan kazalarla TCDD’nin özelleştirilmesine dönük adımla arasında da önemli bağlar var. AKP’li yıllarda adım adım TCDD’nin özelleştirilmesine girişildi. Özelleştirme adımları TCDD’ye bağlı hastane, dikimevi, meslek lisesi gibi kurumların satılması, devredilmesi ya da kapatılması ile başladı. TCDD’nin Mersin, Samsun, Bandırma, İskenderun, Derince’de işlettiği limanlar özelleştirildi. Limanlar AKP iktidarı boyunca sayısız ihale alan Limak, Filyos Limanında 40 işçiyi işten çıkaran Ceynak gibi şirketlere satıldı.

2011’de çıkarılan 655 sayılı KHK ile demir yolu işletmeciliği de piyasaya açıldı; üçüncü şahısların kendi lokomotifi, personeli ve vagonu olduğu durumda tren işletebilmesinin önü açıldı. 2013 yılında 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Kanunu çıkarıldı. Kanun’un amacı TCDD’nin demir yolu altyapı işletmecisi olarak yapılandırılması, TCDD Taşımacılık AŞ adıyla demir yolu tren işletmecisi olarak bir şirket kurulması, kamu tüzel kişileri ile ticaret siciline kayıtlı şirketlerin demir yolu altyapısı inşa etmesi ve bu altyapının kullanılması, kamu tüzel kişileri ile ticaret siciline kayıtlı şirketlerin demir yolu altyapı işletmeciliği ve demir yolu tren işletmeciliği yapabilmesi olarak belirtildi. 1 Ocak 2017’de TCDD Taşımacılık AŞ kurularak altyapı ve taşımacılık hizmetleri ayrıştırıldı.

Son olarak 16 Şubat 2024 tarihli Resmi Gazete’deki yönetmelik değişikliği ile TCDD bünyesindeki tüm hizmetlerin özelleştirilmesi için zemin hazırlandı. Taşımacılık faaliyeti yanında gişe, acente hizmetleri, manevra hizmetleri de şirketlere verilmek isteniyor.

TCDD’de örgütlü olan BTS özelleştirmelerin kâr odaklı hizmet anlayışının önünü açacağını; maliyetlerin düşürülmesini esas alan bu anlayışın ise demir yollarındaki kazalarda artışa neden olacağını; iş güvenliğini ortadan kaldıracağını ifade ediyor.

ÖZELLEŞTİRME ULUSLARARASI TEKELLERİN TALEBİ

Son yıllarda demir yolu özelleştirmelerine hız verilmesinin en temel nedeni ise uluslararası tekellerin ihtiyaçları ve AKP iktidarının Türkiye’yi ‘lojistik hub’ yapma stratejisiyle alakalı. İktidarının ilk yıllarında kara yolu yatırımlarına ağırlık veren AKP’nin hedefi önümüzdeki yıllarda 8 bin 500 kilometre yeni ray döşemek. 6 bin 425 kilometresi meta taşımacılığı için yapılacak. 2053’e dek 110 milyar dolar ulaşım yatırımının 82 milyar doları demir yoluna ayrıldı. İktidarın bu yönelimine MÜSİAD ve TÜSİAD da tam destek veriyor.

Çin’den Almanya’ya, Libya’dan Kanada’ya Anadolu’yu tedarik ağlarının geçiş noktası haline getirmek için atılan bu adımlar uluslararası tekellere kan pompalama amacı taşırken; oluşan rant alanı, Türkiye’nin yabancı sermayeye bağımlılığının da artması anlamına gelecek.

Evrensel'i Takip Et