4 Mayıs 2024 21:16
/
Güncelleme: 5 Mayıs 2024 03:35

1 Mayıs’ta gözaltına alınan 65 kişiden 38'i tutuklandı

İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane’den Taksim’e yürümek istedikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 65 kişiden 38'i tutuklandı, 27 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

1 Mayıs’ta gözaltına alınan 65 kişiden 38'i tutuklandı

Fotoğraf: DHA

İstanbul’da, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Şaraçhane’den Taksim meydanına yürümek istedikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 65 kişi, bugün adliyeye sevk edildi. Savcılık tarafından tutuklama istenen 52 kişiden 38'i hakkında tutuklama kararı verildi.

Adliye çıkarılan 65 kişinin savcılık ifadeleri sona erdi. Savcılık 65 kişiden 52’sini "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanuna muhalefet, Örgüt Propagandası Yapma, Kamu görevlisine direnme" iddialarıyla tutuklama, 13’ünü de adli kontrol şartıyla mahkemeye sevk etti.

Adli kontrol talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen 13 kişi hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve imza adli kontrol tedbiri kararı verildi. 

Ardından 52 kişi hakkındaki tutuklama talebini değerlendiren 1. Sulh Ceza Mahkemesi 38 kişi hakkında tutuklama, 14 kişi hakkında  ise yurtdışına çıkış yasağı ve imza adli kontrol tedbiri kararı ile serbest bırakılma kararı verdi.

Tutuklamalar sonrası Çağlayan'daki İstanbul adliyesi önünde bekleyen İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçleri üyeleri tutuklama kararını "Her yer Taksim, her yer direniş" sloganlarıyla protesto etti.  

1 Mayıs günü 247 kişi gözaltına alınmış gözaltına alınan 182 kişi serbest bırakılmıştı. 1 Mayıs’tan bir gün sonra ise haklarında yakalama kararı çıkarılan 47 kişiden 29'u ev baskınlarıyla evlerinin kapıları kırılarak gözaltına alınmıştı. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et