Ekonomik bağımlılık katlandı
Türkiye uluslararası sermaye için cennete dönüştü. 2003-2021 yılları arasında Türkiye’ye uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişleri 240 milyar ABD doları seviyelerine yükseldi.
Görsel: Microsoft Copilot
Türkiye ekonomisinde bağımlılık yıldan yıla derinleşti. Üretim Avrupa ve ABD emperyalizmine giderek bağımlı hale gelirken, işçi ücretleri reel olarak geriledi. Türkiye’nin uluslararası sermayeye verdiği dolar cinsinden faiz, benzer ekonomilerin verdiği faizi üçe katladı.
Türkiye uluslararası sermaye için cennete dönüştü. 2003-2021 yılları arasında Türkiye’ye uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişleri 240 milyar ABD doları seviyelerine yükseldi.
Yabancı şirketlerin sayısı 1999 yılında 4 bin 50 iken, 2002 yılında 5 bin 443 oldu. AKP iktidarları döneminde Türkiye’de yabancı sermayeli şirket sayısı hızla arttı. 2003 yılında 6 bin 534 olan şirket sayısı, iki yıl sonra 2005 yılında 10 bin 273’e, 2008 yılında 19 bin 93’e, 2011 yılında 29 bin 244’e ve 2016 yılında 53 bin 156’ya ve 2020 yılı sonunda da 73 bin 679’a yükseldi. 1980 yılında Türkiye’de yabancı sermayeli şirket sayısı yalnızca 100 idi.
Türkiye’de 2020 yılı sonu itibarıyla 21 yabancı sermayeli banka vardı. Bu bankalarda çalışan toplam personel sayısı 52 bin 155 idi. İşçi istihdamı açısından en önemli bankalar şunlardı: Türkiye Garanti Bankası AŞ (Ana ortak: Banco Bilbao Vizcaya Argentaria SA; 18 bin 656 işçi); Denizbank AŞ (Ana ortak: Emirates NBD Bank PJSC, 11 bin 932 işçi); QNB Finansbank AŞ (Ana ortak: Qatar National Bank, 11 bin 111 işçi); ING Bank AŞ (Ana ortak: ING Bank NV, 3 bin 442 işçi); HSBC Bank AŞ (Ana ortak: HSBC Middle East Holdings BV, HSBC Middle East Limited, 1948 işçi); Odea Bank AŞ (Ana ortak: Bank Audi SAL, 1109 işçi).
ABD BÜNYESİNDE 100 BİN İŞÇİ VAR
Amerikan şirketleri Türkiye’de 50 milyar doların üzerinde yatırım yaptı. Amerikan şirketleri bünyesinde 100 bine yakın işçi çalışırken, işçi ücretleri giderek düştü. Özellikle son yıllarda enflasyon oranlarında ciddi artışlar görüldü. 2022 yılında yüzde 64.27 olan resmi enflasyon, 2023’te yüzde 64.77’ye ve 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 68.50’ye ulaştı. 2002 yılında emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 28.3 iken, 2023 yılında iş gücü ödemelerinin milli gelir içindeki payı yüzde 29.1 oldu. İşçiler ekonomik büyümeden payını alamadı.
ENERJİ VE HAM MADDEDE BAĞIMLI
Türkiye’nin özellikle enerji kaynakları ve endüstriyel ham maddeler konusunda dışa bağımlılığı giderek arttı. Türkiye’nin enerji ürünleri ithalatı 2022 yılında 96.5 milyar dolara, makine, motor, mekanik aletler ithalatı 34.5 milyar dolara, demir ve çelik ithalatı 28.3 milyar dolara ulaştı.
Türkiye’nin yıllık ticaret açığı verileri artan bağımlılığı gösterdi. Türkiye’nin 2022 yılında ticaret açığı eksi 36.3 milyar dolar, 2021’de ticaret fazlası 3.3 milyar dolar, 2020’de eksi 22 milyar dolar oldu. 2003 yılında ticaret açığı eksi 0.6 milyar dolarken, 2005’te ticaret açığı eksi 12 milyar dolar, 2006’da eksi 22 milyar dolar oldu.
DIŞ BORÇ YÜKÜ ARTIYOR
2024 şubat sonu itibarıyla, Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku, 173.6 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Uzun vadeli olup da vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borçlar da dahil edildiğinde, Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içinde ödemesi gereken toplam dış borç miktarı 227.5 milyar ABD doları düzeyinde. İktidar Şimşek programıyla birlikte yüksek faiz düğmesine bastı ve finansal bağımlılık arttı.
‘FAİZ LOBİSİ’NE TAM BAĞIMLI
Türkiye’nin 2023 yılında dolar cinsinden ödediği faiz miktarı 28.4 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu, 2011 yılından bu yana dolar bazında bir yılda faize ödenen en yüksek miktar oldu. Ayrıca, Türkiye’nin devlet varlık fonu, 2024 yılının başında 500 milyon dolarlık, 5 yıl vadeli dolar tahvilini yüzde 8.4 faiz ile sattı. Bu veriler, Türkiye’nin dolar cinsinden faiz ödemelerinin halkın sırtına önemli bir mali yük oluşturduğunu gösterdi.
Türkiye’nin 10 yıllık tahvil faizi, en güncel verilere göre yüzde 29 olarak kaydedilirken, Türkiye ile benzer ekonomik koşullarda yer alan Brezilya’nın 10 yıllık tahvil getirisi yüzde 10’da kaldı. Buna göre Türkiye benzer ekonomik yapıdaki Brezilya’ya göre uluslararası sermayeye 3 kat daha fazla faiz ödemesi gerçekleştirdi. (EKONOMİ SERVİSİ)