Dışarıya rektör, içeriye diktatör
Türkiye’de yasaklarıyla meşhur üniversite yönetimlerinin ABD’deki üniversitelerde Filistin’e destek eylemlerine yönelik müdahalelere “Akademik özgürlük için endişe verici” demesi tepki topladı.
Fotoğraflar: AA ve ODTÜ Medya Topluluğu
Merve TUR
İstanbul
Türkiye’de birçok üniversite yönetiminin ABD’deki üniversitelerde yapılan Filistin’e destek eylemlerine yönelik müdahalelere “Akademik özgürlük için endişe verici” diyerek tepki göstermesi, yıllardır üniversitelerdeki baskı ve yasakları gündeme getirdi.
ABD’de Columbia Üniversitesinde başlayan ve ülkenin farklı eyaletlerindeki eylemler birçok üniversiteye yayıldı. Columbia Üniversitesinde başlayan ve kısa sürede New York Üniversitesi (NYU), New School, Stanford, Yale, MIT ve Texas gibi ülkenin önemli üniversitelerine yayılan Filistin’e destek eylemleri büyüyerek devam ediyor. Birçok öğrencinin gözaltına alındığı eylemlerde ABD’deki Emory Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Noelle McAfee de gözaltına alındı.
REKTÖRLERDEN İKİYÜZLÜ TUTUM
Protestoların engellenmesine ve öğrencilerin gözaltına alınmasına Türkiye’den birçok üniversite de sosyal medya paylaşımlarıyla tepki gösterdi. Gazze eylemlerinin ABD’de engellenmesini ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), Gazi Üniversitesi, Artvin Çoruh Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi gibi birçok üniversite yönetiminin “Akademik özgürlük için endişe verici” bulması ise dikkat çekti.
KAYYUM İNCİ: AKADEMİK ÖZGÜRLÜK İÇİN ENDİŞE VERİCİ
Gazze’deki İsrail şiddetini protesto eden ABD’deki Emory Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Noelle McAfee’nin gözaltına alındığı görüntüleri X hesabından paylaşan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü İnci, videoya eklediği İngilizce notta, görüntülerin akademik özgürlüğün durumu için endişe verici olduğunu ve saygın akademik kurumların itibarına gölge düşürdüğünü ifade etti. Paylaşımını yorumlara kapatan İnci’nin mesajını yeniden paylaşan birçok sosyal medya kullanıcısı öncelikle kendi okulundaki antidemokratik uygulamalara son vermesini istedi. Demokratik talepleri nedeniyle üniversiteye girmeleri dahi engellenen öğrenciler, İnci’ye paylaşımı üzerinden tepki gösterdi.
Tepkilerin ardından İnci, sosyal medya hesabından açıklama paylaştı. İnci, Boğaziçi Üniversitesinde Akademisyenlerin ‘Demokratik, özgür ve özerk üniversite’ talebiyle 3 yıl önce başlatıkları direnişi, "küçük bir elitist grubun eylemleri" olarak nitelendirdi.
İnci açıklamasına şu şekilde devam etti: "Üniversitemizde haketmedikleri bir takım imtiyazlar talep eden, yönetici koltuklarını kendi özel mülkü zanneden ve bunlar elinden alınınca öğrencilerimizi kendi iktidar mücadelesine alet etmeye çalışan ve kendi ihtirasları için Üniversitemize saldıranların, bugün ABD kampüslerinde Gazze’de yaşanan soykırıma karşı barışçıl yollardan seslerini yükselten kahraman öğrencilerle hiç bir ilgisi yoktur. Kendi çıkarları için kendi üniversitelerini itibarsızlaştırmaktan başka gündemi olmayan bu kişileri, en azından İsrail vahşetine karşı duran insanları kendi amaçlarına alet etmeyecekleri bir vicdani vasata davet ediyorum."
İTÜ HOCALARA SORUŞTURMA AÇMIŞTI
ABD üniversitelerini sosyal medya paylaşımıyla kınayan İTÜ, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atıp tüm dünyada barışı savunan 30’u aşkın akademisyen hakkında soruşturma başlatmıştı.
ODTÜ KINIYOR AMA STADYUMU BİLE YASAKLIYOR
ODTÜ ise sosyal medyada yaptığı paylaşımda “Üniversite öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepkiye karşı gösterilen orantısız tepkiyi temel insan hakları ve akademik özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak kabul ediyor, derin bir üzüntü duyuyor ve şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı. Fakat “akademik özgürlükten” bahseden ODTÜ, bugünlerde bahar şenliğinin iki güne indirilmesi ve Devrim Sahnesinin şenlik programında yer almaması kararına karşı yüzlerce öğrencinin Rektörlük binasına yürümesiyle gündemde. Ayrıca birçok öğrenci hakkında yapılan eylem ve etkinlikler nedeniyle son yıllarda disiplin soruşturması açıldı.
YTÜ'DE EYLEM YASAK
İstanbul Üniversitesinde ise öğrenciler 2021’de ülkücü bir grubun saldırı girişimi üzerine Hukuk Fakültesi Kütüphanesinde mahsur kalmıştı. Geçen sene de ise Kocaeli Üniversitesindeyken kadın öğrencisini darbeden Prof. Dr. Bülent A’nın İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsüne atanması tepkilere neden olmuştu.
ABD’de gerçekleşen Gazze eylemlerine destekte bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) geçtiğimiz aylarda sosyal medyada yayımladığı bir yazıyla öğrencilerin eylem, gösteri, toplanma vs. gerçekleştirmesini yasaklamıştı.
İSRAİL'DEKİ EN BÜYÜK TÜRKİYELİ SERMAYE GRUBUYLA İŞ BİRLİĞİ
Filistin için Bin Genç Hareketi ise daha üç gün önce İsrail’deki en büyük Türkiyeli sermaye grubu olan Zorlu Holdingin Bahçeşehir Üniversitesindeki etkinliğini protesto etmişti. ABD’deki akademik özgürlüğü eleştiren Marmara Üniversitesi de haziran 2023’te yargı kararıyla görevine iade edilen ve buna dair kararı kasım 2023’te istinafta onanan Barış Akademisyeni Hülya Dinçer’in göreve başlamasına engel olmuştu.
EĞİTİM SEN: GENÇLER GELECEĞE SAHİP ÇIKIYOR
Üniversite yönetimlerinin baskıcı uygulamalarına karşın ABD’deki eylemler karşısında “akademik özgürlüğü” savunmasına ilişkin konuşan Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş, “Protestoların sürdüğü üniversitelerdeki öğrenciler dünyanın da geleceğine şekil verebilecek düzeydeler. Gençlik, Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyadaki savaşların bir an önce durdurulmasını istiyor. Gençlik herhangi bir ülkenin, başka bir ülkenin işleyişine emperyalist müdahalesinin olmaması gerektiğine dair bir çıkarımda, yaklaşımda bulunuyor. Bu aslında geleceğe dair bir talep” dedi.
Türkiye’de Barış İçin Akademisyenlerin bildirisine imza attıkları için ihraç edilen akademisyenleri hatırlatan İldeş, “Akademisyenler belli bir coğrafya için değil, tüm dünya için ‘Savaşı durdurun’ çağrısında bulunmuştu. Fakat bu durum Türkiye’de akademisyenlerin ihraç edilmesiyle karşılık bulmuştu. Bu yüzden de üniversitelerin ABD’ye karşı olan bu tutumu da hiç samimi değil” diye konuştu.