30 Nisan 2024 08:39

Bekaert işvereninin dikensiz gül bahçesi hayaline karşı: İşçinin birleşme zorunluluğu

Bekaert İzmit ve Kartepe fabrikaları birleşiyor. Yetki davası süreciyle haklarının daha fazla tırpanlanmamasını isteyen işçiler Öz Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş’e referandum çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzel Gözde MEYDAN
Kocaeli

Bekaert yönetimi uzunca bir süredir planladığı gibi, Kartepe ve İzmit fabrikalarını resmi olarak birleştirdi. Fabrika yönetimi, daha güçlü bir gelecek adına gerçekleştirdiklerini iddia ettikleri bu birleşme için cuma günü iş yerinde kutlama yapacaklarını, birleşme hediyesi olarak da 5 bin liralık alışveriş çeki bir diğer adıyla sus payı verileceğini duyurdu.

Bekaert işvereni bu süreç içinde her fırsatta sendikal özgürlüğü kısıtlamayacağını ve sendika tercihinde herkesin özgür olduğunu dile getiriyor. İşçiye her toplu sözleşme dönemi sefalet ücretini dayatan, 2007 yılında 206 işçiyi işten çıkarıp ücretlerini düşürerek geri işe alan, 2011 yılında toplu sözleşme imzalandıktan 4 gün sonra ceza keser gibi 9 işçiyi işten atan, 2022 yılında ısmarlama grev yasağıyla işçinin gücünü kırmaya çalışan, temsilcileri işten atıldığı için fabrikaya kapanan işçilere bir kap yemeği bile fazla gören Bekaert işvereni olmasa bile bu söylenene inanmak kelimenin tam anlamıyla ‘saflık’ olurdu.

Birleşmenin uzunca bir zamandır planlandığı, işverenin dikensiz bir gül bahçesi yani sendikasız bir iş yeri istediği herkesin malumu. Resmi açıklamanın hemen ardından Öz Çelik-İş Sendikası yöneticileri yerel basına verdikleri demeçte, birleşme olur olmaz yetki başvurusu yapacaklarını dile getirdi.

PATRONUN SENDİKASIZLAŞTIRMA ÇABASI

Birleşik Metal-İş yönetimi ise bu sürecin kendisinin işveren tarafından bir ‘sendikasızlaştırma’ sürecine çevrileceğini ifade ediyor. Şube yönetimi tüm vardiyalardan işçilerle yapacakları toplantılarla sürece dair bilgi paylaşacaklarını belirtiyor. Görülen o ki her iki sendika da yetki sürecinde itiraz edecek ve uzun soluklu bir dava süreci başlayacak. Zira Türkiye’de yetki tespit sisteminin işverenler tarafından ‘sendikasızlaştırma’nın bir aracı olarak nasıl kullanıldığına ilişkin pek çok örnek verilebilir.

Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bakırköy Belediye işçileri sendika üyesi olmalarına rağmen uzun yıllardır toplu sözleşme imzalanmadan çalıştırıldı. Sendikalar arasında yaşanan rekabetin belediye yönetimi tarafından kışkırtılmasının bir sonucu olarak işçiler en temel haklarından yıllarca mahrum bırakıldı.

Bekaert işvereni de muhtemeldir ki oluşacak belirsizlikten sonuna kadar faydalanacak. Peki hal böyleyken, sendikaların tutumu ortadayken binden fazla Bekaert işçisi ne yapacak? Bu tabloyu değiştirecek olan bu sorunun cevabı olacak.

İŞÇİLERDEN REFERANDUM ÇAĞRISI

Her iki fabrikada da kendilerini temsil etmesi gereken temsilcilere de şube yöneticilerine de çok haklı eleştiriler var. Peki çözüm sadece eleştirmek, kenara çekilip beklemekten mi geçiyor? Yoksa daha geç olmadan ortak talepleri belirleyip mücadele etmekten, her iki sendikayı da buna zorlamaktan mı?

Peki Bekaert işçisinin bu koşullar altında en önemli talebinin iş güvencesi olması yani hangi sendikaya üye olduğu fark etmeksizin “tek bir arkadaşımızın bile işten atılması kırmızı çizgimiz olacak” demek, buna uygun bir yol haritası belirlemek gerekmez mi?

Bir süredir Bekaert işçileriyle sürdürdüğümüz tartışmalarda öne çıkan bir diğer talep ise referandum yapılması ve iş yerinde hangi sendikanın kalacağını işçilerin kendi iradesiyle belirlemesi.

Madem Bekaert işvereni sendikal özgürlükleri koruyacağını ve asla müdahale etmeyeceğini söylüyor, madem her iki sendika da üyelerinin haklarına sahip çıkacağını söylüyor; sandıklar kurulsun Bekaert işçileri iradesini ortaya koysun. Her iki sendika da işveren de sandıktan çıkan sonucu tanıyacağını, yetki itirazında bulunmayacağını taahhüt etsin.

BEKAERT İŞÇİLERİ TALEPLERİNİ SAVUNMALI

Eğer Bekaert işçisi bu iki talebe sahip çıkmazsa, bu iki talep için birlik olmazsa çok açık ki ne sendikal bürokrasi ne de Bekaert işvereni bu talepleri ciddiye alacak.

Ve sonuç olarak Bekaert Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında adım adım yukarı tırmanırken, o basamakları tırmanmasını sağlayan işçiler sendikasız, toplu sözleşmesiz, sosyal hakları elinden alınmış, iş güvencesi olmadan çalışmaya mahkum bırakılacak.

Son olarak yasalar referanduma olanak tanımıyor diyenlere de grev yasağına karşın Bekaert işçisinin ortaya koyduğu greve çıkma iradesini hatırlatmış olalım.

ÖNCEKİ HABER

Filistinli gazeteciler Londra'da anıldı: Gazze'de görev yapan gazetecilerin yüzde 11'i öldürüldü

SONRAKİ HABER

TÖP Sözcüler Kurulu üyesi Juliana Gözen gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa