Patronun çiş derdi
İşçilere tuvalet sınırı uygulaması, tuvalette geçen sürenin işçilerin ücretlerinden kesilmesine kadar genişletildi. Evrensel Pazar'ın yazı ve haberleri patronların bu hakka göz dikmesine mercek tuttu.
İlustrasyon: Microsoft Copilot
İşçilere ‘tuvalet sınırı’ uygulaması, tuvalette geçen sürenin işçilerin ücretlerinden kesilmesine kadar genişletildi. Biyolojik ihtiyaçları hiçe sayan; işçilerin altını bezletme, işçilere pet şişeye işetme gibi onur kırıcı adımlar, kapitalist rekabet anlayışıyla yaygınlaştırılıyor.
Dünyada ve Türkiye’de tuvalet sürelerinin takip edilmesi yaygınlaşıyor. Pek çok fabrika ve işletmede zaman sayaçları aracılığıyla işçilerin tuvalette geçirdiği süreler kontrol ediliyor, ihtiyaç molaları sınırlandırılıyor, farklı yöntemler devreye sokuluyor:
- Paydoslar dışında tuvalete gidilmesi, regl olan kadın işçilerin tuvalete gitmesi yasaklanıyor.
- Bazı işyerlerinde, tuvalete gitmek yasak olduğu için işçilerin altlarına bez bağlatılıyor.
- Uzun oturulamasın diye klozetler yaklaşık 13 derecelik açıyla öne doğru eğik yapılıyor.
- Tuvalette geçen süreler kaydedilerek işçilerin ücretlerinden kesiliyor.
BOKU MU ÇIKTI?
Bunlar, sömürü ilişkisinin bokunu çıkarmak(!) olarak görülebilir elbette, ama aslında onun çok bariz bir yansımasıdır, mutlak artı-değeri artırma yolu. Mustafa Kemal Coşkun’un yazısı
KONTROL NİÇİN?
Ölü zamanı kontrol edip ortadan kaldırmanın yolunun işçinin kas-sinir sistemini kontrol etmekten geçtiğini anlayan sermaye tuvaleti denetim altına alıyor. Kansu Yıldırım’ın yazısı
HIRSIZ KİM?
Ülke işçi sınıfı; uzun ve ucuz çalıştırmaya, “mesaide 5 dakika tuvalete giden işçi hırsızdır” düsturuyla ulusal ve uluslararası sermayeye pazarlanıyor. Uğur Zengin’in yazısı
SAĞLIĞA ZARAR
Tuvalet kısıtlaması başta böbrek, prostat, mesane hastalıkları ve çeşitli gastroenterolojik hastalıklara neden olabilir; stres bozuklukları da cabası. Deniz İpek’in yazısı
MAKİNE Mİ İNSAN MI?
Tuvalet yasağı, tuvalette geçirilen sürenin hesaplanması gibi uygulamalar konuyu kamuoyunda tartışılır kılsa da benzer uygulamalar birkaç istisna dışında iş yerlerinin büyük bölümünde vardır. Yani tuvalet kısıtlaması veya yasağı sistem meselesidir. Sermaye sınıfının egemenliğine dayanan kapitalist sistemde işçiler, makinenin, bandın bir parçası olarak görülür. Bu nedenle işverenler yönetim hakkını sürekli genişletmek isterler. Patronların “yönetim hakkının” sınırları kendilerine bırakıldığında, iş yerinde işçinin kişilik haklarından söz etmek imkansız hale gelmektedir. Kişilik hakkı, insan hakları; iş yerleri, işçi-işveren ilişkileri söz konusu olduğunda bir anda unutulmaktadır. Ahmet Ergin’in yazısı
ÇETİNTAŞ’TAN RENAULT’A TUVALET HAKKINA DİKİLEN GÖZLER
21. yüzyılda hâlâ tuvalete ulaşamayan insanlar var. Pek çok iş yerinde işçiler performans baskısı nedeniyle tuvalet kısıtlamaları ve hatta fiili yasaklarla yüz yüze. Zeliş Irmak'ın haberi
TUVALETE GİTMEMEK İÇİN SU BİLE İÇMİYORUZ
Tuvaletler üretim alanından çok ama çok uzakta. Bu nedenle kadınların tuvalete gitmemek için su bile içmediği gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Metal işçisi bir kadın yazdı