01 Mayıs 2024 11:08

Balıkesir’de altın madenine karşı eylem: Türkmen dağı İliç olmayacak

CVK Madencilik A.Ş. tarafından Balıkesir İli İvrindi ve 6 Eylül ilçelerinde en az 16 köyü yakından etkileyecek olan altın madenine karşı yapılan eylemde projede usulsüzlükler olduğu belirtildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türkmen Dağı Çevre Komitesi tarafından CVK Madencilik A.Ş. tarafından Balıkesir İli İvrindi ve 6 Eylül ilçelerinde en az 16 köyü yakından etkileyecek olan altın madeni projesine karşı Balıkesir'de kitlesel basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Gökçeyazı köylüsü kadınlar okudu.

Ardından Gökçeyazı köylüleri projeyle ilgili itirazlarını alanda dile getirdi.  Bir çok köylü, daha çok ta köylü kadınlar konuşmalar yaptı.

Daha sonra yüzlerce köylü, çevreci ve eylemi destekleyenlerr  sloganlar eşliğinde Valiliğe kadar yürüdü. Bir heyet vali Yardımcısı  ile görüştü. Görüşme heyetinde Kazdağı Koruma Derneği yönetim kurulu başkanı, Mimarlar Odası temsilcisi, uzman maden mühendisi, avukat ve köylüler yer aldı.

100'ün üzerinde bireysel itiraz dilekçesi  valiliğe teslim edildi.

“PROJE İLE İLGİLİ USULSÜZLÜKLER VAR”

Eylemde okunan açıklamada CVK Madencilik A.Ş. tarafından Balıkesir İli İvrindi ve 6 Eylül ilçelerinde en az 16 köyü yakından etkileyecek olan CVK Madencilik Anonim Şirketi'ne ait  Altın, Bakır Maden Ocağı Kapasite Artışı Hazır Beton Tesisi ve  Cevher Zenginleştirme / Atık Depolama Tesisi projelerine verilen "ÇED olumlu" kararlarının iptali istemiyle açılmış davalar Danıştay nezdinde halen devam ettiği vurgulanarak, “Ancak hukuk süreci devam ederken şirket alanında çalışmaya başlamış,  alanın etrafına tel çit çekmiş  ve bariyer koymuştur. Başta Gökçeyazı, Sarıalan ,Çamköy, Sofular, Kiraz, Dallımandıra olmak üzere bölgedeki en az 16 köyü etkileyecek olan projede hem ÇED Raporunda, hem de uygulamada bir sürü usulsüzlük olduğu bilinmektedir” denildi.

"KÖYLÜLER TARLALARINA GİDEMİYOR"

Proje alanı içerisinde köylülere ait tarım alanları, meralar, ormanlar ve hazine arazilerinin yer aldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi;. “Tarlaların büyük bir kısmında mülkiyet izinlerinin alınmadığı bilinmektedir. Şirketin tarım alanları üzerinde işe başlayabilmesi için ya özel mülkiyete ait tarlaları satın alması,  "kamu yararı kararı" ve ardından "tarım dışı kullanım izinleri'ni almış olması ya da cumhurbaşkanlığı tarafından "acele kamulaştırma kararı" vermiş olması gerekirdi. Tarlaları ÇED alanı içinde kalan tarla sahiplerine bu konuda herhangi bir tebligat gelmediği bilinmektedir.  ÇED alanının tel çit ile çevrilmiş olması ve bariyerler konulması nedeniyle köylüler tarlalarına gidememektedir.Tarlaların bulunduğu alanlarda iş makinelerinin çalıştığı, tarlaların kazıldığı ve doldurulduğu, yok edildiği görülmektedir.”

Açıklamada projeyle ilgili ÇED raporunda yer alan çevreye zarar verecek unsurlar şöyle sıralandı;

  • “Türkmen Dağımızın ormanlarında, meralarımızda, hazine arazilerinde, tarlalarda altın bakır madeni çıkarılacak, cevher siyanürle işlenecek ve pasa/atık depolanacak,
  • Çamköy'ün altında, Gökçeyazı, Sofular ve Sar alan Köylerinin çok yakınında maden ocakları var,
  • Yeraltı ocaklarının sadece çok küçük bir bölümü planlanmış (projenin gerçek etkisi değerlendirilmemiş),
  • 16 köyü etkileyecek madende patlatma, susuzlaştırma yapılacak, altın ve bakırı elde etmek için siyanür, tuz ruhu, kostik başta olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacak,
  • Proje büyük bir deprem oluşturması beklenen Gökçeyazı fay hattına çok yakın,
  • ÇED alanı içinde ve çevresinde Çamköy, Sarıalan ve Gökçeyazılı köylerin tarla, mera, fıstıklıkları var,
  • ÇED alanına 3 km'den az mesafede zeytinlikler var,
  • 40 metre olduğu belirtilse de sağlık koruma bandı açık ocak yakınlarında 5 metreye kadar düşüyor,
  • Proje alanında kanlı aykırı bir şekilde Çamköy'e ve Sarıalan köyüne ait evler var,
  • Proje alanı Dallımandıra Göletimizin hemen bitişiğind,e çeşmelerimiz, derelerimiz, sulama kanallarımız proje alanında kalıyor. Yeraltı galerileri ve açık ocakta susuzlaştırma yapılacak, bu su işletmede de kullanılacak. Tertemiz su kaynaklarımız kimyasal işlemler için kullanılacak.”

”BÖLGEDE BÜYÜK BIR EKOKIRIM YAŞANACAK”

Ülkede sayısı 20'ye yakın olan altın madenciliği projelerinin hiçbirinin kamu yararı olmadığının altı çizilen açıklamada; “Fatsa'da, Bergama'da, Kışladağ'da,  Maden Dağı'nda görüldüğü gibi yeraltı ve yer üstü sularımızı, havamızı, toprağımızı kirletmektedir. Hem çevre, hem de insan sağlığını bozmaktadır. Zaten su fakiri olan ülkemizde susuzluğa, kuraklığa yol açmaktadır” denildi.

Türkmen Dağı ve çevresindeki köylerde de tarım alanlarının, meraların, hazine arazilerinin ve ormanlık alanların yok edileceği, bölgede büyük bir ekokırım yaşanacağı vurgulanan açıklamada; “Halihazırda  ÇED alanı içinde kalan ve hala satılmamış alınmamış olan tarlalara ulaşamamakta.  Tarlaların yok edilmiş olma ihtimali çok yüksektir.

Evlerin proje alanında kalmasından,  yerleşim yerlerinin altında ve çok yakında madencilik yapılacak olmasından dolayı çok endişeliyiz. Bu konuda bilgilendirilmedik. Devasa alanlarda patlatma ve susuzlaştırma yapılarak maden ocakları  (açık ve yaraltı) işletilecek. Ancak, ciddi tehlike arz eden projenin gerek gerçek etkisi ÇED'de değerlendirilmemiş. Su kaynaklarımızın, sulama hattımızın, arazilerimizin, evlerimizin zarar görmesinden, güvenliğimizden endişe ediyoruz. Son derece yetersiz tampon mesafesinin koruma vasfı yok.  Planlamadaki hata ve eksiklerin  uygulamada korkunç sonuçlar doğuracağı aşikar.  Ölmek, hastalanmak, yoksullaşmak, köylülerimizi terk etmek istemiyoruz.  Bizler İliç gibi olmak istemiyoruz.  Altın madenlerinde meydana gelen kazalara tanık oluyoruz. İliç'te meydana gelen felakette hem siyanürlü atıklar dere yataklarına aktı, hem de 9 canımız toprak altında can verdi. İki çalışanın cansız bedenlerine ancak ulaşılabildi.  7 maden çalışanı hala siyanürlü atıklar altında” ifadeleri kullanıldı.

"YAŞAM ALANLARIMIZI KORUMAK İSTİYORUZ"

”Anayasanın 56.  maddesine göre, sağlıklı bir çevrede, temiz gıdalarla beslenerek, sağlıklı yaşamak, yaşam alanlarımızı ve geçimlik kaynaklarımızı korumak istiyoruz” denilen açıklamada şu talepler sıralandı;

  • Hiçbir kamu yararı olmayan, ekokırım suçu olan, havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletecek olan söz konusu maden projesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilmiş olan İşletme Ruhsatı ve Balıkesir Valiliği tarafından verilmiş olan çalışma ruhsatı iptal edilsin,
  • Satılmayan tarlalara ulaşmayı engelleyen tel çit ve bariyerler kaldırılsın ve ulaşım sağlansın,
  • Verilmiş ise,  Mera Kanunu,  Orman Kanunu ve Toprak Koruma Kanunu hükümleri doğrultusunda söz konusu kanunlara muhalefetten dolayı, söz konusu alanların tahsis izinleri iptal edilsin,
  • Proje için kamu yararı ve tarlalar için kamulaştırma kararı verilmesin,
  • 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun uyarınca zarar veren köylerin mağduriyetleri giderilsin,
  • Proje alanı  içeresindeki zeytinlikler, fıstık çamları, tarlalar, meralar korunsun,  vermişse mera tahsis izni ve tarım dışı kullanım izinleri iptal edilsin,
  • Kamu çalışanlarının görevi kötüye kullanması ve şirket yanlısı asılsız suçlama beyanlar önlensin,
  • Köylülerin maden nedeniyle uğradığı mağduriyete ve hak kayıplarına karşı mücadele ederken Anayasal haklarının kullanımı konusunda baskılar uygulanmasın. (Balıkesir/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

İzmir’de 1 Mayıs kutlamaları: İş cinayetleri son bulsun

SONRAKİ HABER

İran'da 16 yaşındaki Nika'nın, cinsel istismardan sonra öldürüldüğü ortaya çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa