Değerli maddelerin değeri nereden gelir?
De Beers Group, yakın tarihteki en başarılı pazarlama propagandalarını birini gerçekleştirerek, elması bir ziynet eşyası haline getirdi.
Altın, elmas, yakut neden kıymetlidir? Kimisi ender kimisi yaygın bu maddeler neden ekonomik olarak bu kadar değer görmektedir? Gelin beraber bunun sebeplerini ve kimyasal kökenlerini inceleyelim.
Öncelikle periyodik tablodaki elementlerimizi, bir perspektif oluşturması için, ele alalım. Büyük Patlamadan sonraki 3. ve 20. dakikalar arası, evren füzyon tepkimelerine izin vermektedir. Bu süre zarfında bildiğimiz halleriyle hidrojenden berilyuma, yani 1. elementten 4. elemente kadar sentezlenebilmiştir. Füzyon tepkimesinin gerçekleşebilmesi için çok yüksek sıcaklıklara ve basınçlara ihtiyaç vardır. 20. dakikasından sonra ise evren bu ihtiyaçları karşılayamayacak kadar soğumuştur. Bu noktadan sonra ise element sentezleri evrenin ileri çağlarında yıldızların oluşmasıyla devam etmiştir. Kütle çekimiyle oluşan yıldızların çekirdeklerinde sıcaklık ve basınç değerleri o denli yüksektir ki, yalnızca en hafif 4 element değil birçok element üretilebilmiştir. Güneş bu sıcaklıklara sahip olmadığı için bu süreçler Güneşten uzun yıllar önce doğup ölmüş dev yıldızlardan saçılan gazlar bizim sistemimize hayat verip, bizim üretemeyeceğimiz elementlere sahip olmamıza vesile olmuştur.
Element oluşumuna kısaca bir göz attık. Bir metanın değerini üretimine harcanan emek-zaman ilişkisi belirler. Elmasın madenciliği kolay değildir evet, fakat altın kadar zor da değildir. Altının cevher halinden saf altına dönüştürmek için çok aşamalı işlemlerden geçmesi gerekirken (siyanür kullanımı gibi çok tehlikeli işlemler de dahil) elmasın topraktan çıktığı haliyle bildiğiniz hali arasında çok uzun süren işlemler bulunmaz. Daha derin incelemeleri sosyoloji ve ekonomi ile uğraşan dostlara bırakmakla beraber, bilimsel açıdan altının sadece ziynet eşyası olarak kullanılmasının iki sebebi olabilir. İlk olarak neredeyse hiç tepkimeye girmeyerek paslanma, bozunma gibi istenmeyen form bozuklukları göstermemesi, ikinci olarak da şekil verilebilen bir yapıya sahip olması. Altın haricinde yakut, zümrüt, safir gibi minerallerin de değerli olarak sınıflandırılmasının sebebi yine nadir bulunmaları ve göze “hoş” gelmeleri olabilir. Ancak elmas örneği, diğerlerinden ayrılan bir niteliğe sahiptir.
ELMASIN FİYATINI TAYİN EDEN PİYASA
Grafitle beraber karbonun en çok bilinen iki allotropundan biri olan elmas, saf karbon temelli basit bir kimyasal formüle sahiptir. Grafiti kurşun kalemlerinizin ucunda görebilirsiniz. Elmas ve grafit arasındaki tek fark ise grafitteki karbon zincirlerinin kağıt gibi kat kat, üst üste dizilmiş dolayısıyla zayıf; elmasta ise inşaat demirleri gibi birbirine sıkı sıkıya bağlı ve dolayısıyla güçlü olmasıdır. Bu bağlar o kadar kuvvetlidir ki, gezegenimizde elmastan daha sert ve kuvvetli bir madde bulmanız imkansıza yakındır.
Altının yanı sıra elmasın da oldukça çeşitli kullanım sahaları vardır. Diş minesini delebilecek tek madde olduğundan dental kesicilerde, bilgisayar teknolojisi, uzay ve silah endüstrisi, sanayide cam kesmede, taş yontmada, kısaca her türlü zorlu kesme veya delme işlemlerinde kullanılır. Görebileceğimiz gibi pek çok sanayi alanında, türlü alet edevat yapımında önemli bir yere sahiptir. Gezegende elmas en çok Afrika, Avustralya, Hindistan, Latin Amerika, Sibirya gibi tarihinde emperyalist güçler tarafından sömürülmüş topraklarda çıkmaktadır. Sanayi Devrimi’nden sonra şirketleşmenin ve özelleşmenin hızlanmasıyla buralardaki maden işletmeleri belli şirketlere devredildi. Günümüzde dünyadaki elmas üretiminin %95’ini ve madenciliğinin %30’unu Rus menşeli ALROSA şirketi yapmakta, onlardan önce de Belçika kökenli De Beers Group neredeyse dünyadaki elmas piyasasının tamamına hükmediyordu. Kongo ve Güney Afrika’daki yataklarda 19.yüzyılın sonlarına doğru palazlanmaya başlayan şirket, piyasaya çok yüksek miktarlarda mal sürerek rakiplerini batırdı ve tekelleşti. Tekel olmanın verdiği güçle piyasadaki arza ve fiyata hükmedebilirlerdi, ama henüz talep günümüzdeki kadar yüksek değildi. De Beers Group, yakın tarihteki en başarılı pazarlama propagandalarını birini gerçekleştirerek, elması bir ziynet eşyası haline getirdi. 20.yüzyılın başlarında evli çiftlerin %10’undan azı elmas yüzük kullanılırken, zamanla elmas yüzük alınmadan evlenilmeyeceği safsatası halka dayatıldı. Günümüzde de geçerliliğini sürdüren “1 aylık maaş” zırvalığı, bu açgözlü şirketlerin her işçiden en az 1 maaşlarını bir kömür parçası karşılığında alma isteğinden kaynaklanmaktadır.
Oldukça geniş kullanım alanları sahip elmas; altın, gümüş, platin kadar nadir metaller kadar değerli bir maden olmamasına rağmen reklam endüstrisinin ve kapitalist maden sanayisinin etkileriyle piyasada uçuk fiyatlarla karşılık bulmuş, tüketim endüstrisinin önde gelen sembollerinden birine dönüşmüştür. Batılı şirketler tarafından Afrika’da ağır sömürü koşullarında çıkarılan madenler, tüm dünyada yine benzer sömürü ilişkileriyle statüsel değerde bir nesneye evrilmiştir.