ABD’de öğrenci gençlik Filistin için 68 rüzgarı estiriyor

Ekim KILIÇ
New York

ABD’de, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı katliamlara tepki olarak gelişen halk eylemliliği yeni bir boyuta ulaştı. 17 Nisan Çarşamba günü akademik anlamda dünyada söz sahibi Columbia Üniversitesi’nden bir grup öğrenci üniversite kütüphanesi önündeki alanda üniversitenin İsrail’le olan ilişkilerini kesmesi talebiyle çadır kamp kurarak işgal eylemine başladı. ABD’nin ve Kanada’nın çeşitli üniversitelerine sıçrayan işgal eylemleri Columbia Üniversitesi’nin yer aldığı New York’ta beş farklı üniversitede, ABD genelinde otuzdan fazla ve Kuzey Amerika genelinde ise kırktan fazla üniversitede sürüyor. Eylemlerin ana taleplerinde üniversitelerin İsrail ile olan ilişkilerin kesilmesi, İsrail’in açıkça kınanması ve Filistin’in desteklenmesi öne çıkıyor. Ancak polis dün, Columbia Üniversitesine şiddetli bir baskın düzenleyerek çadır kampı dağıttı ve öğrencileri gözaltına aldı.

Columbia Üniversitesi’ndeki eylemler üniversite yönetiminin, daha ilk haftalardan polisin yüzden fazla gözaltı yapmasıyla sonuçlanan tutumu nedeniyle alevlenmişti. Yapılan son görüşmelerden sonra üniversitenin Filistin’e yönelik kısmi insani yardım sözü vermesine karşılık İsrail’le olan ilişkilerini sürdüreceği yönündeki ısrarı öğrencilerle uzlaşıya varamamasıyla sonuçlanmıştı.

Polis baskını öncesi öğrenciler 68 döneminde Vietnam eylemleri süresince işgal edilen Hamilton Hall binasını yeniden işgal ederek eylemlerin yeni bir boyuta ulaşmasını sağladı. Binanın adını aylar önce İsrail tarafından öldürülen 5 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’a atıfla “Hind Hall” diye değiştirmişlerdi. Öte yandan çeşitli New York üniversitelerinde akademisyenler ve öğrenciler boykot ve grev çağrıları yapıyor.

ÖĞRENCİLER YALNIZ DEĞİL

Eylemler baskıya rağmen güçlü. Ve üniversitelerde sadece öğrencilerle sınırlı değil, aynı zamanda eğitimciler ve genel olarak üniversite çalışanları tarafından da destekleniyor. Genel kamuoyu tarafından da destek görüyor. Üniversitelerdeki mücadele 2020 George Floyd protestolarından süregelen talepleri kararlı bir şekilde savunan toplumsal enerjinin devamcısı olarak okunabilir. Özellikle pandemi döneminden beri ekonomik ve sosyal olarak gerek demokratik alanda atılan geri adımlarla, gerek enflasyon rakamlarıyla gün geçtikçe boğulan emekçi halkın, gençliğin ve genel olarak ezilenlerin arasında hakim söylem “Ekonomik olarak borçlanarak yaşayan genç kuşakları katliama ayrılan milyar dolarlık bütçeden başka daha da radikalleştiren bir şey olamaz” oldu.

ÖĞRENCİLERİ EZME ÇAĞRISI YAPAN GAZETE

Öte yandan sermayenin baş medya kuruluşu Wall Street Journal’ın (WSJ) editoryal kurulunun 30 Nisan’da yayınladığı bir yazıda “Üniversitedekilerdeki ilerici demokratların bir testten geçtiği” ve seçim senesinde daha dikkatli davranarak üniversiteleri öğrencilerin yönetmesine izin vermemeleri gerektiğini belirtti. WSJ açıkça eylemlerin yönetimler tarafından ezilmesi için çağrıda bulundu. Hükümetin, egemen sermaye medyasının liberal ve cumhuriyetçi yüzleri ve siyonist çevreler, İsrail’in açık katliamına rağmen eylemcileri “Bebek katillerini savunma,” “Aralarında Hamas ajanları var” ve “Antisemitizm” gibi söylemlerle yaftalamaya çalışıyor.

Bunun yanında üniversite yönetimleri söylemlerle ve çağrılarla sınırlı kalmayarak öğrencileri ya federal bir kolluk kuvveti olan ulusal muhafızları çağırarak eylemleri dağıtmakla tehdit ediyor, ya da Teksas Üniversitesi’ndeki gibi öğrencilere atlı eyalet birlikleri ile tehdit etmeye ve yine eyalet birlikleri birimiyle işgal ettikleri yerlerden atmaya çalışıyor.

Basına yansıyan haberlere göre okuldan uzaklaştırılmalar, çevrimiçi eğitime, mezuniyet törenlerinin iptal edilmesinin yanı sıra şu ana kadar gözaltı sayısı 1100’ü aştı. Ayrıca yüzleri maskeli bir grup California Üniversitesinde öğrencilerin kurduğu Gazze Dayanışma Kampına saldırdı.

BROWN ÜNİVERSİTESİ’NDE KAZANIM

Gözaltılara, baskılara ve uzaklaştırmalara rağmen sevindirici bir haber Rhode Island’daki Brown Üniversitesi’nden geldi. Geçtiğimiz 30 Nisan Salı günü öğrenciler işgal eylemini üniversitenin ilişkide olduğu İsrailli şirketlerle anlaşmalarını sonlandırması için oylamaya gideceği sözüyle sonlandırdı.

ABD; Filistin’i desteklediği için işten atılan akademisyenlerin sayısının arttığı, polis ve genel olarak kolluk kuvvetlerinin her üniversitede boy gösterdiği ve yine süregelen antidemokratik uygulamaların yayıldığı; ülkede emekçi halkların 1 Mayıs’ı savaş karşıtı ve sömürgecilik karşıtı eylemlerle karşıladığı ve sermayenin genel baskı politikasının merkezileştiği bir mevziye giriyor. Seçimler yaklaştıkça ikinci kez başkanlığa aday olan Donald Trump’ın davası ve federal hükümetin eylemlere yönelik politikaları Başkan Joe Biden’ın desteklenme oranlarını düşürürken ve ABD’nin İsrail’e olan desteğini sonlandırmayacağı düşünülerek Demokrat Partili hükümetin çok geçmeden eylemlere genel bir müdahalede bulunacağı ön görülebilir. Columbia’da gece gerçekleştirilen müdahale de bunun habercisi oldu.