Tahir Elçi cinayeti davasında savcı beraat talep etti!
Diyarbakır'da katledilen Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayeti davasında savcı, sanıkların beraatı yönünde mütalaa verdi.
Fotoğraf: Evrensel
Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin 28 Kasım 2015’te katledilmesine dair açılan davada savcı sanıkların beraati yönünde mütalaa verdi.
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Onlarca kamera önünde katledilen Baro Başkanımız Av.Tahir Elçi dosyasında 8 yılın sonunda D.Bakır Cumhuriyet Başsavcılığı sanıkların beraatı yönünde mütalaa verdi. O karanlık gün bir gün muhakkak aydınlanacaktır" dedi.
April 29, 2024
Mütalaaya ilişkin gazetemize konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, böyle bir mütalaanın gelmiş olmasının kendilerini çok şaşırtmadığını söyledi. Tahir Elçi’nin vurulduğundan itibaren soruşturma makamlarının isteksizliğine, soruşturmanın etkisiz yürütülmesine, çok yetersiz bir iddianame hazırlanıp davanın açılmış olmasına dikkat çeken Eren, “Dava başladıktan sonra mahkeme heyetinin yargılama sürecinde her celse sağlıklı bir şekilde dile getirdiğimiz tüm taleplerimizi reddetmesi böyle bir mütalaanın geleceğinin işaretiydi. Bu şekilde Tahir Elçi suikastını cezasız bırakma yönündeki iradeyi bu mütalaa bugün bir kez daha ortaya koydu. Maalesef Türkiye’de kamu görevlilerinin işlediği bu ve benzer birçok siyasi cinayette, birçok hak ihlalinde yargının cezasızlık politikası hep vardı. Tahir Elçi davasından da bu niyet ortaya çıktı” dedi.
"KARAR DURUŞMASINDA TALEPLERİMİZİ BİR KEZ DAHA YİNELEYECEĞİZ"
Diyarbakır Barosunun ilk günden beri bu cinayetin bütün yönleriyle aydınlatılması konusunda büyük bir çaba ve emek gösterdiğini vurgulayan Eren, Tahir Elçi’nin hukukçu dostları, Tahir Elçi Vakfı, Tahir Elçi ailesinin hep birlikte bir hukuk mücadelesi verdiğini, bundan sonra da vermeye devam edeceğini belirtti.
"12 Haziran’da karar duruşmasında mahkemeye bir kez daha bu suikastı kapatma yönündeki kamusal iradeyi bizlere gösterdiğini, yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu, bu bağımsızlığın gereği olarak da bugüne kadarki talepte bulunduğumuz, dosyaya eklenmesini ve araştırılmasını istediğimiz deliller konusunda ısrarcı olacağız” diyen Eren sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz mahkemenin vicdanına bir kez daha sesleneceğiz. Umarım kendi vicdanlarına göre onlarca kameranın önünde, Diyarbakır’da, gün ortasında, Diyarbakır’ın en işlek mekanında işlenen bu cinayete ilişkin mahkeme maddi gerçeğin açığa çıkması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirir. Evet belki bu taleplerimiz bir kez daha reddedilip bu mütalaa doğrultusunda karar verilebilir ama dosya burada kapanmayacak, bu dava burada kapanmayacak. Tahir Elçi’nin hukukçu dostları, yol arkadaşları, mesai arkadaşları bir şekilde kendinin yıllarca faili meçhul cinayetlerde verdiği mücadelenin bir örneğini bizler kendisi için iğfal edeceğiz. Türkiye’de bugünün siyasi iklimi bu cinayetin aydınlatılması konusunda bir irade ortaya koyamaz ama bir gün o iradenin oluşacağına inanıyoruz.”
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’daki Dört Ayaklı Minare’nin önünde yaptığı basın açıklaması sırasında vurulmuştu.
Tahir Elçi’nin vurulmasının hemen öncesinde Gazi Caddesi’nde bir başka silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, "örgüt üyeleri" Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır içinde bulundukları taksiyi durdurmak isteyen 2 polis memurunu vurarak öldürmüştü. Oradan kaçan 2 kişi oradan Tahir Elçi’nin açıklama yaptığı Yenikapı Sokak’a girdi. Üstelik bu 2 kişi 1 gün önce 27 Kasım 2015’te Bağlar’da bulunan Kadın Doğum Hastanesi önüne bir polise saldırıda bulunmuştu. Olay günü polis tarafından fiili takipteydiler, 13 kilometrelik bir takip vardı. Buna rağmen taksiyi durdurması anons edilen polislere bu konuda herhangi bir uyarıda bulunulmadı. Tam da bu konuya dair 17 Ocak 2016’da BİMER’e iletilmiş bir ihbar mektubu vardı. Mektup, olayı gerçekleştirdiği söylenen "örgüt üyelerinden" birinin 1 yıldır dinlendiğini söylüyor ve şu iddiada bulunuyordu: “Eylemi yapan teröristlerden biri istihbarat elemanı, bu yüzden emniyet müdürleri kimseye haber vermedi.” Bu iddia araştırılmadı, başka pek çok iddia gibi.
- Yapılması gereken inceleme, Tahir Elçi’nin öldürüldüğü olaydan ancak 3,5 ay sonra 17-18 Mart 2016’da yapılabildi. Gerekçe güvenlikti ama olay yeri kısa bir süre sonra halka açılmış, olay yerindeki delillerin yeri değiştirilmiş, deliller ortadan kaldırılmıştı.
- İddianame ise Elçi’nin ölümünden ancak 4 yıl 6 ay sonra, 20 Mart 2020’e kabul edildi, ilk duruşma 5 yıl sonra, 21 Ekim 2020’de görülebildi. İddianamede Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur isimli 3 polis ile "örgüt üyesi" Uğur Yakışır sanık olarak yer alıyordu. Diğer "örgüt üyesi" Mahsum Gürkan’ın ise 13 Mart 2016’da Sur’da öldüğü ortaya çıktı.
- Elçi’nin vurulma ve ölüm anını en iyi verecek görüntü Mardin Kapı Kebap Evi’nin Dört Ayaklı Minare’ye bakan (4 No’lu) kamerasıydı. Kebap evinin diğer 3 kamerasında hiçbir sorun yoktu ama gelin görün ki dördüncü kamera çalışmıyordu. Yine Yeni Kapı Sokak’ta yer alan PTT Şubesinin olay yerini görecek durumda olan (5 numaralı) güvenlik kamerasının görüntülerinde, 11.34-11.51 arasında 17 dakikalık bir kesinti vardı. Bitmedi, Tahir Elçi açıklama yaparken polisler de çekimdeydi. Polislere ait olan tek kamera kaydının ise cinayeti aydınlatabilecek 13 saniyesi kayıptı. Kısacası ölüm anını gösterebilecek 3 ayrı kamera kaydı ya açılamıyordu ya da ortada yoktu.
- Tanıklar Ekrem Özgün, Deniz Ataş ve Recep Özbek “Elçi cinayeti PKK tarafından organize edildi, failleri örgüt militanları” beyanında bulunmuştu. Ancak üçüncü duruşmada bunu baskı, işkence ve ölüm tehdidi altında verdiklerini anlattılar. Hatta Ataş Diyarbakır Baro Başkanlığına buna dair bir mektup yazdı, Diyarbakır Adliyesinde görev yapan savcı K.K.’nin kendisine “Tahir Elçi cinayetini Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır’a mal etmesi” yönünde baskı yaptığını aksi durumda ölümle tehdit edildiğini anlattı. Mektup mahkemeye sunuldu, mahkemeden adı geçen savcı hakkında suç duyurusunda bulunulması ile Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) şikayette bulunulmasını talep edildi. Ancak bu talep reddedildi.
- 12 Eylül 2021’de Diyarbakır’ı ziyaret eden ve “Tahir Elçi, siyasi bir suikasta kurban gitti” diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesine karar veren mahkeme bu karardan duruşmaya gelmeden vazgeçti.
DAVA 12 HAZİRAN'DA GÖRÜLECEK
Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin davanın 10'uncu duruşması 16 Mart 2024'te Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme avukatların taleplerini reddetti ve iddia makamına mütalaası sunması için son kez süre vererek duruşmayı 12 Haziran'a erteledi. Davada, tutuksuz yargılanan polis Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi’ye “bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçlaması yöneltiliyor. Firari Uğur Yakışır'a ise, "2 polisi öldürmek ile devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" iddiası yöneltiliyor.
Geçtiğimiz duruşmada avukatlar, olay yeri inceleme ve keşfi yapılmadan karar kurulmasının yanlış olduğunu belirtmiş, Mardin Kebapevi'ndeki 4 No'lu kameranın incelenmeden, görüntüler geri getirilmeden, Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube'nin çektiği 12 saniyelik görüntüler tespit edilmeden, dinlenmesini istedikleri tanıklar dinlenmeden ve istihbarat elemanları dinlenmeden cinayetin aydınlatılmayacağını vurgulamıştı.