27 Nisan 2024 12:24
Son Güncellenme Tarihi: 27 Nisan 2024 16:08

Binlerce avukat başkentten haykırdı: Mesleğimiz ve bağımsız yargı için tek vücuduz

Türkiye Barolar Birliği'nin çağrısıyla, "Şiddete ve angaryaya karşı meslek onurunu ve emeği savunmak" şiarıyla avukatlar miting yaptı.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

Türkiye Barolar Birliği'nin çağrısıyla, binlerce avukat 'Büyük Savunma Mitingi'nde bir araya geldi. Birlik Başkanı Erinç Sağkan, “Bölünmedik, ayrışmadık, mesleğimiz, meslektaşlarımız ve bağımsız yargı için tek vücuduz" dedi. Katılımın yoğun olduğu Türkiye Barolar Birliği önünde avukatlar miting alanına yürüyüş yaptı. Avukatlar, yürüyüşte sık sık “Savunma susmadı, susmayacak”, “Eşit işe eşit ücret”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı. Avukatlar, 'Can Atalay'a özgürlük', 'Demirtaş'a özgürlük' ve Tahir Elçi'nin fotoğrafının bulunduğu pankartlarıyla alana giriş yaparken, “AYM kararları uygulansın”, “Savunmayı savunuyoruz”, “Eşit işe eşit ücret”, “Avukat güvende değilse yurttaş tehlikede” dövizleri taşıdı.

“EMEĞİMİZ SÖMÜRÜLÜYOR”

Genç Avukatlar Çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, "Biz mesleğin geleceğiz. Genç avukatlar olarak ekonomik sorunların çözümü için halkın refah seviyesinin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Emekle orantısız angarya ücretlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Hak edilen ücretlerin ödenmemesi, geç ödenmesi ve kesilmesiyle emeğimiz sömürülüyor. Mesleki sorunların çözümü adına, hiçbir zaman susmadık susmayacağız” denildi. Mitingte konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan, avukatların hayatını hak mücadelesine adadığını vurgulayarak, “Anayasal düzeni korumak, Cumhuriyet hukukuna ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak görevini ruhunda ve vicdanlarında taşıyanlarız. İnsan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerini temel alan Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmayı sorumluluğu ve zorunluluğu olarak gören hak savunucularıyız. Adaletten başka kimsesi olmayan herkes için, istismara uğrayan çocuklar için, çocuk işçiler için, emeği sömürülen yurttaşlarımız için, kitlesel bir cinnet hâlinin hedefi olan kadınlar için, kurutulmuş göller ve kesilen zeytinlikler için, doğa için, hayvanlar için ve kısaca hukukun tesisinden başka hiçbir ihtimali olmayan herkes için vekiliz ve ‘vekaleten’ buradayız” dedi.

“AVUKAT CİNAYETLERİNİ SIRADANLAŞTIRMAYACAĞIZ”

Avukatların ve avukatlığın fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak ağır tehdit ve tehlike altında olduğuna dikkat çeken Sağkan, katledilen avukatlar için burada olduklarını ifade etti. Avukat cinayetlerinin sıradanlaştırılmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Sağkan, “Yaşayacağız; korkunun, tahakkümün, hukuksuzluğun ve kötülüğe ait ne varsa onun inadına, onu ortadan kaldırmak için yaşayacağız ve her sabah o cübbemizi yeniden, aynı şevk ve aynı dirençle yeniden giyeceğiz” dedi. Avukatlığın ağır bir ekonomik tehdit altında olduğunu vurgulayan Sağkan şöyle devam etti: “Bu tehdit, stajyer meslektaşımdan genç meslektaşlarıma, kamuda görev yapan meslektaşlarımdan bütünsel olarak tüm avukatlara sirayet etmiş ve mesleğimizin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur. Meslektaşlarımız yaşadıkları ekonomik sıkıntıları dile getirmekten bile utanıyorlar. CMK görevini hakkıyla yerine getirerek insan onurunu ve adil yargılanma hakkını teminat altına alırken sosyal güvenlik primini ödeyememenin ayıbını, başkaları adına üzerlerine alıp susuyorlar. Bugün biz, bu sefalet ücretlerinin ayıbını üstlenmeyeceğimizi göstermek için buradayız. Mesleğimize yönelen her türlü tehdidin altında yatan itibarsızlaştırma çabasının açık ve örtük sonuçlarının farkındayız. Bu politikanın bir diğer sonucu, avukatın yoksullaştırılmasıdır. Bilinsin ki, yoksullaşan avukat değil, aslında adaletin ta kendisidir. Çünkü avukatlık; insan onurunun teminat altına alınmasında asli öneme sahip bir kamu hizmetidir. Talebimiz net: Eşit işe eşit ücret ve angaryaya son verilmesi. Mesleğimizin onuru için verdiğimiz bu mücadelede sonuna kadar ısrarcıyız.”

