16 maddelik Maden Kanunu teklifi kabul edildi: Yeni İliçler yolda
AKP grubunun enerji alanında düzenlemeler içeren 16 maddelik maden teklifinin Mecliste kabul edildi. Teklifin kabul edilmesi yeni İliç facialarının yaşanmasının da önünü açtı.
Fotoğraf: AFAD
AKP grubunun enerji alanında düzenlemeler içeren 16 maddelik maden teklifinin Mecliste kabul edilmesiyle kanunun 15. maddesi üzerinde değişiklik yapıldı. Değişikliğe CHP, Saadet Partisi, EMEK Partisi, DEM Parti itiraz etti.
SÖMÜRÜ HIZ KAZANACAK
Torba kanunun Mecliste kabul edilmesi yeni İliç facialarının yaşanmasının da önünü açtı. Torba yasa ile yapılan değişiklikler şu şekilde:
- Yerli üretim ve farklı kaynaklardan ithal edilen doğal gaz, Türkiye’de sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilecek. Mevcut depolama tesisleri düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak kurul tarafından belirlenecek.
- Göller üzerine santral: Kıyı Kanunu’nda yapılacak değişiklikle göller üzerinde de imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek.
- ‘Verimlilik’ teşviki: Enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30’u kadar desteklenecek.
- Maden işletmek için rapor gerekmeyecek: Maden Kanunu’nda değişiklik yapılarak Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece IV. grup maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Diğer maden grupları açısından bu zorunluluk kaldırılacak. UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkı kazanılacak.
- Şirketlere birden çok kaynak izni, lisanssız da üretim yapılabilecek: Hidrolik kaynaklara dayalı ön lisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulması mümkün olacak. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü izniyle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilecek.
- Enerji alımında dövize dönüş: YEKA yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat ve/veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca yenilenebilir enerji kaynakları (YEK) destekleme mekanizması kapsamında değerlendirilecek.
- Lisansı dolan tesisler farkı ödeyerek lisans alabilecek: 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK destekleme mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK destekleme mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek. Lisanssız üretime devam edecek üretim tesislerinde üretilecek ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için, elektrik piyasasında oluşan piyasa takas fiyatını geçmemek üzere uygulanacak fiyat ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.
- Afet bölgesinde elektrik, kurulun belirleyeceği şartlarla sağlanacak: OHAL kararı alınan veya afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, geçici süreli elektrik enerjisi talepleri kurul kararı ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanabilecek.
- Kamulaştırmada ödenen bedel düşecek: Elektrik dağıtım tesisleri ve/veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek. Kamulaştırma bedelleri azaltılacak.
- Nükleer sızıntıda tesisi işletenin sorumluluğu olmayacak: Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, taşıyıcı kişi sorumlu olabilecek. Tesisi işleten kişi nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, işleten olarak sorumlu olacak.
SÜPER TALANA 'SÜPER' YASA
Yasa teklifinin gündeme gelmesiyle yakın zamanlarda Britanya sermayeli enerji, kimya, yenilenebilir enerji, metal ve madencilik endüstrilerine veri sağlayan küresel araştırma ve danışmanlık kuruluşu Wood Mackenzie (WoodMac), metal ve madencilik için ‘süper bölge’ önerdiği bir rapor yayımlamıştı.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ‘süper bölge’ projesi Afrika, Ortadoğu, Orta Asya ve Güney Asya’yı kapsıyor. Kabul edilen torba yasanın en çarpıcı noktalarından ruhsatsız maden izniyle paralel olarak WoodMac, sermayenin maden ihtiyacına dikkat çekiyor.
Rapora göre 2.5 santigrat derecelik küresel ısınma senaryosunda elektrikli binek araçları, fotovoltaik (PV) sistemler ve rüzgar türbinlerinin satışlarının 2030 yılına kadar yüzde 164, yüzde 171 ve yüzde 132 oranında artması bekleniyor. Bu teknolojilerin mevcut ve tahmini satışları, bazı ham maddeler için benzeri görülmemiş bir talep yaratıyor. Örneğin ortalama bir elektrikli araç, içten yanmalı motorlu (ICE) bir araca göre altı kat daha fazla mineral gerektirirken, rüzgar enerjisi, gazla çalışan bir tesise göre otuz kat daha fazla bakır yoğun olabilir. Genel olarak kobalt, lityum ve nikel gibi minerallere olan talebin 2040 yılına kadar sırasıyla yüzde 60, 300 ve yüzde 90 oranında artacağı öngörülüyor.
“Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler ve piyasalar, artan maden talebini karşılamak için yavaş yavaş harekete geçmeye başlıyor” denilen raporda, “Şirketler ayrıca enerji dönüşümüyle bağlantılı maden arama ve operasyonlarını da hızlandırıyor” ifadeleri kullanıldı.
Raporda şu örneğe yer verildi: “Temel durum 2.5°C senaryomuzda, 2030 yılına kadar teorik talep ile lityum ve neodimyum gibi minerallerin taahhüt edilen arzı arasında yüzde 10’dan fazla bir fark olacağını tahmin ediyoruz. 1.5°C’lik bir patikayı tutturmak, çoğu geçiş mineralinde daha da ciddi eksikliklere yol açacaktır. 1.5°C hedefi kapsamında, 2030 yılına kadar taahhüt edilen kobalt, lityum ve grafit arzının, talebin yüzde 70’inden azını karşılayacağı öngörülüyor. Wood Mackenzie, arz talep açığını kapatmak ve küresel sıcaklık artışlarını sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C üzerinde sınırlamak için 2030 yılına kadar kritik minerallerin madenciliği, rafine edilmesi ve eritilmesi için yaklaşık 400 milyar ABD doları tutarında CAPEX’e ihtiyaç duyulacağını tahmin ediyor.” Süper bölge, kobalt, doğal grafit ve manganez gibi stratejik minerallerin sırasıyla yüzde 79, yüzde 53 ve yüzde 44’ünü barındırıyor. Wood Mackenzie, süper bölgenin 2050 yılına kadar küresel elektrikli araç satışlarının yüzde 24’ünü oluşturacağını, dünya devlet varlık fonlarındaki sermayenin yaklaşık yüzde 42’sini elinde tutacağını ve 2050’lerin ortalarında küresel nüfusun yüzde 56’sını oluşturacağını tahmin ediyor.