Ev baskını, kötü muamele, 38 tutuklama ve yeni gözaltı operasyonları: 1 Mayıs’a yönelik ‘cadı avı’ sürüyor
1 Mayıs günü başlayan operasyonlar tutuklama dalgasına dönüştü. Ev baskınlarıyla gözaltına alınan kişilerden 38’i tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Fotoğraf: MA
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
1 Mayıs günü Taksim yolları on binlerce polisle barikat kurularak yürümek isteyenlerin zor kullanılarak derdest edilmesinin ardından başlayan operasyonlar tutuklama dalgasına dönüştü. 1 Mayıs günü Taksim ve çevresinden ve 3 Mayıs sabahı ev baskınlarıyla gözaltına alınan kişilerden 38’i tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklama kararından saatler sonra yeni gözaltı operasyonları başladı.
1 Mayıs’ta İstanbul Saraçhane’den Taksim’e yürümek istedikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 65 kişiden 38’i pazar gününün ilk saatlerinde tutuklandı. Mahkemeye çıkarılan 13 kişi adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılırken bu kişilere yurt dışına çıkış yasağı ve imza adli kontrol tedbiri getirildi. İstanbul’da 1 Mayıs gösterileri nedeniyle yapılan ev baskınları dün sabah da sürdü. İstanbul’da birçok eve baskın düzenleyen polis en az 12 kişiyi daha gözaltına aldı. Gözaltına alınanların avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Çiğdem Akbulut yaşananları “Önümüzdeki 1 Mayıslara, hak arama mücadelelerine karşı gözdağı” olarak nitelendirdi.
"CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇLAMASI"
Karmaşık bir soruşturma süreci yaşandığını ifade eden Avukat Çiğdem Akbulut, “Emniyet ifadeleri sırasında örgüt propagandası gerekçesiyle ifadeleri alınanlar vardı, ama savcılığa çıktığımızda ve tutuklananlar arasında örgüt propagandası gerekçesi yoktu. Tamamen görevi yaptırmamak için direnmeye ve 2911 sayılı Kanun’a muhalefetten tutuklandılar. Ayrıca bu soruşturmanın saçma sapan yürütüldüğünün bir göstergesi de cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanan müvekkillerimiz olması. 17 Partizan okuru Saraçhane girişinde İbrahim Karpakkaya flamaları taşıdığı için engellendiler ve gözaltına alındılar. Partizan okurlarının emniyet ifadeleri İbrahim Kaypakkaya sebebiyle propaganda olarak alındı. Ancak savcılıkta propagandaya yönelik bir iddia yöneltilmedi. Girişte engellenmeleri ve engellemeye karşı içeriye girmek istemeleri sebebiyle, mukavemet ettikleri iddiasıyla tutuklandılar. Gözaltına alınan18 Gençlik Komitesi üyesi ise Beyoğlu'da, Mis Sokak'ta Taksim Meydanı'na çıkmak istedikleri için gözaltına alındı. Ancak serbest bırakılmamalarını anlayamamıştık, çünkü gözaltına alınan diğer kişilerden farkları yoktu. Sonrasında ise 1 Mayıs’tan dolayı değil 30 Mart’ta ve 6 Nisan’da yaptıkları Filistin’e destek eylemlerinden ötürü tutulduklarını anladık. Onlar da cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla suçlandılar. Adliyeye çıkarıldıklarında da 1 Mayıs’tan dolayı tutuluyorlarmış gibi gösterilen arkadaşlarımızın Filistin eylemleri nedeniyle tutuklandığı gözler önüne serildi” diye anlattı.
"EYLEMCİLER KRİMİNALİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR"
Öte yandan 47 kişinin evinin basılması ve 30 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin konuşan Akbulut, “Bu kişilerin 1 Mayıs günü Sur altından hukuka aykırı bir şekilde TOMA’larla, polislerle Taksim yolunun kapatılmasına karşı gelen gruptan olduğu söylendi. Gözaltına alınan otuz kişiden 27’si tutuklandı. Bu sabah da yeniden operasyonlara uyandık” dedi.
Ev baskınları ve tutuklamaların nedeninin iktidarın gözdağı verme niyeti olduğunu ifade eden Akbulut süreci şöyle anlattı: “İstanbul Valisinin bir tweeti vardı. Bu tweette devlet yetkilisinin, İstanbul valisinin kullanmaması gereken bir ifade vardı. Sanki mafya babası gibi ‘Devlet yarına bırakır, yanına bırakmaz’ şeklinde tehditvari bir cümle yazmıştı. Bunun 1 Mayıs’ta direnen insanlara karşı yöneltildiği belliydi. Ardından bakanlığının hazırladığı bir video yayınlayan içişleri bakanı da insanların ‘kaçtıkları adreslerde’ yakalandığını söyledi. Oysa bu baskınlar öğrenci evlerine, insanların aileleri ile birlikte yaşadıkları ikametlerine düzenlendi. Kimsenin kaçtığı falan yoktu. Çünkü Anayasa Mahkemesinin kararı vardı ve ortada bir suç yoktu. Tebligat yapıldığında da tebligatların ulaşabileceği insanlardı. Ama operasyonlar düzenlendi ve bu insanlar daha sonra emniyete girişlerinde ters kelepçeli ve kafaları yere eğilerek kötü, çok tehlikeli insanlarmış gibi kriminalize edilmeye çalışıldı. Evleri basılan arkadaşların kapıları çalınmamış, parçalanarak girilmiş. Ailelerine bile çok kötü davranılmış.”
FİLİSTİN İÇİN EYLEM YAPAN GENÇLERE İŞKENCE VE TUTUKLAMA
1 Mayıs’ta gözaltına alınan Filistin İçin Bin Genç İnisiyatifi üyesi 5 kişi de tutuklananlar arasında. Beş kişinin ‘cumhurbaşkanına hakaret’ gerekçesiyle tutuklandığını söyleyen Avukat Yağız Timoçin, “İsrail ile ilişkiler konusunda baskı gören iktidar kendi çıkar ilişkileri zarar görünce bedel ödetmek istedi” dedi.
Filistin İçin Bin Genç Avukatı Yağız Timoçin, “1 Mayıs sabahı İstanbul’da 200’den fazla kişi gözaltına alındı. Akşamında ise birçoğu serbest bırakıldı. Ancak serbest bırakılanlardan hiçbir farkı olmayan 18 kişi serbest bırakılmadı. Geceye doğru öğrendik ki bu 18 kişiden çoğu Filistin İçin Bin Genç İnisiyatifinden. İnisiyatiften tutuklu olanlardan 6 kişi de 30 Mart’ta Şişhane’de ve 6 Nisan’da Taksim’de Filistin için eylem yapanlardan. Bu kişilerin eksik ifadesi olduğu öne sürüldü. Gözaltı süreleri bir gün bir gün diye üç buçuk güne uzatıldı” ifadelerini kullandı.
"TUVALETİNİZİ POŞETE YAPIN"
Gözaltı sürecini anlatan Timoçin, “Vatan emniyetteki bu gözaltı sürecinde de çok kötü koşullarda kaldılar. Bizim gönderdiğimiz kıyafetler, yiyecek, su, hiçbirini kabul etmediler. Ped vermeye çalıştık, almadılar. Verdiğimiz pedi bir iki gün sonra vermişler. Aç, susuz, kötü muameleyle, hakaretle kaldılar. En büyük sorun ise tuvalet oldu. 6-7 saat tuvalete gitmedikleri oldu. Poşet vermişler ve ‘Tuvaletinizi buna yapın’ demişler. Bazı arkadaşlar poşete yapmak zorunda kalmış” diye anlattı.
18 kişiden 5’inin ise ev baskınlarıyla gözaltına alınanlarla beraber cumartesi sabahı adliyeye sevk edildiklerini söyleyen Timoçin, “5 kişi tutuklama talebiyle, 13 kişi ise adli kontrol talebiyle savcılığa sevk edildi. İnisiyatiften 5 kişi, 30 Mart’ta Şişhane’de yapılan eylemde ‘Katil İsrail iş birlikçi Erdoğan’ şeklinde ibare kullanıldığı için cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ve tutuklama talebiyle İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi ve tutuklandı.”
"FİLİSTİN’E ZULÜMDE NATO ÜSLERİNİN PAYI VAR"
Timoçin, “Filistin İçin Bin Genç’in eylemleri ve çabaları sonucu hükümet İsrail’le ticari ilişkilere sınırlama getirdi ve 2 Mayıs’ta da tüm ticari ilişkileri kestiğini duyurdu. Bu İnisiyatifin çabaları sonucu gerçekleşmiştir. Hükümetin İsrail’le olan ticari ilişkileri bir şekilde ortaya serildi. İktidar bu baskıyı yiyince, kendi çıkar ilişkileri zarar görünce bunun bedelini ödetmek istedi. Yani hukuki yorum olarak cumhurbaşkanına hakaret bir aygıt olarak kullanılıyor. İnisiyatif ise artık sadece ticari ilişkileri değil askeri ilişkileri de afişe edeceklerini duyurdu” ifadelerini kullandı.