6 Mayıs 2024 10:24
/
Güncelleme: 17:14

Prof. Oyan fahiş fiyat teklifini değerlendirdi: Fırsatçılık pastanede değil tekelci sermayede

İktidarın Şimşek programıyla enflasyon yükünü emekçilerin sırtına yüklediğini anlatan Oyan, fahiş fiyatlardaki sorumluluğun tekelci sermayeye değil, küçük işletmelere yıkıldığına dikkat çekti.

Prof. Oyan fahiş fiyat teklifini değerlendirdi: Fırsatçılık pastanede değil tekelci sermayede

Fotoğraf: DHA

Birkan BULUT
Ankara

AKP’nin yüksek enflasyonla mücadele adı altında fahiş fiyatların önüne geçmek için cezaları artıran yasa teklifini değerlendiren Prof. Dr. Oğuz Oyan, asıl enflasyon fırsatçılığının, lokanta ve pastanelerdeki değil, büyük sermayedarların tekelci fiyatlamasında olduğunu ifade etti.

Meclisin bu hafta gündeminde AKP’nin hazırladığı, Türk Ticaret Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasa teklifi olacak. 23 maddeden oluşan kanun teklifiyle “Piyasa dengesini bozduğu” gerekçesiyle işletmelere verilecek cezalar düzenlenecek.

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, önceki günlerde yaptığı açıklamayla bu teklifin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk eylemleri için bugüne kadar uygulanan idari para cezalarını artırmayı hedeflediğini ifade etti. Stokçuluk yapanlarla ilgili olarak da farklı bir düzenlemenin hayata geçirildiğini ifade eden Güler’in sunduğu teklifin yasalaşması halinde fahiş fiyat artışı için öngörülen ceza tutarı 100 bin TL'den 1 milyon TL'ye kadar, stokçuluk için öngörülen ceza tutarı ise her bir aykırılık için 1 milyon TL'den 12 milyon TL'ye kadar uygulanacak. Bakanlığa, bir takvim yılı içinde en az 3 defa stokçuluk yaptığı tespit edilen ve idari para cezası uygulanan üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere 6 güne kadar kapatma cezası öngörülüyor.

ASIL FIRSATÇILIK BÜYÜK SERMAYEDE

Daha önceki yıllarda da yüksek fiyatlardan marketleri sorumlu tutan iktidar, hayat pahalılığında yine işletmeleri hedef alacak. Peki yüksek enflasyona karşı fiyat kontrolünde küçük işletmelere ceza uygulamaları çare olur mu? İktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan enflasyon fırsatçılığı yaparak fiyatları şişirenler olsa bunun sadece lokanta ve pastaneler gibi küçük işletmeler olmadığını söyledi. Enflasyondaki asıl fırsatçılığın büyük sermayedarlar tarafından yapıldığına dikkat çeken Oyan, “Buna ‘tekelci fiyatlama’ diyoruz. Yüksek enflasyondan faydalanan büyük şirketler kârlarının çok üzerinde paralar kazanıyorlar. O nedenle fiyat kontrolünden ziyade tekelcilikle mücadele lazım” dedi. Ancak sermayeye hizmet eden bir iktidarın tekelcilikle mücadele edemeyeceğini belirten Oyan, “Ayrıca iktidarın içerisinde bizzat sermayedarlar olduğu gibi sonradan büyük sermayeler elde edenler de bulunuyor” dedi.

"SEBEP FAİZDİ, ŞİMDİ ÜCRET OLDU"

Öte yandan iktidarın 2021 yılı sonundan itibaren enflasyonu bizzat artırdığını anlatan Oyan, “Enflasyon yüzde 20’lerdeyken yüzde 80’lere çıkardılar. Faiz sebep enflasyon sonuç diyorlardı, sonra ücret sebep enflasyon sonuç demeye başladılar. Şimdi enflasyonla mücadele adı altında kemer sıkma politikalarıyla ücretleri düşürmeye yönelik adımlar atıyorlar. Yüksek enflasyonun yükü asıl olarak emekçilerin sırtına yüklenirken, stokçuluk ve fahiş fiyatlarla mücadele denilerek yasalar çıkarmak topu taca atmaktan başka bir şey değildir. Enflasyonun yükünü emekçilerin sırtına yüklemeye dönük bu politikalar aslında tam sınıfsal bir dayatmadır” diye konuştu.

"PROGRAMIN BAŞARISI GİBİ GÖSTERİLECEK"

Enflasyonun talep kısıcı bir araç olarak tüketimin baskılanmasında da kullanıldığını anlatan Oyan, ücretlerin baskılanıp, emeklilerin ise tam anlamıyla yüzüstü bırakıldığını söyledi. Baz etkisiyle temmuz ve ağustos aylarında enflasyonun düşmesinin iktidar tarafından Şimşek programının başarısı gibi gösterilmek isteneceğini dile getiren Oyan, şöyle devam etti: “Oysa tutarlı bir neoliberal program bile uygulamadıklarını düşünüyorum. Çünkü borçlanma dışında dışarıdan doğrudan yatırımlar vb. kaynak bulamadılar. Umarız bu program başarıya ulaşmaz. Çünkü bu programın başarıya ulaşmasının yolu ücretlerin baskılanmasından, enflasyonun tüm yükünün yıkılacağı emekçilerinin boğazının sıkılmasından geçiyor. Sınıf dayatması olan bu programın başarısız olması, enflasyonun yükünün sermayeye yüklenmesinin yolu ise sendikaların daha güçlü mücadelesinden geçiyor.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et