Yargı bağımsızlığından ekonomik sömürü düzenine, meslek sorunlarının kaynağının makro düzeyde ve sistematik bir biçimde üretildiğini belirten Sağkan, “Kaynağı makro düzeyde olan sorunların çözümünün de makro düzeyde olacağı, haliyle, avukatların meslek sorunlarının bireysel elverişsizlikler değil ulusal boyutta memleket meseleleri olduğu da bu ülkenin politika üreten otoriteleri tarafından artık anlaşılmalıdır. İşte bunu tekrar ve tekrar anlatmak için buradayız. Tam 4 yıl önce, yine bir arada yine omuz omuzaydık. Dört yıl önce savunmanın bağımsızlığı için mücadele eden ve şehir dışından gelen baro başkanlarımızın Ankara'ya girişleri engellenmeye çalışılmıştı; Kuğulu Park'ta abluka altına alınmıştık. O gün ‘Belki kanunu çıkarabilirsiniz ama bizler hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını ve insan haklarını savunmaya devam edeceğiz’ demiştik. İşte bugün yine buradayız. Bölünmedik, ayrışmadık, mesleğimiz, meslektaşlarımız ve bağımsız yargı için tek vücuduz” dedi.

“YARGI BAĞIMSIZLIĞINI SAVUNMAK İÇİN BURADAYIZ”

Ülkede AİHM kararlarının, AYM kararlarının uygulanmadığı bir dönemin yaşandığını ifade eden Sağkan, “Sayılar ve istatistiki veriler üzerinden bir değerlendirme yapamayız. Çünkü tek bir dosyaya ilişkin kararın uygulanmaması bile yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü bakımından büyük bir kaygı duymak için yeterlidir. Henüz geçtiğimiz kasım ayında Anayasa Mahkemesi önünde, hukukun ve anayasanın üstünlüğünü savunmak için bir aradaydık. Anayasa Mahkemesinin meslektaşımız Can Atalay hakkında verdiği kararın bağlayıcılığını anlatmaya çalıştık. Ne yazık ki, geldiğimiz noktada meslektaşımız Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen hâlâ cezaevinde tutuluyor. Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor, anayasasızlaşmaya doğru yol alınıyor. Ülkemizde bağımsız yargının, adil yargılanma hakkının, hukukun üstünlüğünün en güçlü savunucusu her zaman biz avukatlar olduk. Yine bugün de hukuk devleti için, yargı bağımsızlığını savunmak için buradayız” ifadelerini kullandı.

“GÜCÜMÜZÜ BİRLİĞİMİZDEN ALIYORUZ”

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, “Yasa devletini bile arar haline geldik. Savunma ve savunmanın örgütünü etkisizleştirmek için yapmadıkları kalmadı. Eğitim kalitesini düşürdüler. İşsizler ordusu yarattılar. Asgari ücretin altında yaşamaya zorladılar. Yandaş baro yaratarak bize diz çöktüreceklerdi. Dara düşen herkesin umudu olduk. Bizi haklı özel kılan tek bir kavram var hukukun üstünlüğüne sadakatimiz. İktidarı huzursuz eden bu. Bu kaleyi düşüremeyecekler. Dün hayır dedik, bugün de hayır diyeceğiz. Gücümüzü mücadeleden birlikten alıyoruz” dedi.

YAVAŞ MİTİNGE KATILDI

ABB Belediye Başkanı Mansur Yavaş, mitinge katıldı. Kürsüde konuşan Yavaş, “Hukuka, adalete olan inancınız bizleri ayakta tutuyor. Mesleki sıkıntıları biliyoruz eski bir meslektaşınız olsam bile. Belediye davalarında hukukun eksikliğini hissediyoruz. Sığınacağımız tek yer hukuk. Büyük savunma yürüyüşünüzü desteklediğimi bildiriyorum” diye konuştu.

“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığı, yargı bağımsızlığının yitirildiği, adil yargılama hakkının kullanılmadığı bir yargı düzeninde savunma hakkına da önem verilmediğini söyledi. Eren, “Karşı durduğumuz şey bu ülkede hukuka dair saygının ortadan kalkmış olmasıdır. Bu anlayışa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Taleplerimize olumlu karşılık verilmemektedir. Biz bu taleplerin daha azını kabul etmeyeceğiz. Görevimizin yapılması engelleniyor. Baskı ve ekonomik olarak sindirmeye çalıştırdığınız avukatlar hiçbir baskıya boyun eğmeyecek” dedi.

“HUKUK DEVLETİNDEN HIZLA UZAKLAŞIYORUZ”

İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç, “Mesleğimizi yapabilmek için büyük bedeller ödüyoruz. Şiddete karşı avukatı koruyan tedbirler alınmıyor. Hukuk devletinden hızla uzaklaşıyoruz. Can Atalay hâlâ cezaevinde tutuluyor. Bağımsızlık avukatlar için olmazsa olmazdır. İktidarın baroların etkinliklerini azaltmak için yarattığı eşitsizlik hâlâ sürüyor. Barolar doğrudan Meclis'e yasa önerisi verebilmelidir. Savunmanın etkisiz kılındığı bir sistemde adil yargılamadan söz edilemez. Umutluyuz çünkü kararlıyız” ifadelerini kullandı. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ise “Tarikatlarla kol kola iş tutanlar bugün ülkeyi buraya getirdiler. Hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırmak için avukatların ve baroları bölmek ve güçsüzleştirmek için her yolu deniyorlar. Ama bu ülkenin yurtsever avukatları var. Bize dayatılmak istenen gerçeklerle yaşamak istemiyoruz. Eşit yurttaş olarak, barış içinde özgürlük içinde yaşamaktır beklentimiz” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Birleşik Kamu İş: Açlık sınırı 20 bine dayandı, yoksulluk sınırı 58 bini geçti

SONRAKİ HABER

ABD'de yeni bir George Floyd vakası: Frank Tyson polis şiddeti sonucu yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa