Şenliği yapmaya gittik, geleceğiz
ODTÜ öğrencilerinin mücadelesi nöbette görünenden çok daha fazlasını taşıyor. Komiteler kuruluyor, topluluklar seferber oluyor, forumlarda şenliğin nasıl kazanılacağı tartışılıyor.
Fotoğraf: MA
İrem TAÇYILDIZ
ODTÜ
Bir önceki Genç Hayat sayısında yer verdiğimiz yazıda Bahar Şenliği’nden vazgeçmeyen ODTÜ öğrencilerinin ikinci bir eylemle Rektörlüğün kapısına dayanacağından bahsetmiştik. Bu yazıda ise güncel gelişmelerle beraber önümüzdeki sürece ele alacağız.
Binlerce öğrencinin katılımıyla gerçekleşen “Round 2” başlıklı eylem sonrasında “Şenliği Alana Kadar Buradayız” şiarını benimseyen öğrenciler Rektörlük önünü terk etmedi. 24 Nisan’da gerçekleşen bu eylemin ardından Rektörlük önünde nöbete başlandı. Şenliği öğrencilere sormadan, kendi aldığı kararlarla şekillendiren Rektörlüğe defalarca kez sunulan görüşme taleplerinin karşılıksız kalmasına karşın bu talepten vazgeçmeyen ODTÜ öğrencileri geçtiğimiz hafta boyunca Rektörlük önündeydi.
Ancak öğrencilerin görüşme talebini yok saymakta ısrarcı olan Rektörlük, bununla da yetinmeyip nöbet tutan öğrencileri “Bu durumları kendi kimliğinin bir tanıtım aracı haline dönüştürmeye çalışan herkes ve kurumlar” olarak tanımlayıp ODTÜ’ye zarar verdiğini iddia ettiği duruşları sebebiyle kınadığını belirtti.
BİR ADIM İLERİSİ: REKTÖRLÜK VERMEZSE BİZ ALIRIZ
Farklı toplulukların etkinlikleriyle, konserlerle ve atölyelerle geçirilen Rektörlük önündeki nöbet süreci, her öğrencinin kendi rengini kattığı bir biçimde geçirildi. Ancak ODTÜ öğrencilerinin mücadelesi, tek tek öğrencilerin ve toplulukların inisiyatifleriyle şekillenen Rektörlük önü nöbetinde görünenden çok daha fazlasını taşıyor. Bölümlerde şenlik komiteleri kuruluyor, topluluklar seferber oluyor, forumlar alınıyor, şenliğin nasıl kazanılacağı tartışılıyor.
Bu seferber olma hâli bir şeylere işaret ediyor. Diğer bir yandan, 2019 Geleneksel Bahar Şenliği de geçtiğimiz sene gerçekleştirilen Mezuniyet töreni de bize kazandıranın, mücadeleyi, “Olanak Yoksa Biz Varız” tutumuyla örgütlemek olduğunu gösteriyor. ODTÜ öğrencileri, tüm gücünü, örgütlülüğünü apaçık ortaya serdiği her vakitte ODTÜ Rektörlüğüne geri adım attırıyor. Bu mücadele deneyimi bir adım ilerisine olan ihtiyacı da ortaya koyuyor.
Bu noktada, şenliği kazanmak için Rektörlük önü nöbeti sürecinde biriktirdiğimiz tüm deneyimle, örülen dayanışma ağıyla beraber daha güçlüsünü örmek, bir sonraki görevimiz olarak ortaya çıkıyor. Yalnızca Rektörlükle görüşmeyi değil, Rektörlüğün reddettiği Devrim Sahnesi’ni tüm olanak ve imkanlarını seferber ederek kullanmayı hedefleyen bir hat da ilerletici bir nitelik taşıyor.
ŞENLİĞİ YAPMAYA GİTTİK
Bu ilerletici hattı örgütlemek üzere, Rektörlük önü nöbeti, 5 Mayıs itibarıyla “Şenliği Yapmaya Gittik, Geleceğiz” sloganıyla sonlandı. Bu sona erişin ardından ODTÜ öğrencileri olarak çizmemiz gereken rota, alternatif şenlik sürecini nasıl daha çok öğrencinin sahipleneceği ve örgütleyicisi olacağı sorularına cevap vermek oluyor.
Kitlesel forumların düzenlenmesi ve pek çok öğrencinin bir araya gelerek alternatif şenliğinin nasıl örgütleneceğine dair bir tartışma ortamının oluşması, tüm ODTÜ öğrencilerinin sürecin örgütleyicisi konumunda olmasının önünü açıyor.
REKTÖRLÜK YOKSA BİZ VARIZ
Bu süreçte bölümlerde kurulan şenlik komitelerinde bölüm bileşenlerinin tüm imkanlarını kullanmaları, toplulukların bütün olanaklarını ortaya koymaları, tüm bileşenlerin alternatif bir şenliği örmek için tüm deneyim ve ilişkilerini seferber etmek üzere bir araya gelmeleri, Rektörlüğün karşısına almak istemediği binleri yaratıyor. Bu binlerin gücü ise Devrim Sahnesi’ni, Rektörlüğün izni olmaksızın, tüm teknik eksiklik ve aksaklıklara rağmen yapmayı, Bahar Şenliği’ni her bir parçasıyla öğrencilerin kendi aldıkları kararlar ekseninde gerçekleştirmelerini sağlayacak unsur oluyor. ODTÜ öğrencilerinin “Biz Varız” iddiası; akademisyenleri, sanatçıları, ODTÜ dışından destek vermek isteyen herkesi “Biz Varız” iddiasının öznesi olmalarına olanak tanıyor.
“Biz Varız” iddiasının daha kitlesel biçimde sahiplenildiği bir durum, karar alıcı mekanizmaları daha da genişleterek mümkün görünüyor. Bölüm bölüm forumlar almak, genel forumlarda bir araya gelmek, farklı özgünlüklerde işler çıkarmak ve “Biz Varız” şiarının öznesi haline getirmek, alternatif şenliğin örgütlenmesi açısından kritik bir rol taşıyor.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, şimdi sıra kendi şenliğimizi örmek için sıra arkadaşımızlardan aldığımız gücü birleştirmekte ve bölüm bölüm kendi şenliğimizi örerken elimizi taşın altına koymakta; hocalarımızdan topluluklarımıza, sanatçılardan gazetecilere, tüm eşe-dosta el uzatıp tüm imkan ve olanaklarımızı seferber etmekte. Yani herkesi ve her alanı şenliğin örgütleyicisi hâline getirmekte. Çünkü biliyoruz ki gücümüz birlikteliğimizden geliyor. Bu koşullarda da bu işi başaracak olan bölümlerden başlayan forumlara ve şenlik komitelerine büyük iş düşüyor. Hazır olun, “Round 2” yeni başlıyor.