16 Mart 2013 14:02

Eğitim Enstitüsü’nden savaş üssüne

Emine Uyar

Kızılçullu Köy Enstitüsü öğrencileri, tatilden okula döndükleri 15 Mayıs 1952’de, yukarıda anlatılan manzara ile karşılaşmışlardı. Bu satırları yazan, okulun öğrencilerinden Lemanser Sükan, bütün bu değişikliklerin iki ay içinde gerçekleştiğini öğrencilerin apar topar başka illerdeki okullara nakledildiklerini anlatıyor.

Türkiye Adnan Menderes Başkanlığındaki Demokrat Parti Hükümeti döneminde, 18 Şubat 1952 yılında NATO’ya üye olur. Üye olması ile birlikte NATO’nun Güneydoğu Avrupa’daki Müttefik Kara Kuvvetleri Genel Karargâhı’nın İzmir’de kurulmasına karar verilir. Kızılçullu Köy Enstitüsü binası bu amaçla NATO’ya verilir. Ayrıca Kordon’da Şehir Oteli olarak inşaatı devam eden bina da tamamlanır tamamlanmaz yani 7 Nisan 1954’te NATO’nun hizmetine sunulur. Levanten ailelerin yaşadığı köşkler ve üzüm bağları ile ünlü Kızılçullu’nun adı, 50’li yılların ortasında “soğuk savaş” koşullarının etkisiyle Şirinyer olarak değiştirilir.

‘NATO’YA GİRMİŞİZ ASKER GİDECEKMİŞ’

Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte geçtiğimiz yılın Kasım ayında NATO’nun Kara Kuvvetleri Komuta Merkezi’ne dönüştürülen Şirinyer’deki bina, 1937-1952 yılları arasında Eğitmen Kursu, Köy Öğretmen Okulu, Köy Enstitüsü olarak hizmet vermiş önemli bir eğitim kurumu.

Yine Kızılçullu Köy Enstitüsü öğrencilerinden Ayten Yalçın, Macar asıllı müzik öğretmeni için yazdığı şiirin dizelerinde, “…Sizi birer İdil Biret, Suna Kan yapacağım derdin/olamazdık uzakta savaş tamtamları Kore’den hani?/ NATO’ya girmişiz asker gidecekmiş Türkiye’den/ okulum gitti elden ve oldu NATO karargâhı…” şeklinde yer alır dönemin olayları.    NATO’da görevli subaylar ile ailelerinin İzmir’e gelmesiyle birlikte de şehir hayatında da bazı değişiklikler ortaya çıkar, yaşanan ilk sorun yeterli konut olmayışıdır.

Ardından Amerikalılar aracılığıyla dışarıdan getirilen mallar kaçak olarak satılığa çıkarılmaya başlanınca Amerikan pazarları ortaya çıkar. Yine bu yıllarda NATO örgütü aracılığıyla yaşamın her alanında Amerikan propagandası yapılmaya başlanmıştır. Bu propagandaların başlıca araçlarını da sergiler ve filmler oluşturur. Bunun bir örneği Türkiye’nin çeşitli yerlerinde dolaştırılan 23 Ocak 1953 tarihinde de İzmir’e gelen, “NATO Sulh Kervanı”dır. NATO tarafından hazırlanan ve 14 ülkeyi gezmek üzere yola çıkan serginin amacı örgütün çalışmalarını halka tanıtmaktır.

HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETİ

Yine bu yıllarda NATO’nun halka benimsetilmesi amacıyla okullarda özel çalışmalar yapılır, NATO karargâhına okul gezileri düzenlenir. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Adanır,  1950’lerde Alsancak İlkokulu’nda öğrencidir. “1960’lı yılların Gâvur İzmir’inden İnsan Manzaraları” isimli yazısında Adanır, doğum günleri NATO’nun kuruluş ayı olan Nisan’a denk gelen öğrencilerin NATO’nun Şirinyer’deki karargâhında gerçekleştirilen doğum günü kutlamasına davet edildiğini anlatır: “NATO’nun yaş gününde okulumuzun önüne kocaman bir Amerikan otobüsü geldi. Sessiz ıssız cadde ve sokaklardan geçtikten sonra adının Şirinyer olduğunu öğrendiğimiz yerde kocaman bir bahçe içinde sarayı andıran binanın önünde durduk. Amerikalı ve Türk ev sahipleri bizi kocaman binanın salonuna aldı. Orada bir şeyler konuşulup söylenmiş olabilir. Ancak ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Anımsadığım tek şey o güne kadar hiç yemediğim cinsten kocaman bir pastadan kocaman bir dilimi götürmüş olduğum. Ha bir de gazetecilerin fotoğraflarımızı çekmiş oldukları. Bir dilim pasta karşılığında NATO’nun halkla ilişkileri tarafından kullanılmıştık.”

Amerika ile Türkiye’de yaşayanlar arasındaki toplumsal bağı güçlendirmeyi amaçlayan sivil örgütlenmeler de başlar bu yıllarda ve Türk-Amerikan Derneği bu dönemde açılır. 1955 yılında İzmir’deki Amerikalı kadınlar, İzmir’e gelen yabancı kadınlara kenti tanıtmak amacıyla “Misafirperverler Kulübü”nü kurarlar.

İzmir’de NATO’nun Şirinyer’deki binasının dışında Balçova Çatalkaya mevkiinde radarları bulunuyor. Burada elektronik dinleme ve izleme yapılıyor. Belkahve yakınlarındaki Kavaklıdere köyünde de nükleer bir saldırı karşısında, NATO’nun komuta heyetinin bir hafta süreyle kalıp çalışabileceği sığınaklar inşa edilmiş durumda bundan 20 yıl kadar önce. Burada çalışan bir mühendis, teşvikli yatırımlar kapsamında, “Disco yatırımı” adıyla yapıldığını belirtiyor bu sığınakların. “Yurtdışından getirilen jeneratörlerin ucu bucağı görünmüyordu o kadar büyüktüler” diyor.

Evet ne yazık ki, ABD başta olmak üzere emperyalist ülkelerin Ortadoğu’daki çıkarları için İzmir’in savaş üssü yapılmasının temelleri bundan 60 yıl önce atılmış durumda.

Bugün NATO, İzmir’de ilk yıllarındaki gibi “görünür” değil, yüksek duvarlar ve tel örgülerin arkasında ve bu savaş örgütünün önünde sık sık eylemler yapılıyor bugün. İzmirliler, Başbakan’ın aksine, Türkiye’nin NATO toprağı olmadığını haykırıyor.       Yararlanılan Kaynaklar: - Kızılçullu Köy Enstitülü Yıllar, Prof. Dr. Kemal Kocabaş, YYKED Yayınları. - 50’li Yıllarda İzmir, Hülya Gölgesiz Gedikler, Şenocak Yayınları.

Evrensel'i Takip Et